Kuranı Kerim ve Meali Özlü Tefsir, Tefsirlerin Özü, Abdullah Parlıyan, Orta Boy 17x24 cm
Kategori
Yayınevi
Barkod
Kuran Meali Orta - Konya Kitapçılık
Yazar
Vitrin Katagorisi
395,00 ₺
Kur'an-ı Kerim ve Meali Özlü Tefsir - Tefsirlerin Özü - Abdullah Parlıyan
-Orta Boy 17x24 cm Ebat - Şamua Kağıt - Ciltli - 638 Sayfa
"Bu Kuran-ı Kerim'in Ortasında Arapça Metni, Kenarlarında Tefsirli Türkçe Meali Bulunmaktadır."
Hazırlayan: Abdullah Parlıyan
Katagori: Kuran-ı Kerim ve Türkçe Tefsir Özlü Meali/Anlamı
Sayfa Sayısı: 638 Sayfa
Boyut: 17 x 24 cm
Basım Yeri: Konya
Basım Tarihi: 2014
Kapak Türü: Ciltli Sert Kapak
Kağıt Türü: Şamua Kağıt
Dili: Türkçe - Arapça
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
ÖNSÖZ
"Allah, sözün en güzelini bir kitap halinde indirmiştir. Bir kısmı bir kısmına benzer. çelişkisiz, bıktırıp usandırmayan tekrarlarla doludur ki, rablerine derin saygı göstermekte olanlar, tehdid ve korkutucu ayetlerini okuduklarında derileri ürperir, rahmet ayetlerini okuduklarında ise tenleri ve kalbleri Allah’ın zikrine yatışıp, yumuşar sakinleşir. İşte Allah’ın rehberliği böyledir. doğruya yönelmek isteyeni bu kitapla doğru yola istediği şekilde eriştirir. Kim de şaşkınlık ve sapıklık içinde kalmayı isterse ona da doğru yolu gösterecek yoktur.”
Zümer: 39/23
Hamd, hakkı batıldan fark ettiren kitabı indiren, kullarına da bu şekilde öğreten Allah’a; Salât ve selâm da O Kur’ân’ı yaşayarak bizzat hayatında gösteren, sınırlar koyma yetkisi kendisine verilen O’nun Rasûlüne soy ve sopuna olsun.
Allah’ın lütfu ve yardımıyla ömrümüzün son yirmi yılını Kur’ân ve Hadis öğrenimi ve öğretimi ile geçirmiş olmamız sebebiyle şu kanaatımızı daima önde tuttuk ve her zaman tekrarladık: "Günümüz insanı en az bildiği veya hiç bilmediği Kur’ân’ı mutlaka öğrenip anlamalı düşünmeli ve öğrendiğini de yaşamalıdır.” Fakat iki binli yılları geçtiğimiz şu sıralarda piyasada mevcut olan elliyi aşkın meâlin yanısıra kırk civarında telif ve terceme tefsirlerin meallerini de ele aldığımızda hepsinin değişik faydalarının yanısıra klasik oluşları ve anlaşılmayı güçleştiren değişik sebebler içerdikleri için tefsirlerin özü en kolay anlaşılan özlü tefsir diyebilceğimiz bu çalışmaya başladık.
En kolay anlaşılan özlü tefsir diyebileceğimiz bu çalışmamızda tek gayemiz "Kur’ân’ı okuyan kimsenin hemen arkasından o ayetin ne demek istediğini sözlüğe, dipnota müracaat etmeksizin anlayabilmesini sağlamaktır. Detaylı bilgi zaten çok ciltli tefsirlerden öğrenilmelidir. çünkü tefsire müracaat edilmeksizin hiçbir meal çalışmasından Kur’ân % 100 öğrenilip anlaşılamaz. mutlaka bir veya birkaç tefsire müracaat edilmelidir.
