Kuran ve Sünnette Evlilik, Dr. Muhammed Ebu'n Nur

Kuran ve Sünnette Evlilik, Dr. Muhammed Ebu'n Nur

Barkod
9789758011063
Piyasa Fiyatı
15.00
Aynı gün kargo
Kur'an ve Sünnette Evlilik -  Dr. Muhammed Ebu'n Nur
432 Sayfa - Ciltli


Tercüme: Prof. Dr. M. Said Şimşek
Sayfa Sayısı : 432
Boyut : 14 x 20 cm
Basım Yeri : İstanbul
Basım Tarihi : 1997 - 5. Baskı
Kapak Türü : Ciltli
Kağıt Türü : İthal kağıt 
Dili :  Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo

Evlilik; dinî bir sünnet, nefsî bir ihtiyaç, bir de insan soyunun de­vamlılığının, insanın yaratılıştan gelen temel bir ihtiyacının, insan duy­gularının istikrar bulmasının ve hayatın süreklilik kazanmasının ken­disine bağlı bulunduğu içtimaî bir zorunluluktur.

Buna ilaveten yeni nesillerin dünyaya gelmeleri, onların eğitilerek sağlıklı bir hayata kavuşturulmaları ve bu hayatta yapıcı rollerini ye­rine getirmeleri için gerekli ortamın hazırlanması için meşru olan yol­dur.Her ne kadar dinin çizdiği çerçevenin ve kanunun düzenlemesinin dışında erkek-kadın ilişkisi yoluyla neslin meydana gelmesi mümkün ise de, bu durumda neslin eğitilmesi ve yetişmesi için gereken dinî, içti­maî ve ahlakî ortamın hazırlanması şüphelidir.

Çünkü bu ortamı hazırlayan ve bu gayeyi gerçekleştiren, çocuğun ana ve babasının belli olması, geçici olmayan bir akidle -kan-koca ola­rak- ana ile babanın birbirlerine bağlı olmaları ve topluma yararlı aileyi oluşturmak için birbirlerine yardımcı olmalarıdır. 
www.kitaptakipcileri.com
Ancak bu şekilde çocuk, toplum yapısının bir taşı olur.

Ana ve babanın belirlenmesi, yeni neslin eğitilmesi için birlikte yardımlaşmalar ise ancak sorumlulukların kendisiyle belirlendiği, görev bölümünün yapıldığı ve geleceğin kendisi sayesinde bir düzene so­kulduğu evlilik yoluyla gerçekleşebilir.

insanlar evlilik kurumunu ihmal ettiklerinde büyük tehlikelerle karşı karşıya kalırlar. Bu ihmalin ortaya çıkaracağı tehlikelerden bir­kaçını şöylece sıralayabiliriz:

1- Toplumun bazı fertleri, şehevî ihtiyaçlarım bastırıp ruhbanlık yolunu seçtiklerinde toplumsal görevlerinden ve ailevî sorumluluklarından kaçar, onları-yerine getirmekten uzak dururlar.

2-Toplumun diğer fertleri de şehvetlerinin esiri olur ve alabil­diğine onların peşinden koştuklarından ahlâkî sapıklıklar, aykırı dav­ranışlar başgösterir, suç işleme yaygınlaşır ve toplumun güvenliği sarsılır.
www.kitaptakipcileri.com
3- Nesil yitirilir; toplum, insan toplumu olmaktan çıkar ve hayvan sürüsüne dönüşür.

Yetişen çocuğun ümmet için yol gösterici bir meşale, sürükleyici bir güç, koruyucu bir kalkan ve insanlığı, özlenen erdemliğe ulaştırma yolunda faal bir rol oynaması için azim ve duygularının bilenmesi husu­sunda evliliğin verimli bir ortam oluşturması önemli bir görev ve büyük bir sorumluluktur.

Bununla birlikte evlilik hayatının -ileride de görüleceği gibi-eşlerden her birinin üzerinde psikolojik, sosyal ve ahlâkî derin etkileri vardır.

