Yusuf İle Züleyha Kalbin Üzerinde Titreyen Hüzün Nazan Bekiroğlu
Kategori
Yayınevi
Barkod
Yusuf İle Züleyha - Nazan Bekiroğlu
Yazar
Vitrin Katagorisi
282,24 ₺
Yûsuf ile Züleyha - Nazan Bekiroğlu
"Kalbin Üzerinde Titreyen Hüzün"
Yazar: Nazan Bekiroğlu
Yayın Yönetmeni: Emine Eroğlu
Katagori: Edebiyat - Yusuf İle Züleyha
Sayfa Sayısı: 224
Boyut: 14 x 21 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2013
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
www.kitaptakipcileri.com
”Nasıl herkese duyuruyum da sesimi diyeyim: Bu anlattığınız ben değilim, ben bu anlattığınız değilim. Yusuf’u ben nasıl yerim? Ben Yusuf’u nasıl yerim?
Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha ıslandı. Ve devam etti: www.kitaptakipcileri.com
Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.
Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım, bu ayıpla yaşatmasın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın
Söz Başı
Bismihû,
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla.
Önce söz vardı, hayat sonradan geldi.
Önce çtle vardı ihsan arkadan geldi.
Önce iştiyak, arkadan sebat geldi.
Sözün yaradılışı Zuleyha’nın yaradılışından evveldi. Âdem» ki ona bütün isimler öğretildi. Yûsuf’un kaderi Züleyha’ya tecelli. Zuleyha’nın kaderi Yûsuf’a tecelli. Kuyu. Zindan. Kuyu. Zindan. Önce çile arkadan ihsan. Züleyha vazgeçti mi maşukun’ dan?
Mülk gibi söz de, ne senin ne benim. Cümle gibi aşk da ne senin ne benim, Sözde, aşk da, www.kitaptakipcileri.com
ne benim neşenin.
Bir yaz sahalıma doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kır^ mızı sardunya,
ağustos göklerinde başımın üzerinden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru
ne kadar Allah’dansa,
mülk gibi söz de ve aşk da
OV.dan.
"Sen” tahtına yazıcı kimi oturtsa da,
beşerî bir sevgili ya da cismanî bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol O’ndan özgeye çıkmıyor aslında, "gönül tahtına O’ndan ö:ge sultan” olmuyor.
Değil mi ki her şey O’ndan, www.kitaptakipcileri.com
gidecek yer yok O’ndan başka. Gelinen yer yok O’ndan başka.
İnsan o ki, O’ndan başkasını sevemez sevginin mahiyeti icabı, O’ndan başkasını bileme: bilginin mahiyeti icabı.
Işık ki tek kaynaktan dağılır, ışığa yakın olan aydınlık, uzakta kalan karanlıktır. Her şeyin O’ndan olması, ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması O’ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini tümden yok eder.
Kimi zaman sevdiğimizin ne olduğunu bilmeden severiz. Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda O’ndan başkasını sevdiğini zannedebilir:
Bir çiçeği, bir kuşu,
denizi, yağmuru,
gökyüzünü, yazıyı,
yazıyı yazanı, kalemi tutanı,
bir yaratılmışı hasılı.
Söz gelimi Lcylfl Mccnun’u, Şirin Ferhâd’ı, Züleyha Yûsuf’u
sevdiğini zannedebilir.
Oysa sevmek, en fazla, neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.
Çünkü ışığın kaynağı tektir ve kim aydınlığının kendinden menkul olduğunu iddia edebilir?
Her aşk O’na çıkar sonunda, O’ndan başkasını sevmek imkansız gibidir. Seven neyi sevdiğini bilse de bu böyledir» bilmese de bu böyledir
Bu yüzden değil mi ki kendini kaybetmek gibi görünen aşk, aslında kendini bilmek. İstese de insan 0*ndan özgeyi sevme şansı yok Şans sözcüğü yok lügatlarde bundan böyle. O’ndan özgeyi sevme ihtimali yok Ve neyi sevdiğini bilenle bilmeyen arasındaki fark sadece bilmenin bilincinden ibaret.
Küçük bir biliş faikı. www.kitaptakipcileri.com
Mülk gibi aşk da Allah’tan.
Ruhun da O, kalbin de O, aklın da O,
Tenin de O, canın da O, cismin de O,
Ve aradan perdeleri kaldırarak O’nu bilmek olarak tanımlanan şey, bu seyr ü sefer, sadece O’nu bilmeyi bilmenin sancısından ibaret.
Sevginin yanılgısı yok. Yanlış olan neyi sevdiğini bilmemek ve yolu yanlış çizmek. Hangi kaynaktan geldiğini suyun» hangi dağın üstünden döküldüğünü aydınlığın, bilmemek. Bilmemek yanlış kılar sevgiyi.