Sünnete (Hadise) baş vurmadan Kur’ân’ın kendi başına anlaşılıp yaşanamayacağının da altını çizmekte fayda vardır. Rabbimiz Cum’a: 62/2 de şöyle buyurur: "O Allah ki, kitap ve okuma ile ilgisi olmayan bir topluma, içlerinden birini kendilerine Allah’ın mesajını aktaran, onları küfür, şirk ve nifak gibi hastalıklardan arındıran, ilâhî kelamı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir ki, oysa onlar bundan önce, apaçık bir sapıklık içindeydiler.” Yine Mâide: 5/3 son bölümünde: "…Bugün size, dininizi kemale erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslâm’ı verip, ondan razı oldum…” buyurulmaktadır. Ayrıca Âl-i İmrân: 3/32, 132; Nisâ: 4/59; Mâide: 5/92; Enfâl: 8/1, 20, 46; Nûr: 24/54; Muhammed: 47/33; Teğâbün: 64/12 ve benzeri pek çok ayetlerde hem Allah’a hem de peygambere itaat edil-mesi yani Kur’ân’ın yanısıra sünnete (Hadise) de müracaat edilmesi vurgulanmıştır. Sünnetsiz Kur’ân, peygambersiz İslâm kendi başına din ve hayat tarzı olamaz. Dinin tamamı ancak bu ikisiyle tamamlanabilir. Veda haccındaki son hutbesinde Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Size iki şey bırakıyorum; Onlardan biri Allah’ın kitabı, diğeri de benim sünnetimdir. Kim bunlara yapışırsa, sağlam kulpa yapışmış olur.”[1] Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere sadece Kur’ân ve meal ile din anlaşılıp öğrenilmiş olmaz.
¯ Pekçok meallerimizin Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kaleme alınan meallerden aktarılmaları Cumhuriyet dönemi öncesi Türkçesine (osmanlıcaya) ağırlık vermiş olmalarından yeni neslin Kur’ân’ı anlaması çok güç olmaktadır. "Arz-ı Mahsûs, imdi, vaktâki, nedâmet, kifâyet, şikâk, münâzaa, katiyyet kesbedince, apaşikâr, mahvedici, müttakîler kânî olurlar, o hengâmda, nusrat-ı ilâhiyeye nail olurlar, meşru hakka ittibaen” kelime ve terkiplerinde görüldüğü gibi.
¯ Bazı meallerde de anlaşılmayan bu tür kelimeler parantez açılarak güya açıklığa kavuşturulmuş oluyor. "Revâ = lâyık, rıfkile = usulcacık, milk-i yemînin = cariyen olsun, kudretinde = tasarrufunda” gibi.
¯ Bazen de değişik yazı karakteri veya dipnotla izah şekline gidiliyor ki, bunlar okuyucuyu ayetin vermek istediği mesajdan uzaklaştırıyor, anlamayı güçleştiriyor. Okunan meal değil de ayetlerin iniş sebebi veya İslâm tarihi okur gibi oluveriyor.
¯ Meallerin çoğunda ihmal edilen ayet başlarındaki harf ve edatlara "Tercemede yer verilmemesinin” eksikliği de ortadadır. Manaya çok büyük tesiri olan bu ihmalin de Kur’ân’ın anlaşılmasında veya eksik anlaşılmasında rolü büyük olmaktadır.
Toplumumuza Kur’ân’ı anlatmayı, öğretmeyi vazife bilen bir kimse olarak yıllardır değişik kültür seviyesindeki insanlara Kur’ân’ı evlerde ve camilerde duyururken karşımıza çıkan problemlere çözüm olabilecek piyasada bulunan klasik meallerin aksaklıklarını gücümüz yettiğince telafi ederek en kolay anlaşılan özlü tefsir diyebileceğimiz bir çalışmayı yapma zarureti teoride değil bizzat pratikte bu işin yapılması gerektiğinden hareketle bu işe giriştik.
Bu çalışma esnasında dikkat edilen noktaları şöylece sıralayabiliriz:
1. Okuma ve anlamada dikkatleri dağıtan parantez ve dipnot olmamasını istedik.
2. Ayetler arası mana bütünlüğü düşünülerek her ayet bir satır olarak değil genellikle birkaç ayet bir paragraf olarak okunup anlaşılsın ve Türkçedeki noktalama ve paragraf sistemine göre olsun istedik ve her konu başlangıcına Kur’ân’da "Ayın” harfi konularak işaret edilen yerlere biz bir kitap resmi koyduk.