Arzu edilen söz konusu hedefleri gerçekleştirme hususunda yegane bir yol olarak evlilik hayatının, eşlerin, çocukların ve toplumun hayatında olumlu derin etkilere sahip olabilmesi ancak evlilik müessesesine ihtiyatlı, uyanık, dikkatli ve herşeyin hesabını yaparak yaklaşımda bulunduğumuz takdirde mümkün olur. 

iyinin seçiminde, yararlı evladın yetiştirilmesinde tüm gücümüzü harcadığımız sonra da sabır, hikmet ve sorumluluğu yüklenerek yolumuza devam ettiğimiz, işlerin akibetini sabırla tesbit ettiğimiz, iyi muameleye sarılıp sebepleri araştırmak ve çözüm yollan önererek ortaya çıkan problemleri çözüme bağladığımız takdirde evlilik müessesesinden arzulanan hedeflere ulaşılır.

Ayrıca safiyeti bulandıran şeylerden korunma konusunda eşlerin her ikisinin yardımlaşmaları, anlaşma ve mutluluğu sağlayan yollara sarılmaları, karşılıklı müsamahanın önemini idrak etmeleri, evlilik ku­rumunun kutsallığına zarar getirmeyen ve Allah'ın yasaklarının çiğnenmediği durumlarda basit olumsuzluklara göz yummaları sözkonusu olan durumlarda bu hedeflere erişilebilir.[

1]Böylece Araştırmamızın Hedefleri Ortaya Çıkıyor Ki Bunları Şöylece Maddeleyebiliriz:

1- Evliliğin hayatta olumlu bir metod olarak; ruhbanlık ve toplum­dan soyutlanma şeklinde ortaya çıkan şehevî duyguları bütünüyle bastırma ile onları tümden salıverip cinsî sapıklığa düşme karşısındaki değerini ortaya koymak.

2- Fert ve toplum hayatında evliliğin olumlu etkilerini anlatmak.

3- Evlilik ile insan için beş zorunluluk olarak bilinen, din, akıl, mal, can ve nesil arasındaki bağı ortaya çıkarmak.

4- Arzu edilen hedefleri gerçekleştirmesi için evlilik akdinde bu­lunmaları kaçınılmaz olan temel ilkeleri ve şartları beyan etmek, sözkonusu hedeflerle bu temel ilke ve şartların arasındaki sıkı ilişkiyi ortaya koymak.

5- îster nazarî yönü ilgilendiren meselelerde olsun, ister pratik yönü ilgilendiren meselelerde olsun evliliğin sünnetteki biçimini ortaya koymak. îslami yolun ta kendisi olan sünnetteki evlilik şekli ile, islam dışı evlilikler arasında mukayese yapmak.

6- Eşlerin evlilik hayatında arzu ettikleri huzur ve mutluluğun yollarını ve toplumun onlara yüklediği görevleri anlatmak.

7- Evlilik hayatının kutsallığını, yasak bölgelerini çevreleyen ve aile hayatının mutluluğunu koruyan tel duvann sınırlarım çizmek.

8- Ortaya çıkabilecek problemleri çözümlemek ve ayrılık rüzgarlarından uzak durmanın yollarını göstermek.

9- Bütün bu hususlarda Kur'an ve sahih sünnetin ne dediklerini ortaya koymak.

insanlığın yaratılışından kıyamet kopuncaya kadar fert ve toplu­mu ilgilendiren en önemli meselelerden birinin evlilik meselesi olduğunda şüphe yoktur.

Bu konu öyle bir konu ki, onunla ilgili ilmî, yasama (teşriî) ve ahlâkî problemler sürekli olarak yenilenir. 

Bu problemlerin kesintisiz ve tslamın kaynaklarından yani Kur'an ve Sünnet'ten kaynaklanan dik­katli araştırmalarla çözüme bağlanmasına şiddetle ihtiyaç vardır. 

