İslam Fıkhı El Hidaye Tercümesi Delilleriyle Hanefi Fıkhı - Ebu Bekir Merginani Şamua Kağıt 4 Cilt Takım
ÖNSÖZ
Din kardeşlerimize hizmet etmeyi vazife bilen müessesemiz, daha önceleri
yayınlamış olduğu Sünen-i îbn-i Mâce, Kabir Âlemi, Sîret-i
îbn-i Hişam gibi eserlerden sonra, şimdi de Hanefi mezhebi üzerine
yazılmış kaynak eserlerden sayılan « EL HİDAYE» yi neşretmiş
bulunuyoruz.
Müslüman din kardeşlerimizin dünyevî ve
uhrevî pek çok sorularına rahatlıkla cevap bulabilecekleri bu değerli eseri,
kıymetli âlimlerimizden Emekli Müftü Ahmet Meylânî tarafından günümüzün anlaşılır
Türkçesi ile büyük itina gösterilerek hazırlanmıştır. Ayrıca kitabın
dipnotlarında kaynakların yerleri de gösterilmektedir.
Eserin neşir sahasına çıkmasını bize müyesser kılan Allah Teâlâ Hazretlerine
hamd eder, inşaallah daha nice eserleri bizlere neşretmeyi nasib eder.
Okuyucuların istifade ve takdirleri bizim için en büyük sürür ve mânevi ecir
vesilesi olacaktır. Cenâb-ı Hakk'a hamd, Peygamberine salat, ümmetine rahmet
olsun...
BİDAYETÜ'L-MÜBTEDİ ŞERHİ
HİDAYE
Türkistan'ın Fergane bölgesindeki Merğınan şehrinde hicri 511
yılında doğan Burhaneddin Ebu'l-Hasan Ali, büyük âlimlerden olup Hazreti Ebu
Bekir (Râdıyallahu anh)'in soyundandır. îslâmî ilimlerin her dalında kıymetli
eserler vermiş ve çağdaşı olan alimlerin takdirlerine mazhar olmuştur.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
İslam fıkhı üzerinde önce herkesin yararlanabileceği özlü ve
kısa bir kitab hazırlamış ve buna «Bidayetü'l-Mübtedi»
adım vermiştir. Daha sonra bunu yeterli bulmayarak genişletmek istemiştir. Gördüğü
bu lüzum üzerine bu kitabını şerh ederek seksen cild haline
getirmiş ve ona, «Kifayetü'l-Müntehi» adım vermiştir. Bugün, bu eserinin
nüshalarına rastlanmamaktadır. Ancak bu eserin de çok geniş olması sebebiyle
kâtibler tarafından yazılıp çoğaltılmasının bir hayli güç olduğunu ve
faydalanma bakımından kolaylık sağlayamayacağını düşünerek bunu daha yararlı
bir hale sokmak istemiştir. Nihayet 573 H. yılında Bidayetü'l-Mübtedi adlı kitabına
ikinci defa olarak dört cüz halinde bir şerh yazmış ve buna
da, Hidaye adını vermiştir. Bu kitabın önemini
bizzat kendileri, şiirlerinin birinde şöyle ifade ederler:
Hidaye öyle bir kitabdır ki, onu öğreneni
hidayet yoluna iletir, körün gözünü aydınlığa kavuşturur.
«Ey akıl sahibi! Sen ona sarıl ve onu öğren; çünkü onu öğrenen, manevî
isteklerin en yükseğine erişmiş olur.»
Bu eser, bugün bile islâm ülkelerinin çok yerlerinde okunup okutulmakta ve
kıymetini muhafaza etmektedir. Hanefî mezhebi üzere yazılmış
kaynak eserlerden sayılabilir. Böyle bir eserin, hocalarımızdan (Emekli Müftü
Muhterem Ahmed Meylâni ) tarafından Türkçeye
çevrilmesiyle iyi bir hizmet yapıldığı muhakkaktır.
Gerek mütercim için ve gerekse, basımını sağlayan yayınevi sahipleri
için sadaka'i Cariye kabilinden sevab vesilesi olmasını ve okuyucuların da
faydalanıp gereği üzere işlem yapmalarını yüce Allah'tan dilerim.
*A. Fikri Yavuz
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ
Yüce Allah'a hamd ve senalar, onun son Peygamberi olan H z . Muhammed
(Aleyhi's-salatü ve's-selâm)'a da sayısız salât ve selâmlar olsun.
Sayın okuyucu, elindeki bu değerli eseri tercüme etmek
benim için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. Çünkü bu çalışmayla Hanefî
fıkhının en muteber kaynaklarından biri daha yeni neslin istifadesine
sunulmuş olmaktadır. Nitekim beni —özellikle— bu eseri tercüme
etmeye yönelten amil, eserin mukayeseli olması ve İslâm fıkhı
konusunda okuyucunun muhakemesini geliştirecek nitelikte bulunmasıdır.
Bu arada, tercümedeki bazı özellikleri açıklamakta yarar görmekteyim.
Şöyle ki:
— Eserin Arapça ifadesi bir hayli muğlak olup konuların
işleniş tarzı herkesin rahatça anlayabileceği kolaylıkta olmadığından, okuyucu tercümede
de aynı zorluklarla karşı karşıya bırakmamak için metne bağlı kalmaktan çok,
elden geldiği kadar, kolay anlaşılır ve açıklamalı bir üslup tercih ettim.
Bununla beraber, eserdeki zorluğun tamamen ortadan kaldırılmış olduğunu iddia
edemem.
— Eserdeki aktüel olmayan bazı klasik örnekler, çağa uygun ve modern örnekler
durumuna getirilmiştir. Aynı amaçla köle ve cariyelerle ilgili kısımlar tercüme
edilmemiştir.