3. Maksadımız kitabımızın anlaşılması olunca, birden fazla anlama gelen veya gelmesi mümkün olan ayetler koyu renkli veya bağlacıyla bir arada vermeye çalıştık. Mesela:
Bakara: 2/87 "Ruhu’l-Kudus” Cebrâil veya Kutsal ilham, Bakara: 2/233 "Fisal” Anne ile çocuğun birbirinden veya çocuğun memeden ayrılmasına, Âl-i İmrân: 3/79 "Min dunillahi” Allah’ın yanısıra veya Allah’ı bırakıp ta gibi.
4. Kaçınabildiğimiz kadarıyla arapça ve osmanlıca kelimelerden uzak kalıp bu günün insanının anlamasına yardımcı olacak Türkçe kelimeler kullanmaya çalıştık. Bazan bu kelimeler cümledeki kelimeyi açıklar şekilde birkaç kelimeden meydana gelmiş veya tek bir cümle olduğu da olmuştur.
5. Dilimize geçmiş İslâmî terimler arasında yer alan: Fidye : Esirlik veya zor bir durumdan kurtulmak için verilen kurtulmalık bedeli olarak, Gazap : Öfke, kızgınlık, dargınlık, hışma uğramak şeklinde, Kavm : Aralarında dil, din, soy, kültür ve tarihi bağı olan topluluklar şeklinde, Lütuf : İyi, yumuşak, dostça davranış, ikram ve yardımda bulunmak anlamında, Lanet : Allah’ın affetmesi ve acımasından uzak kalmak, ahiretin hayırlarından uzaklaştırılmak anlamlarına gelen bu gibi kelimeler aynen muhafaza edilip Türkçe karşılıkları aranma yoluna gidilmemiştir.
6. Kur’ân’ın genel muhtevası göz önüne alınarak Kurtubî’nin ve Fahreddin Râzî’nin Besmelenin tefsirinde açıkladıkları ve Prof. Dr. Muhammed Hamîdullah’ın mealinde terceme ettiği gibi farklı bir biçimde terceme edilmiştir.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
7. Tek kelimeyle karşılığı bulunamayan sözcükler bazan birkaç kelime veya bir cümleyle anlatılmaya çalışılmıştır.
¯ Örnek "KFR” kökünden gelen kelimeler; Âl-i İmrân: 3/97-98 Mesajı kabul etmekten kaçınıyorsunuz, Bakara: 2/85 İnkar mı ediyorsunuz? Bakara: 2/152 Nankörlük etmeyin, Nisâ: 4/150 İnanmayız, Bakara: 2/256 Reddedenler, Nisâ: 4/136 İnkar eden, Bakara: 2/217 İnkar etmek, Âl-i İmrân: 3/80; Nisâ: 4/135 İnkar, Tevbe: 9/54 Tanımaktan kaçındılar, Tevbe: 9/107 İslâm’dan çevirmek, Hûd: 11/19 Tanımazlar, İbrahîm: 14/18 Tanımayan, İbrahîm: 14/22 Reddediyordum, Nahl: 16/72; Hacc: 22/66 Nankörlük anlamlarında kullanılmakla birlikte çoğunlukla hem daha iyi anlaşılsın için, hem de sözlük ve ıstılah manasını bir arada ifade etmesinden dolayı "Allah’tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirler” şeklinde çevirilmiştir.
¯ "ZLM” kökünden türeyen kelimeler; En’âm: 6/160 Haksızlık yapılmayacaktır, A’raf: 7/9 Mesajlara yakışık almaz biçimde karşılık vermek, A’raf: 7/160 Yazık etmiş oluyorlar, Enfâl: 8/60 Haksızlık yapılmayacaktır gibi manaların yanısıra çoğunlukla bu kökten gelen kelimelere Kur’ân’ın genel muhtevasının yansıttığı bir mana olarak "Yaratılış gayesi dışında hareket edenler” şeklinde mana verilerek daha anlaşılır hale getirilmeye çalışılmış ve Zâriyât: 51/56 ayetinin muhtevasına uygun hareket edilmiştir.