Kur'an ve Sünnet'ten kaynaklanacak bu araştırma ve tartışmaların, görevlerini hakkıyla yerine getirebilmeleri için taassub ve taklidden uzak olmaları, hakikati bulmayı hedef edinmeleri, hangi mezhep ya da fırkanın görüşü olursa olsun delil onu desteklediği takdirde tereddüt gösterilmeden alınması kaçınılmazdır.

Yine bu konuyla ilgili meselelerde Islama birçok saldırılar yapılmakta, yanlış yorumlar ileri sürülmekte, hakikatler tersyüz edile­rek ve asılsız şeyler anlatılarak müslümanlann dinlerinden soğumalarına çalışılmaktadır.

Hiç şüphesiz bu gibi meseleler, görmezlikten gelinecek ya da susu­lacak meseleler değildir, ilmî emanete riayet etmek, dinde doğru olanı söylemek, bir görevdir.

O halde bu konunun, pratik uygulamaya bir örnek olsun diye me-todlu bir inceleme çerçevesinde ilmî araştırmaya açılması gerekir ki evlilik hayatının çeşitli yönleri ve boyutlarına ışık tutsun. Temelleri ve ilişkileri üzerindeki Örtüyü kaldırsın. 

Evlilikle ilgili sünnetin takip ettiği yolu ve bu kurumla ilgili hükümlerini ortaya çıkarmak suretiyle Islamın ve onun bu konudaki emirlerinin ne olduğu anlaşılsın. 

Ancak bu şekilde zamanla ortaya çıkan problemler çözüme bağlanabilir ve ko­nuyla ilgili muhtelif görüşler değerlendirilebilir.

Çağımızda bir çok kişi bu konuda kalem oynatmış ve doğru yoldan sapmıştır. Müsteşriklerin konuyla ilgili görüşleri tercüme edilmiş ve apaçık hak, öldürücü zehirlerle bulandırılmıştır.

 Bu sebeple muhalifle­rin görüşlerinin tartışmaya açılması, bid'atçılann ileri sürdükleri görüşlerin akıl ve nakle uygun bir şekilde; sağlıklı ilmî eleştirilerle ten-kid edilmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olmuştur. 

Böylece Peygamber'in (s.a.v.): "Sonra gelen her nesilden âdil olanlar bu ilmi -dini- ken­dilerinden sonrakilere taşıyacak; aşırı gidenlerin tahriflerini, cahillerin teVillerini ve bâtıl ehlinin safsatalarını bertaraf ede­ceklerdir[2] sözü de gerçekleşmiş olacaktır.

Evlilik konusu dinî, fıkhî, kânûnî, iktisadî, içtimaî, psikolojik vs. açılarından ele alınıp incelenmiştir.Tabiatıyla her ilim dalı, meseleye kendi açısından bakmıştır.

Bizim buradaki araştırma ve incelememiz, Islannn evlilikle ilgili asıl görüşlerini, takip ettiği yolu ortaya çıkarmayı, orijinalliğini gözler Önüne sermeyi, İslama yakıştırılan yanlış görüşleri ayıklamayı, eski ol­sun, yeni olsun- meşru evlilikle meşru olmayanı birbirinden ayırdetmeyi hedef edinmektedir. 

Sünnetin ışığında ve kitapta takip ettiğimiz metod çerçevesinde konunun dinî yönlerini tafsilatlı bir şekilde inceledikten sonra meselenin psikolojik ve sosyal yönüne Özel bir önem verecek ve birtakım eleştiri ve mukayeseler yaparak inceleme­mize devam edeceğiz. Şöyle ki:1- Kur'an'a göre evliliğin gayesi psikolojik ve sosyal bir husustur. 

Bu yönüyle evlilik Allah'ın parlak kevnî ayetlerinden biridir. 

Bu husus­ta yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendİr. 

Doğrusu bunda» iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. 

