Tarifi Ayasofya Ve Fethi Kostantiniyye Ayasofya Camii İle Alakalı Kayıp Kitap, Hüseyin Galib Bey, Hazırlayan Harun Çetin, Orjinal Osmanlıca Metni İlaveli
Kategori
Yayınevi
Barkod
tarihi ayasofya kitabı, aktaş
Yazar
Vitrin Katagorisi
Markası
201,60 ₺
Fethi Kostantiniyye Ve Tarifi Ayasofya, Hüseyin Galib Bey, Ayasofya İle Alakalı Kayıp Kitap, Harun Çetin Cuma Korçak, Orjinal Osmanlıca Metni Kitap Sonuna İlavelidir
Mimari monografiler hakkında belirleyebildiğimiz en erken tarihli (1273/1857) kitap Feth-i Kostantiniyye ve Tarif-i Ayasofya’dır. Bu eser, İstanbul’un fethini anlatmakla birlikte Ayasofya hakkında da bilgi vermektedir. Ayasofya’nın fethin en belirleyici sembollerinden biri olması onun
her zaman İstanbul’un fethiyle birlikte anılmasına sebep olmuştur. Bu kitapta Kostantiniyye ve Ayasofya’nın, fethi çağrıştıran anahtar kavramlar olarak kullanıldığını görmekteyiz. II. Mehmed’e Fatih isminin Kostantiniyye’nin fethinden sonra verilmesi, ‘fetih’ kavramının II. Mehmed-Kostantiniyye-Ayasofya kelimeleriyle bütünleşmesine sebep olmuştur. Kitabın isminde ve içeriğinde bu durum söz konusudur.
Kitabın değerlendirmesini yapacağımız kısım, 42. sayfadan itibaren başlayan
Ayasofya’ya ayrılan bölümdür. Müellif konuyu anlatmaya başlamaktadır. Buna göre kilise inşaatı başladıktan sonra mimar, on sene boyunca gözden kaybolur. On sene sonra geri dönen mimar kubbeyi yapmadan önce inşaatın oturması için gittiğini söyler. Mali sıkıntı yüzünden yarım kalan inşaat yine başka bir efsaneye göre yüzü nurlu bir kişinin işaret ettiği yerdeki hazinenin ortaya çıkarılmasıyla
tamamlanmıştır. Daha sonra yazar sütunların nereden getirildiği, sütunların kalıplarla hazırlanmış dökme direkler olmasıyla ilgili rivayetler, Süleyman Mabedi’nde Hz.
Nuh’un gemisinin parçalarından yapılan kapıların Ayasofya’ya getirilmesi, pencerelerin çerçeve ve parmaklıklarının altın, gümüş, kurşun ve demirden yapılması, kubbenin kenarlarına dört büyük (Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil) meleğin resimlerinin yapılması, Ayasofya’nın ne kadara mal olduğu konularında bilgiler vermiştir.
Kitap rivayet ile devam etmektedir. İmparatorun eşinin, benzeri olmayan bir kilise yaptırmak istemesi üzerine bunu yapabilecek bir mimarı memlekette bulamaması ve bin yaşındaki bir keşişin tavsiyesiyle cilalı mermer üzerinde
yumurtayı durdurabilecek olanın bu yeteneğe sahip olabileceği öğrenilir. Gaipten gelen bir adamın yönlendirmesiyle yüzüğün üzerine yumurtayı koyarak dikebilen on yaşındaki bir çocuğa bu görev verilir. Gaipten gelen adamın çocuğu yönlendirmesiyle inşaatın yapılacağı arsa üzerine kum dökülüp planı çizilir, su bulana kadar temel kazılır, kazıklar çakılır, üzerine bakır dökülür ve inşaata başlanarak bitirilir. Devamında binanın depremden korunması için zemine sarnıç yapılması, imparatorun
altın ve gümüş taşlardan kilise yapmak istemesi üzerine bin yaşındaki keşişin ileride bu durumun yağmalara sebep olabileceği ihtimalinden dolayı taş kullanılmasını tavsiye etmesi anlatılır. İnşaatın çok uzun sürmesi üzerine çocuğun yaşlanması ve o dönemde insanların çok uzun süre (dört yüz, beş yüz sene) yaşamasından bahsedilir.
Açılışta yapılan ihsanlar, kesilen kurbanlar ve mimara verilen hediyeler anlatıldıktan sonra fetihle birlikte yapılan imar faaliyetlerine kısaca değinilir.
Yazar Hz. Muhammed’in doğumuyla birlikte gerçekleşen mucizeler arasında Ayasofya’nın kubbesinin yıkılmasını da sayar. Kubbenin yapılmasına rağmen durmaması üzerine kubbenin Hz. Muhammed’den alınan icazetle inşa edilebildiğini anlatır.
Yazar daha sonra Peygamber Efendimiz’den sonra gelen halifeler ve bunların hilafet süreleri, Muaviye zamanında Kostantiniyye’ye yapılan seferler, Hz. Eyüb’ün vefâtı,
Hz. Eyüb’ün mezarını kimsenin bilmemesi için yaptığı vasiyet ve Müslümanlar ile Bizanslılar arasında yapılan savaşlardan bahseder. İslam ordusunun uzun süre
Kostantiniyye’yi kuşatması sonucu açlıktan helak olma korkusuyla imparatorun istişare ederek İslam ordusunun bir kısmının Ayasofya’da namaz kılması karşılığında
kuşatmayı kaldırma şartını kabul etmesi, askerlerin silahlarını bırakıp Ayasofya’da namaz kıldıktan sonra Şam’a geri dönmeleri konularını anlatarak kitabını tamamlar.
Kitabın Ayasofya ile ilgili kısmında efsanelerle karılmış bir anlatım vardır.
Ayasofya’nın mimari başarısının büyüklüğü belki de tarihinin her aşamasında karşımıza çıkan bu efsanelerin çokluğunda aranmalıdır. Anlatımdaki bu efsaneleri ayıkladığımız zaman geriye elimizde bilgi kırıntıları kalmaktadır. Yazarın Ayasofya’yı anlatırken onu İslam tarihiyle yoğun bir şekilde irtibatlandırdığını görmekteyiz. Bu anlatım şekli ‘mühtedi’ bir yapının ‘Müslümanlaştırılma’ sürecine katkı sağlamaktadır. Mimari monografi yazımının ilklerinden olan bu kitap konuyu kendine has efsanevi bir üslup ile anlatmıştır.
Yazar: Hüseyin Galib Bey
Hazırlayanlar: Harun Çetin, Cuma Korçak
Katagori: Ayasofya Camii Hakkında Bilinmeyenler
Sayfa Sayısı: 133
Boyut: 14x21 cm
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Osmanlıca Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Tavsiye Ürünler