¯ "Takva” kökünden gelen kelimeler ise; sorumluluk bilincine sahip olma, cehennem ve azaptan korkup çekinme, günahlardan sıyrılıp harama yaklaşmayı bile gönlünden geçirmemek gibi manalarının yanısıra çoğunlukla Kur’ân’daki genel anlamı olan Yolunu Allah’ın kitabıyla bulmak şeklinde çevrilmiştir.
¯ "Ğayb” kelimesine insan idrakini aşan olgular, akıl ve hisle değil ancak vahiyle bilinen gerçekler, yaratılmışların kavramaktan aciz oldukları şeyler olarak;
¯ "Rabb” kelimesi yaratıp düzene koyan ve koyduğu düzeni işleten anlamına gelmekte olup Fâtiha: 1/2 de böylece kullanılmış olup diğer yerlerde Rab olarak ifade edilmiştir.
¯ "Şirk” kelimesine; Allah’tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlar, Allah’la birlikte başka şeylerin ilahlığını tanıyanlar şeklinde,
¯ "Ehl-i Kitap” kelimesine; kendilerini önceki vahye bağlı sayanlar, Allah bize de kitap gönderdi diyenler şeklinde,
¯ "Hanif” kelimesine; batıl ve her türlü gerçek dışı şeylerden yüz çeviren, kimse olarak,
¯ "Sehhara” kelimesine; koyduğu yasaları insanlığın kullanımına tabi tutan,
¯ "Hakk” kelimesine; şaşmaz düzen, kesin doğruluk, uygunluk, hak içerikli,
¯ "Batıl” kelimesine; değersiz, geçersiz, anlamsız, amaçsız,
¯ "Şehid” kelimesine; hakikate hayatlarıyla şahit olanlar,
¯ "Fısk” kelimesine; Doğal ve sosyal yasalara aykırılık, Allah’ın çizdiği yoldan dışarı çıkma gibi manalar vererek bizden önceki klasik meallerden ayrılmış olduk. Bu örneklerin sayısını elli, altmışa kadar çıkarabiliriz. Önsözde bunlara gerek duymadık. Okundukça bunlarla karşılaşılacaktır.
8. Kur’ân anlamak ve yaşamak için okunur ve okunmalıdır. Bu sebeble pekçok hadis ve yüzü aşkın ayetten oluşan "Kur’ân’ı nasıl okuyalım, nasıl anlayalım” başlıklı bir makale (Ek:1, sh. 612) de sunulmuştur.
Ayrıca peygamberler ve Tevhid mücadeleleri anlaşılıp bilinmeden Kur’ân gereği gibi anlaşılamayacağı için, Kur’ân’da ismi geçen 25 peygamberin kronolojik bir tablosu verilerek bu tabloda Kur’ân’da tarih çağları da gösterilmiştir. (Tablo I, sh. 620)SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bunun yanısıra yine son peygamber ve 23 yıllık peygamberlik hayatı, yani Mekke, Medine dönemi, dînî, siyasi ve sosyal olayları kronolojik olarak bilinmeden net biçimde Kur’ân anlaşılamayacağı için (Tablo II, sh. 621) olarak,
9. Mekke ve Medine’de inen sûreler ve ayet sayılarıyla tedricilik yasası gereği inen; içki ve faizin yasaklanışı sırası da (Tablo III, sh. 624) olarak,
Ayrıca 114 sûrenin sûre olarak ağırlıklı Mekkî ve Medenî olanları da bir liste halinde (Tablo IV, sh. 625) olarak,
Ve 13 ana konudan oluşan ve 23 yılda tamamlanan Kur’ân’ın konularına göre dağılım yüzdeleri (Tablo V, sh. 628) olarak verilerek Kur’ân’ın daha kolay anlaşılmasına yardımcı olunmuştur.
Bunun yanısıra yaklaşık 5550 ayetten ve 194 sıradan oluşan nüzul sırası ve içerdiği konular da (Tablo VI, sh. 629) olarak verilmiştir.