[3]O halde psikolojik ve sosyal açıdan meselenin gündeme getirilip tedavi edilmesi, Kur'an'in belirlediği hedefle uyum içerisinde olması gerekir. 

Böyle bir incelemenin ışığında mesele ele alındığında kanunun araştırdığı ve mahkemelere konu olan eşler arasındaki problemlerden birçoğuna çözüm de getirilmiş olur. Özellikle kişinin eşi ve çocuklarıyla olan ilişkisinin kanunî ya da ekonomik düzenlemelerden önce, ya­ratılıştan gelen duygulara dayalı olduğu gözönünde bulundurulduğunda bu yolun ne kadar yararlı olacağı daha iyi anlaşılmış olur. O halde prob­lemlerin çözümüne bu açıdan başlamak daha yararlıdır.2- Yaygın iki hikmetli söz vardır. 

Bunların biri şöyledir: "Koruyucu hekimlik, ilaçla tedaviden daha önemlidir." Diğeri ise: "İnsanlar adaleti gözetse, Hâkime ihtiyaç kalmaz" şeklindedir.

Psikolojinin bu alanda, özellikle ruhî tahlillerde ve eşlerin uyumu ve mutlu olmaları konularında ortaya çıkan bu nevi problemlerin çözümünde önemli hizmetler sunduğunda şüphe yoktur.Aynı şekilde sosyoloji de aileyle ilgili muhtelif alanlarda değerli hizmetler sunmuştur.

Ama gerek psikolojinin ve gerek sosyolojinin beşer mahsûlü ilim­ler olarak- hayatın değişik yönleriyle ilgili önerilerinde birtakım zayıf noktalar ve eksikler içerdikleri de inkâr edilemez bir vakıadır. Bu ne­denle temel değerleri belirleyen, takip edilecek yolu çizen ve sapmaları bertaraf edip daha tutarlı bir yolu gösteren genel bir çerçeveye şiddetle ihtiyaç vardır.

Yani Islamın önerdiği çözümlere ihtiyaç vardır, islam ki -ilim dini­dir- insanlığın yararına çalıştığı müddetçe modern keşifleri gözardı et­mez, hatta onu emreder ve ona teşvik eder."De ki: Göklerde neler var, bakın (da ibret alın).[4]"Kendi nefislerinizde de ibretler vardır. 

Görmüyor musu­nuz? [5]Yüce ve parlak hakikati, yanılmaz tesbitleri ve pörsümez pren­sipleri sayesinde iyiyi kötüden ancak İslam ayırd eder. Bâtılı ayıklayıp bize doğruyu gösterir. Bir sürü problemle dolu hayatımızda bize güvenli yolu açıklar, ihtiyatsız ve değerlendirme yapmaksızın bir şeye sarılmaktan ya da salt ilmî keşiftir diye aldanmaktan bizi sakındırır. 

Ta ki işleri birbirine karıştırmayalım ya da hedefimizi şaşırıp güzel ol­mayanı güzel diye görmeyelim.Bu nedenle ailenin din, örf ve geleneklere dayalı olduğu bir toplumda meseleyi sırf, psikoloji ve sosyoloji açısından ele almak, sonucu şüphelerle dolu bir yoldur. 

Toplumun temel değerlerinin ve özel gele­neklerinin görmezlikten gelindiği eksik bir değerlendirme olur.Aynı şekilde meselenin sadece dinî bakış açısından ele alınması da ilmin hakkını vermemektir, ilim dini olan islamiyet buna da rıza göstermez. 

Özellikle mesele, ilim ve dinin elele vermesi durumunda daha genel yararlar sağladığı, problemlerin çözümünde daha etkili olduğu, bu sayede daha erdemli yolun seçilebileceği bir mesele ise...

Dinden sapmadığımız takdirde ilim bize ne zarar verebilir ki. Bize ilmi tavsiye eden de dinin kendisi değil midir? islam hayatla, yumuşak ve esnek bir etkileşim içerisindedir. Hayat da ondan herhangi bir yıkıcılık ve zarar görmeksizin onunla etkileşim içerisindedir.

