100 Yıllık Terane, Bu Kadar Tesadüf Ancak Filmlerde Olur - TAHA ÜN, Renkli Resimli Kuşe Kağıt
Yayınevi
Barkod
yüz yıllık terane kitabı, taha ün
Yazar
Vitrin Katagorisi
554,40 ₺
100 Yıllık Terane, TAHA ÜN, Renkli Resimli Kuşe Kağıt 18x20 cm Ebat/Takdim Kadir Mısıroğlu
"Bu Kadar Tesadüf Ancak Filmlerde Olur..."
"Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ile yakın tarihin karşılaştırmalı medya analizi olarak karşımıza çıkan 100 Yıllık Terane isimli kitap, Taha Ün'ün kaleme aldığı kendi mecrasında ilk çalışma olarak okuyucuya sunuluyor. Abdülaziz ve Abdülhamid dönemi Osmanlı yayın organları ile yakın tarihimize damgasını vuran gazete manşetlerini, afişleri ve görsel materyalleri yan yana getiren Taha Ün, ortalama 100 yıllık medya tarihimizin üslubunu, Türkiye'nin sorunları karşısında takındığı tavrı bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. 100 Yıllık Terane, okura bir asrı geçen süreç içerisinde zamanı, olayları, kişileri ve tepkileri iyi derecede harmanlamış, okuyucuya mukayese imkanı veren, tarihte iz bırakmış olayları, günümüze kadar uzanan tartışmaları sayfalarına taşımıştır. Sanat Ofisi yayınları arasında yer alan bu değerli eser, Türkiye'nin gündemini uzun süre meşgul edecek çarpıcı manşetlerin 100 yıl önce benzerlerini bularak yeni polemiklerin kapısını aralayacak içeriğe sahip. Bu kitap, sadece Osmanlıca kaynakları değil, Amerikan, İngiliz, Fransız, Kanadalı ve daha birçok ülke gazetelerinin Osmanlı imparatorluğu ile son çeyrek yüzyılda Türkiye hakkındaki gazete manşetlerini de gözler önüne seriyor. Jön Türkler'den FETÖ'cü darbe girişimine kadar karşılaştırmalı medya görselleriyle kaleme alınan kitap güncel konular hakkındaki düşüncelerinizi derinden etkileyeceği muhakkaktır. 210 sayfalık bu kitap, sosyal medyada yıllarca paylaşılacak yeni bir caps kaynağı olarak da sıkça karşımıza çıkabilir.
Yazar: Taha Ün
Editör: Sadık Buğra İşler
Katagori: Tarih/Abdulhamid Han Ve Recep Tayyip Erdoğan Dönemi Benzer Mücadeleleri
Sayfa Sayısı: 210
Boyut: 18 x 20 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2016
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kuşe Kağıt Renkli Resimli
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Taha Ün'ün kaleme aldığı 100 Yıllık Terane isimli kitap Osmanlı Devleti'nin son dönemi ile yakın tarihin karşılaştırmalı medya analizi olarak karşımıza çıkıyor. Sanat Ofisi Yayınevi'nden çıkan kitap, beraberinde birçok tartışmayı da getirecek gibi görünüyor.
Siyaset konuşulurken hemen hemen herkesin kurduğu ortak cümleler vardır. O cümlelerden biri de "100 yıldır aynı yalanları söylüyorlar”. Peki neydi o yalanlar? Tam olarak ne zaman ve ne demişlerdi, şimdi ne diyorlar? Yazar Taha Ün belki uzun zaman önce yapılmış olması gereken titiz bir çalışma yürütmüş ve "100 Yıllık Terane” adlı kitabında 100 yıldır aynı zihin tarafından yazılmış tıpatıp aynı yalanları bir araya getirmiş.
Kitabın yazarı Taha Ün ile 100 Yıllık Terane’yi konuştuk. Kitabı okurken bir şaşırma hali hasıl oluyor. "Hadi canım, bu kadar mı” diyoruz. Ben bazı sayfaları okurken "Yuh artık” bile dedim. Bende bıraktığı en güçlü hislerden biri de şu oldu: Bu tezgâhın madrabazlarının 100 yıldır aynı şeytandan vesvese aldıkları çok belli. Rezil olmuşlar!