Kur’ân aşıkları için bir bibliyoğrafya da eklenmiştir. (Tablo VII, sh. 605)
¯ Ayrıca Bakara ve A’râf sûrelerinde anlatılan İbrahîm (as)’ın hayatı ve yaşadığı yerlerle İsrailoğullarının Mısır’dan çıkışlarını gösteren bir harita; Tebük seferinin anlatıldığı Tevbe sûresine ek olarak (Hicri 9. Yıl) Arabistandaki tüm kabileleri gösteren bir harita; Hûd ve Şuarâ sûrelerine ek olarak ilgili kavimlerin yerlerini gösteren bir harita; Ahzâb sûresine ek olarak da bir harita verilmiştir. (Sh. 608 – 611)
¯ Allah’ın kendisini ayetler ve hadislerle tanıttığı şekilde daha iyi tanıyabilmek için 99 ismi ESMÂÜ’L-HÜSNÂ manzum, tercemesiyle birlikte verilmiştir. (Sh. 635)
Bu hazırlığı yaparken türkçeye kazandırılmış meallerin yanısıra elimizin altında bulundurduğumuz ilk mealler veya ilk te’lif edilen Kur’ân’ın kelime anlamları diyebileceğimiz;
1-Tefsîr-u Süfyân b. Uyeyne, Tahkîk : Ahmed Salih Mehayiri.
Tek cild.2-Sahife-i Ali ibn ebî Talha an ibn Abbas fî Tefsîri’l-Kur’âni’l-Kerîm.
Tek cild.3-Ebû Ubeyde Ma’mer b. el Müsenna et-Teymî, Mecâzü’l-Kur’ân.
Tek cild.4-İbn Kuteybe – Tefsîr’u Garîbi’l-Kur’ân.
İki cild.5-İbn Kuteybe Te’vîlü Müşkili’l-Kur’ân (Şerh ve neşr S.Ahmed Sakar)
Tek cild.6-Tefsîr’u Süfyân es-Sevrî.Tek cild.7-Mekkî b. Ebî Talib, el Umde fî Garîbi’l-Kur’ân.Tek cild.8-Mekkî b.Ebî Talib, T.Müşkil min Garîbi’l-Kur’ân alel İ’câz ve’l-İhtisâr
Tek cild.9-Abdurrauf el Mısrî, Mu’cemü’l-Kur’ân ve hüve Müfredâtü’l-Kur’ân ve Garîbuhu Tefsîr, Luğa, Edeb, İlim, İctima’, Felsefe. Tek cild.
10-Muhammed ibn Ebû Bekir er-Râzî, Tefsîr’u er-Râzî.Tek cild.
11-İbnü’l-Cevzî, Nüzhetü’l-A’yuninnevazır fî İlmü’l-Vücûh ve’n-Nezâir.Tek cild.12-Fîrûzâbâdî, Besâir’u Zevi’t-Temyîz fî Letâif-i Kitâbi’l-Azîz.Altı cild.13-Mecmeu’t-Tefâsîr (İbn Abbas, Kâzî, Hâzin, Nesefî).Altı cild.14-Celâleyn.Tek cild.15-Tefsîru’l-Mü’minîn, Abdülvedud Yûsuf, Dârü’r-Reşîd, Dımeşk, 1960 Tek cild.16-Tefsîr’u Kerîmi’r-Rahmân fî Tefsîr’i Kelâmi’l-Mennân, Allâme eş-Şeyh Abdurrahman es-Sa’dî (1307-1376) Dımeşk.Tek Cild. kitapları da yanımızda bulundurup onlardan da istifade ettik.10. Tek gayemiz Kur’ân’ı her okuyanın anlaması olduğu için, Cumhuriyet döneminde yazılmış hem Türkçeye, hem de Arapça ve diğer yabancı dillere vukufiyetleri ilim erb-bınca bilinen Ö. Rıza Doğrul’un Tanrı Buyruğu ilk baskısı, Abdülbaki Gölpınarlı’nın hazırladığı Sözcüğü sözcüğüne Kur’ân Tercemesi, Hasan Basri Çantay meali ve Elmalı mealiyle, Muhammed Esed’in Türkçemize kazandırılan Kur’ân Mesajı en fazla istifade ettiğimiz kaynaklar arasındadır. Yani bunlardan hangisi daha güzel Türkçeyle ayeti anlamış ve anlatmışsa onu tercih edip, bazı kardeşlerimizin özel çabalarından da istifade ederek bu en kolay anlaşılan özlü tefsiri meydana getirdik. Değilse ne arapçaya ne de Türk diline vukûfiyetimiz böyle bir çalışma