— Müellif, « el-Mebsut », «Kuduri Muhtasarı», yahut
el-Cami-üs sağir »den bir söz naklettiği zaman, bu kitapların
adını vermeyip birincisine «Asıl», ikincisine «Muhtasar»,
üçüncüsüne de « el-Kitab » demektedir. Biz ise, bu kitapların
asıl adlarını vermeyi ve müellifin, kendi tarafından esere bir
söz katmak ihtiyacını duyduğu zaman, tevazu göstererek «Zaif kul diyor ki» şeklinde
kullandığı ifadeyi «Ben diyorum ki» şeklinde değiştirmeyi tercümeye
daha uygun bulduk.
4 - Müellifin önsözünde de geçtiği üzere, bu eser kendisinin
daha önce yazmış olduğu «Bidayet'ül-Mübtedi» adındaki metnin şerhi
olduğu ve bütün şerhlerde olduğu gibi bu şerhte
de, metin kısmı parantez içine alındığı için, biz tercümede
de aynı usule bağlı kaldık. Kaldı ki bunda, metin ile şerhin
birbirine karışmaması ve okuyucunun ihtiyaç duyduğu zaman, tercümeyi
Arapça aslı ile kolaylıkla karşılaştırabilmesi gibi birtakım yararlar
da bulunduğu için -özellikle- biz buna özen gösterdik.
Şunu da belirtmeliyim ki: Çeşitli sebeplerden dolayı tek başıma tercümeyi
arzuladığım süre içinde bitiremeyeceğime kanaat getirdiğimden, halen Eğridir
vaizi bulunan Mehmet Yalar ile eski din görevlisi Mehmet Selim Bilge' den bana
yardımcı olmalarını rica ettim. Ricamı kabul eden bu meslektaşlarımdan Mehmet
Yalar 3. cildin tamamını, Mehmet Selim Bilge de 4.
cildin beşte üçünü tercüme etmeyi başardılar.
Kendilerine teşekkür eder, ilerdeki çalışmalarında da başarılar dilerim.
Basarı Yüce Allah'tandır.
-Ahmed Meylani
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
«Allah, hakkında iyilik dilediği kimseyi din konusunda bilgili kılar.» Hadis-i
Şerif (1)
İlmin bayrak ve sancaklarını yükseklere dikip dalgalandıran, şeriatın şiar ve
hükümlerini belirleyip ortaya koyan, insanlığa doğru yolu göstermek için
birtakım peygamberler gönderen ve o peygamberlerden sonra, onların gittiği
yola insanları davet etmek için birtakım âlimleri o peygamberlere halef ve
vâris kılan yüce Allah'a hamd ve senalar olsun.
O âlimler ki; görevlerini tam anlamıyla yerine getirmiş, hayatın -büyük küçük,
açık kapalı- ne kadar ihtiyaçları varsa, hepsine ışık tutacak birtakım
meseleler va'zederek dinî ve içtimai hayatta büyük ölçüde kılavuzluk
etmişlerdir.
Ne var ki, ardı arkası kesilmeyen hayat olaylarının sayılamayacak derecede
çokluğu yüzünden, konunun kemeri biribirinin ardından akıp gelen bu olaylara
dar gelmekte ve her bir olay için mahsus bir hüküm bulunamamaktadır. Bununla
birlikte, kaçıp ele geçmeyen ve uzaklaşıp karanlıklara gömülen avları,
kaynakların ışığında arayıp bulmak ve ana yuvalarında yakalayıp bağlamak mümkündür.
Ancak bu da, her kişinin değil, hüküm ve hâdiseler arasındaki benzerlikleri
kavrayıp örneklerden yararlanmasını bilen er kişinin işidir.
(1) Buhari, Müslim, İmam Ahmed'in Müsned'i, Tirmizî, ibn-i Mâce, Muvatta ve
Dârimî, Buharî ile Müslim Muâviye b. Ebü Süfyan'dan, İmam Ahmed hem Muâviye b.
Ebû Süfyan, hem îbn-i Abbas'tan, Tirmizi İbn-i Abbas'tan, İbn-i Mâce de Ebû
Hüreyre'den...
Buharî (İlim) 10, (Humus) 7, (İtisam) 10, Müslim (İmare) 175. (Zekât) 98, 200,
35, Tirmizi (İlim) 4,İbn-i Mâce (Mukaddime) 17, Dârimî (Mukaddime) 24. (Rikak)
1, Muvatta' (Kader) 8, İmam Ahmed'in Müsnedi 1/306, 2/234, 4/92, 93, 95. 96,
97, 98, 99. 101
Sayın okuyucu,
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bu şerhte en güzel ve sağlam rivayetleri, en sıhhatli ve ilginç dirayetleri toplamış bulunuyorum. Bu şerhe ayrıca, bütün temel meseleleri ve çeşitli dallara kök olabilecek ana kaideleri dercetmekle beraber onda gereksiz uzatmalar yapmaktan da kaçındım. Ta ki, zamanı müsaid olmayan veya mizacı uzuna mütahammil bulunmayan kimseler kısa ve küçük olana, zamanı müsaid olup da fazla şeyleri öğrenmek isteyenler de uzun ve büyük olana başvursunlar. Zira insanlar değişik mizaçlıdırlar ve herkesin mizacı ve heves ettiği şey ayrıdır. İlim ise, hepsi -azı da çoğu da, kısası da uzunu da, büyüğü de küçüğü de- hayırdır.
Yüce Allah'tan başarılar ve ömrümün bitiminde bana ve bütün müslümanlara mutluluklar ihsan etmesini dilerim. Yüce Allah bütün zorlukları kolaylaştırmakta, dilediği her şeye gücü yetmekte ve duaları kabul buyurmaktadır. Her şeyde vekilimiz odur ve bizim için o yeterdir.