3- Çağ, ilim çağı olduğu halde meseleye sadece din açısından bakıp onu araştırmak, savaşı alanının dışında yapmak olur. 

Nasıl ki demiri ancak demir söküyorsa, islam düşmanlarıyla silahlan cinsinden bir si­lahla savaşmahyız; müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz çevreyi bize unutturmayan, yapıcı bir inanç ve ebedî prensiplere sahip bir ümmet olarak asaletimizi gözardı etmeyen din kalkanınıkuşanıp, ilmî bir üslûpla karşılık vermeliyiz.

Her meselede sünnetin yolunu arzettikten sonra, meseleyi bir de psikoloji ve sosyoloji açısından incelemeye, tahlil etmeye, eleştiri ve karşılaştırma yapmaya beni sürükleyen sebep işte budur. Böylece modern ilim yönünden meseleyi ele alırken îslamın hakka ve doğruya ondört asır önce vardığını, ilmin bugün bile varamadığı kimi sonuçlan, ondört asır önce elde ettiğini de gözler önüne sererek bunun, îslamın asaletine, bir öğreticinin gözetiminde eğitim görmemiş, bir üniversiteye gitmemiş peygamberinin doğruluğunun delili olduğunu gösterdik. 

Evet o peygamber bir üniversiteye gitmediği, bir kimseden ders okumadığı halde kendisine kitap ve bu kitabı açıklayan sünneti; ilimlerin temel kurallarını, yasama, fıkıh, hukuk, ekonomi, psikoloji, ahlâk, sosyoloji, siyaset, tıp, tabiat ve daha başka nice ilimlere kaynağı tükenmeyen bil­gi ve marifet sunmaktadır.

Yüce Allah ne doğru buyuruyor: "Allah elçilik görevini kime ve­receğini bilir.[6]Yine şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz o, değerli bir kitaptır. Ona önünden de ardından da bâtıl ulaşamaz. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah tarafından indirilmiştir. [7]Kitab, bir mukaddime, beş bölüm ve bir sonuçtan ibarettir.

Birinci bölümde evliliğin ne anlama geldiğinden, etki ve hedefle­rinden bahsettim. Evliliğin ailenin temelini oluşturduğunu ve ailenin de toplumu oluşturan temel olduğunu; toplumun ne dereceye kadar aileyi etkilediğini ve ailenin ne dereceye kadar toplumu etkilediğini anlattım. Allah'ın, evliliği nasıl yücelttiğini; Sünnetin, birbirlerini sevenler için evliliğin en erdemli yol olduğunu nasıl beyan ettiğini; saliha bir kadınla evlenmenin, dünya metâının en hayırlısı olduğunu, evliliğin, dünyevî işlerden olup Allah'ın onu peygamberine sevdirdiğini ve bütün peygam­berlerin sünneti olduğunu beyan etmeye çalıştım.Sosyal ve dinî açıdan evliliğin değerini ve işgal ettiği nıevkiî izah ettikten sonra Kur'an ve Sünnetin evliliğe nasıl teşvik ettiklerinden, ev­lenmeme karşısındaki tavırlarından, helâl şeyleri yasaklamaktan ve Allah'ın yol olarak çizdiğinin dışına çıkmayı, Kur'an'ın nasıl sakındırdığından; 

Sünnetin Allah'ın hakkına, bedenin hakkına, ailenin hakkına ve toplumun hakkına nasıl dikkat çektiğinden; kişi, evlen­meme ve ruhbanlık yolunu seçtiğinde bu haklan nasıl yerine getireme­diğinden, evlenmemeyi hayat tarzı seçenlerin