Züleyha ki Yûsuf’u sevdi. Ibtida, neyi ve kimi sevdiğini bilmedi. Sonra aşkın kaynağını bildi, Yûsuf’u değil, Yûsuf’ta tecellâ eden nuru sevdiğini fark etti. Yûsuf da, ki rüyasında güneş, ay ve on bir yıldız ona secde etmişti, bir kuyuya atılmış ve kendisine zindanda rüya yorumu verilmişti, Önce aşkın kaynağını bildi sonra nurun Züleyha suretinde tecellfı ettiğini fark etti. Biri sûretten nura yükselirken diğeri nurun surette tecellâ ettiğini id’ rak etti.
!ştc bütün hikâye: Kim düştü kuyuya, Yûsuf mu, Yakub oğlu, Züleyha mı? Zindan kimin kaderi, Yûsuf’un mu, Yakub’un mu, yoksa Züleyha’mn mı? Yûsuf, Yakub ve Züleyha yok aslında. Hepsi bir, hepsi O bir, hepsi tek bir.
Söylenmemiş Mesnevi kalmadı yer yüzünde. Her Yûsuf u Zü* leylayat bir öncekinin hem aynı hem başkası Bu nasıl mazmun, diyor ya, kalbi dipsiz derinliklerde çoğalan Fuzuli, Farsça Divon’ının önsözünde, yani ki Mukaddimesinde. Hiç kullanılma* mış, diye kaldırıp alıyor ya bir imgeyi uykusuz kaldığı gecelerin sabaha değdiği yerde. Sonra aynı gecelerin aynı sabahlara değdiği yerde, bu kez, bu nasıl mazmun, diye yırtıyor ya kullanılmış olan bir başka mazmunu. Hem bilinen hem bilinmeyen, hem kullanılmış bir imge hem kullanılmamış bir imge; böyle olmalı ki sö2ün hükmü tamam olsun. Eski zincire bağlanan bir halka, ama yeni, böyle olsun ki zincir kuvvetli olsun. www.kitaptakipcileri.com
Her Yûsuf u Züleyha bir Öncekinin hem aynı hem başkası. Bu da öyle. Ayna aynı, kitap farklı.
Şiir:
bu kez birkaç kitap yine aynı ayna ve birkaç ruh hepsinin içinde mevcûd Züleyha’nıtı acısı acının Züleylıa’st (Ayşegül Kösa)
Bismthû.
Esirge ve bağışla.
Öptüm kitapların da üzerindeki Kitâb’ı, öptüm ve koydum alnıma.
Ben: Yazıcı Yazmaya başladığımda, yıl bin dokuz yüz doksan dokuz milâttan sonra, aylardan Nisandı* Bir mumun ışığında bir rüzgâr titriyorken. Ve bir hattat nefesinin, bir mumun alevini bile titretmemesi gerekiyorken. Sürgün düştüğüm zamanlarda ben kalbimi çatlatan nefesi salıverdim.
Ben: Yazıcı Kalbim çatladığında tanığım su kıyısında bir kavak ağacıydı.
İlk sözcükler mürekkebi mor kalemimin ucundan dökülürkent Ayasofya’da Topkandilin altında değil idiysem de Hamdullah Haindi Hazretleri gibi (rahmet onun ve bütün Yûsuf u Züleyha yazıcılarının üzerine olsun), ben de suyun kıyısındaki kentte kendimce bir Ayasofya’daydım, Uyanıklığım rüyaları yorumlayacak Yûsuf’un uyanıklığından farklıydı elbet ama ben de gecenin saat sıfır üçlerinde daima uyanıktım..
YUSUF’UN DUASI: RABBİM BANA İSTEMEMEYİ İSTEYEBİLMEYİ NASİB ET
Züleyha, gecesinin güzelliğini sererken Yusuf’un gözlerinin önüne, Yusuf da insandı. istek, insanın zaafıydı. Ama: Rabbim, bana istememeyi isteyebilmeyi nasib et.
Her şeyin kalpte başlayıp kalpte bittiği mevsimde, her şeyin kalpteki rengine göre isim aldığı yerde Yusuf bu duasındaydı. Ve Yusuf biraz da bu dua ile, bu duayı edebilmiş olma yürekliliğiyle peygamberdi: Rabbim, bana istememeyi isteyebilmeyi nasib et.
Değil mi ki ilk bakışta Züleyha Yusuf’a ötelerden gelen bir ses, bir cennet çiçeği gibi, susuzluğunun farkında bile olmayan çöl toprağına inen bir yağmur defteri.
Züleyha sılaya davet, ilk bakışta.
Çünkü nefis sonsuzluğu vaad ederek yanıltıyor,
Şeytan; hayrı hayr, şerri şer göremeyeni, eşyanın hakikatine inemeyeni,
ilk bakışta mavera
ile kandırıyor.
Vaad: Ezel sevinci, ebed muştusu,
vera, ilk bakışta.
Züleyha: Ezel, ebed, mavera, ilk bakışta.
Yasak bahçe, memnu meyve, zehirli sarmaşık aşeka: Züleyha son bakışta.
Üstelik Züleyha isteyici
Üstelik "Rabbinden bir işaret görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti”.
Yusuf’un içinde işaretin gerçekleştirici gücü, Yusuf içinde istememeyi isteyebileceği işareti gördü.