yapacak kapasitede değildir. Aciz olduğumuzu idrak ederek insanın kusursuz olamayacağı şuurunda olduğumuzu, müslüman olanın; insanın kusuruna değil, niyetine bakması gerektiğini de hatırlatarak yapılan tüm hataların tarafımıza ait olduğunu, bildirildiği takdirde düzeltilebileceğini şimdiden hatırlatır, bu çalışmamızda tamamını veya bazı bölümlerini gözden geçirmek suretiyle bize her türlü yardımlarını esirgemeyen 23 kardeşimize de teşekkür ederek Allah razı olsun deyip, bu eserimizin İslâm ümmetinin uyanmasına ve şuurlanmasına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz eder, meydana gelecek sevabın üzerimde hakkı bulunan kimselere ulaştırılmasını ve hakkımda sadakayı cariye olmasını Cenâb-ı Allah’tan dilerim.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
11. Önsözü fazlaca uzatmadan Kur’ân ilimleriyle alakalı olarak tavsiye edilebilecek bir kaç eseri de hatırlatmış olalım.
Kur’ân, vahiy, ayet ve Kur’ân ilimleri konusunda İ. Cerrahoğlu’nun Tefsir usulü.
Tefsir, tefsir tarihi, tefsir çeşitleri ve günümüz İslâm dünyası tefsir hareketlerini öğrenmek için yine İ. Cerrahoğlu Tefsir Tarihi (2 cild) faydalıdır.
Kur’ân ve tüm konuları hakkında cetvel ve grafikler için M. Bazergân’ın Kur’ân’ın Nüzul Süreci.
Kur’ân’ın değişik yönlerden tarihini öğrenmek isteyenler. O. Keskioğlu’nun Nebioğlu Yayınevi tarafından 1953 de yayımlanan Kur’ân Tarihine bakmaları tavsiye olunur.
Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe tercemelerinin yazma ve basma kronolojik bibliyoğrafyası ve Özlü Kur’ân Tarihi malumatını içeren Muhammed Hamidullah ve Macid Yaşaroğlu’nun kaleme aldıkları araştırmalar da bakılmaya değer kaynaklardandır.
Yine Ö. Rıza Doğrul’un kaleme aldığı Kur’ân Nedir? eseri ile M. Hamidullah’ın Aziz Kur’ân’ının önsözü de Kur’ân’ın tüm dünya dillerine tercemelerini ve çok kıymetli bilgileri içermesi dolayısıyla Kur’ân okuyacaklara tavsiye edilecek kitaplardandır.
12. Bu çalışmamız sayfa düzeni ve parağraf şekli olarak: Her sahife üstünde bulunan çizgi üzerindeki ilk rakam o sûrenin iniş sırasını, ikinci rakam Kur’ân’daki sırasını, sûre isminden sonra gelen rakamlar ise o sahifedeki ayetleri göstermektedir.
Secde ayetleri Arapça metinde ve Türkçedeki karşılığında tramlı olarak gösterilmiş olup, okuyucunun nerede secde yapacağı belirtilerek; 28 cüz içerisindeki sûrelerin baş tarafına sûre ile alakalı özet bilgi verilmiştir. Mülk sûresinden sonra sûreler kısa olduğu için bu bilgiye gerek duyulmamıştır.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, hidayet Allah’tandır.
"… Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi bu gerçekten bir daha saptırma …” (Âl-i İmrân: 3/8)
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Böyle bir siteye gerçekten ihtiyaç var
Hayati Sevinir | 12/01/2024
Tavsiye Ürünler