100 Yıllık Terane fikri ne zaman oluştu?
Gezi olayları sırasında NTV’yi izliyordum. Adını şimdi hatırlamıyorum ama bir adam, Erdoğan için "Sonu Abdülhamid gibi olacak” diye bağırıyordu. "Sonu Menderes gibi olacak, asılacak” diyenleri biliyoruz, çok çirkin lakin hafızalarda olan bir olay Menderes’in asılması. Ama "Sonu Abdülhamid gibi olacak” lafında çok derin bir zihin kodu var. Geri planı çok daha derin bir hesaplaşma kaygısıyla söylenmiş bir laf bu. Gündelik siyasi, ekonomik ya da kültürel bir muhalefet söz konusu değil burada. "Sonu Abdülhamid gibi olacak” demek 100 yıllık kadim bir intikamın peşinde koşmak demek. Ve hiçbir Türkiyeli’nin böyle bir hesabı olmaz, bu doğrudan Batı’nın yarası, Batı’nın derdi, Batı’nın hesabı. O günlerde böyle bir şey yapılması lazım demiştim.
Süreç nasıl başladı peki?
Can Dündar’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde "Bu silahlar nereye gidiyor” diye yapılan MİT TIR’ları haberinin olduğu gün, bir gazeteci abimiz Mehmet Koca ile buluşmuştuk. Bana bir fotoğraf gösterdi. 1875 tarihli bir Osmanlı gazetesinde "Bu silahlar nereye gidiyor” haberi var. Haberin hikâyesi enteresan. Doğu Türkistan’da, Uygur Türkleri Çin Hanedanı’na karşı bir ayaklanma başlatıyorlar. Osmanlı da 1873’ten itibaren belirli aralıklarla bu ayaklanmaya destek oluyormuş. 1875 yılında ise iki gemi daha gönderiyor ama bu sefer gemilerde Osmanlı askerleri de var. Bu iki gemi limandan ayrılır ayrılmaz, bir Osmanlı gazetesi, "İstanbul’dan yola çıkan ve Akdeniz’e doğru açılan, içinde silah ve askerlerin olduğu bu iki gizemlinin Çin’e gittiği söyleniyor” diye haber yapıyor. Bu haber çıkana kadar Çin’in Osmanlı buraya el uzatabilir kaygısı hiç olmamış fakat bu haberden sonra böyle bir kaygı ortaya çıkmış ve bazı tarihçilere göre Çin-Rusya yakınlaşmasının miladının bu hadise olduğunu söylüyorlar. Mehmet Koca bu fotoğrafı gösterince, "Burada bir çark var, pis bir tezgâh dönüyor bu işlerde” deyince bu araştırmayı derleme süreci başladı.
Bu tezgâhın ne kadarı bu kitaba girebildi?
Arşivlerde çok büyük bir derya yatıyor. Biz muhtemelen bu deryanın içinden ancak bir tas alabilmişizdir. Sadece manşet ya da haberler değil makaleler de aynı dilde yazılmış ö dönemde. Bugün Erdoğan için ne diyorlarsa, Abdülhamid için de bire bir aynısını demişler. Eli kanlı Sultan, Zorba, Kâfir, Hain, Tiran, Firavun, Kızıl Kâfir.
Çok uç yazılar bile var. "Abdül-hamid Han, bir kız çocuğu ‘Hürriyet’ dedi diye almış, sobaya atmış ve diri diri yanışını izlemiş.” diye yazmışlar. 33 senede sadece 5 idam kararını onaylayan bir padişah için bunu ciddi ciddi yazmışlar ve inanlar olmuş.
O günün medyasıyla bugünün muhalif medyasının en büyük ortak özelliği ne?