Yüzünü gök katlarına çevirdi de, Rabbim, dedi, kuyunun karanlığında beni yalnız bırakmayan,
karanlığın ve derinliğin korkusunu bir anda aydınlığa, ümitsizliğimi bir anda muştuya çeviren o zaman,
hâlâ koruman altında değil miyim,
suç mu yazdın yoksa alnımdaki yazıya?
Bütün insanlarla birlikte benim de içimde taşıdığım, gizli ya da aşikar olan o meyil,
şimdi daha derin bir kuyuda değil miyim,
ki insan değil miyim?
Sen tutmazsan elimden şüphesiz meyledenlerden olurum.
Düştüğüm kuyudan daha derin ve karanlık bir kuyu değil mi güzeller güzeli Züleyha? Tut elimden yoksa boş yere mi göründü o rüya bana?
Rabbim, dedi, Yusuf, sen bana, kendi isteğimin dışında şu iklimde ve şu odada bulunduğum şu anda, Züleyha’yı istememeyi isteyebilmeyi nasib et. Katından bir esirgeme ver. Değil mi ki isteğe yaklaşınca, istememeyi istemek artık imkansızlaşır. Bu yüzden değil mi Rabbim, senden gelen yasaklar "yapma” ile değil "yaklaşma” emri ile başlar. Yaklaşırsam eğer şu içimdeki doğal olan akışla Züleyha’nın ırmağına, yaklaştıktan sonra "yapmam” diyemem. Üstelik yaklaşırsam eğer yapmamayı da artık dua edemem. Daha kolay olan "yapma” değil "yaklaşma”.
Öyleyse aslolan: "Yaklaşma”. Öyleyse Rabbim, insan yaratılmışlığımın sorumluluğuyla en fazla baş başa kaldığım şu anda, şu odada, sen bana istememeyi isteyebilmeyi nasib et. Beni, insan yaratılmışlığımın en doğal akışını kendine ait olmayandan sakındıracak güçle insan et.
Rabbim, diye, devam etti Yusuf duasına. istemeyi istemek kadar, istememeyi istemek de zor. Biliyorum ki katından bir koruma dökülmezse varlığıma, nefsimin altından kalkamam. Son hızla aşağı doğru ilerleyen bir teknenin içinde yukarı doğru koşarak Bahr-i Umman’ı aşamam. Benim tedbirim senin takdirinden küçüktür.
Böyle dua edince Yusuf, ona Rabbinden bir işaret geldi. Her şeyin kalpte başlayıp kalpte bittiği mevsimde, her şeyin kalpteki rengine göre isim aldığı yerde. Masun ve masum olan Yusuf bu duayı etmiş olabilme yürekliliğiyle peygamberdi. Ve o iffet demekti.
ÇÖL İLE BAŞLASIN BU HİKAYE
Her hikayenin bir başlangıcı, bir gelişmesi ve bir de sonu var.
Nokta ile başlar nokta ile biter hikaye. Sonra cümle. Bir cümle daha. Bir daha cümle. ww.kitaptakipcileri.com
Çöl ile başlasın mı bu hikâye?
Çöl ile başlasın bu hikaye.
Çünkü çölün merhametli kalbinde su her şey anlamına gelir de, yemin, on biri Yusuf’un rüyasına giren yıldızın üzerine edilir. Ve Yusuf, Züleyha’nın düşüne de gerçeğine de çölden gelir. Ve Yakub da Yusuf’a çölden gelir. www.kitaptakipcileri.com
Susuzluğuyla çöller gezer aşık; öyle ki, Yusuf da, Züleyha da, Yakub da, hepsinin yolu çölden geçmektedir. Kervanın da, ceylanın da yolu, çölden geçmektedir.
Kervan yorgun, ceylan vurgun. Çölde yıldız damlaları. Bir yanı dağ bir yanı deniz çölün. Bir yanı fırtına bir yanı kum.
Ve üzerindeki gökten çölün, ışıklar saçarak gösterişli bir kuyruklu yıldız geçiyor. Geriye bıraktığı, sürüklenen bir iz ve bütün ırmaklardan daha mavi bir ırmağa düşen yansıma. Bir kez de yerde yaratılıyor. Sonra, sonsuza değilse de, sonuna değin görünmez oluyor. www.kitaptakipcileri.com
Çöl ile başlasın bu hikay ma söylenebilecek her şey onun esrarında gizlice yer alır. Çünkü ırmaklar kendi derinliklerinde boğulurken çöller de kendi susuzluklarında kavrulmaktadır.
Üstelik kendi hikayesini de, çöl, kendi yazmaktadır.
Avut beni ey çöl, hikayenle oyala!
Ne acı! www.kitaptakipcileri.com
Yine de çölle başlasın bu hikaye. Çöl ile başlıyor da, kim bilir nasıl bitecek bu hikaye? Şaşılacak kadar eksik kalmayacak mı yine de, bitti zannedilen hikaye? www.kitaptakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Böyle bir siteye gerçekten ihtiyaç var
Hayati Sevinir | 12/01/2024
Tavsiye Ürünler