O günün şartlarında medya bütün kötülükleri, afetleri aklınıza ne geliyorsa bütün fenalıkları Abdülhamid’e bağlamış. İngilizler, Ruslar, Fransızlar aslında Osmanlı’ya düşman değiller Abdülhamid’e düşmanlar. "Abdülhamid olmasa Osmanlı harika olacak kimse savaşmayacak” diyorlarmış. İçeriye propaganda yaparlarken Abdülhamid için kâfir diyen adamların aynısı, dışarıya propaganda yaparken Abdülhamid "Şeriat devleti kuracak, başkenti de Mekke’ye taşıyacak” diyorlarmış.
Abdülhamid’e karşı olan medyayla, Erdoğan’a karşı olan medya sadece zihniyet olarak değil kelimeleri bile aynı olan haberleri yapıyorlar. Peki bu çark 100 yıldır işe yarıyor mu?
"Bölünmüş yollarla Almanlar’ı zengin ediyor” denilmiş Abdülhamid için. "Ağır hasta iki sene sonra ölecek” denilmiş, "Hicaz Demir yolu büyük yalan” denilmiş, hatta "Kuraklığın Sebebi Abdülhamid” demişler. Bunun gibi yüzlerce manşet yüzlerce, haber var Osmanlı gazetelerinde. Şimdi bu tarz tezgâhlar Abdülhamid zamanında çalışmış. Menderes zamanında çalışmış. Ancak Erdoğan Türkiye’sinde eskisi kadar tıkır tıkır işlememiş. Ekonomik zarar verebiliyorlar, rahatsız edebiliyorlar, fitne çıkarabiliyor ama eskisi gibi çalışmıyor. Fakat bence en büyük zararı, Batı’nın resesyona girdiği, yeni bir dil üretemediği söyleyecek her şeyinin kalmadığı, iç ve dış dinamiklerinin nüfusuyla birlikte yaşlandığı ve tükendiği bir dönemde Türkiye, genç nüfusu, tarihsel birikimi ve devlet deneyimiyle bugün çok başka şeyler konuluyor dünyaya yeni bir şekil veriyor olması lazımdı ama ne yaptılar bizi oyaladılar...
Abdülhamid dönemi medyasının taraf yapısı nasılmış?
Bütün medya Abdülhamid’e karşıymış aslında. Hiç medyası yokmuş diyebiliriz. Meseleleri Osmanlı tarafından yerli ve milli olarak aksettiren hiçbir medya yok. Bütün medya Abdülhamid’in karşısındaymış.
Ben bir tarihçi değilim. Ben iddialı bir araştırmacı gazeteci değilim. Ben kendi çapında duyarlılık gösteren biriyim. Ben kendi imkânlarımla iki senelik bir çalışma ortaya çıktı ama bu alana çok ışık tutulması gerekiyor. Bu konu çok derin ve büyük bir konu...
Arşivlik bir eser
Osmanlı’nın muhalif medyası, "Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda hepsi özel mühürlü tanesi 2.500 dolarlık altın tabaklarda yemek yiyor” haberi yapmışlar. Şimdiki medya da "Erdoğan, Külliye’de tanesi bin dolarlık bardaklarda su içiyor” haberleri yapıyorlar. Abdülhamid ölümcül hasta, Abdülhamid okuma yazma bilmiyor, Abdülhamid kendi kendine darbe yaptı gibi haberlerin kelimesi kelimesine aynıları yayınlanıyor. Kâfir, Yezit, Yahudi, Firavun gibi ithamlar sırası bile aynı şekilde yayılıyor. Ekonomiyi durdurun, İstanbul’a gitmeyin, alışveriş yapmayın haberleri bile aynı. 100 yıldır bütün bu haberleri başka insanlar yazmış ama hepsini aynı kişi yazdırmış. Bir insan 100 yıldan fazla yaşamayacağına göre bence hepsi aynı şeytandan vesvese almışlar. 100 Yıllık Terane kitabı, içindeki yüzlerce ibretlik çalışmayla herkesin kütüphanesinde bulunması gereken arşivlik bir eser.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Böyle bir siteye gerçekten ihtiyaç var
Hayati Sevinir | 12/01/2024
Tavsiye Ürünler