 Peygamber'in (s.a.v.) sünnetine tâbi olmadıklarından, aksine ondan yüzçevirmiş olduk-lanndan ve Peygamberin sünnetinden yüzcevirenlerin islam Peygambe-riyle bir ilgilerinin bulunmadığından bahsettim.Kendini iğdiş etme konusunda Peygamber'den izin isteyen, Pey­gamber (s.a.v.) iğdiş olma konusunda bize izin verseydi iğdiş olurduk diyen Sa'd b. Ebî Vakkas'ın sözünü ele alıp evlenmeme ve iğdiş olma konusunda Sa'd'ın üç tavrının bulunduğunu izah ettim. Sa'd'ın söylediklerini izah sadedinde Nevevi'nin anlattıklarını hatalı bulan Aynî'nin görüşünü eleştirerek bu iki âlimden her birinin, Sa'd'ın takındığı tavırlardan birine bakarak sözkonusu görüşlerini ileri sürdüklerini izah ettim.Sonra Kur'an ve Sünnetin evlenmemekten sakındırma konusunda takındıkları tavırlann neler olduğunu ve bu sakındırmadan sonra en üstün yol olan amel ve cihada yönlendirmenin nasıl gündeme geldiğini anlatarak sahabenin bu nebevî yönlendirmeye nasıl dört elle sarüdıklanna dair parlak tabloyu arzederek bu dört elle sarılmanın, Rasûlullah'ın (s.a.v.):"Ümmetimin ruhbanlığı, Allah yolunda cihad etmektir.[8] anlamındaki sözünün pratik hayata aktanlması mesabesinde olduğunu izah ettim.Daha sonra sözü, Kur'an, Sünnet ve psikolojiye göre evliliğin hik­met ve hedefleri konusuna getirerek evlilik konusunda hem Kur'an, hem de Sünnetin anlattığı hususlarla bu hedeflerden sadece Sünnetin anlattıklarının neler olduğunu, evlilik konusunda sahabe ve tabiînin nasıl bir yol izlediklerini ve ne söylediklerini, sonra da Kur'an ve Sünnetin psikolojik hedefleri nasıl anlattıklarını sözkonusu ettim. Bu arada sözkonusu hedefleri üç kısma ayırarak bunların, beş zarurî şeyler diye bilinen din, akıl, mal, can ve nesille ilgili olduklarını izah ettim.Bunlardan sonra sözkonusu hedeflerin gerçekleştirilmelerinin mümkün olacağını, başka bir ifadeyle: Sözkonusu hedeflerle evliliğin rukûn ve şartları olarak evlilik akdinde bulunmaları kaçınılmaz olan bu hususlar arasındaki ilişkiden bahsetmem gerekiyordu. Evet bu husus­lar, sözkonusu hedefleri gerçekleştirmek için biricik yoldur.Bu hususlardan, evlilikte velinin durumunu anlatmakla işe başladım. Veli ile nikah akdini üstlenen arasındaki ilgiden bahsettim. Bu meseleyi çok tafsilatlı bir şekilde inceledim. Çünkü bu meselede veli­nin ihmal edilmesi, tıpkı kadının görüşünün ihmal edilmesinden dolayı ortaya çıkan içtimaî problem ve tehlikeler ortaya çıkmaktadır.Bu nedenle meseleyle ilgili sahabe, tabiîn, fukaha ve muhaddisle-rin görüşlerini eleştirdim. 

Velinin şart koşulması konusunda ortaya atılan şüphelere cevap verdim, ileri sürülen bu şüphelerin zayıf temel­lere dayandığını izah ettim. Bu konudaki sahih hadislere yapılan saldırıları eleştirdim. Veli olmaksızın yapılan nikâh akdi hakkındaki hükümden sözetmeyi de gözardı etmedim.

Sonra mehirtan kısaca sözettim. Çünkü bu konuyu beşinci bölümde etraflıca ele alacağım. Yine nikâhta şahitlerin durumunu, nikâhın ilân edilmesi meselesini ve ilân etmenin vasıtaları olan mubah şarkı söylemekten, def çalmaktan, düğün yemeği, kız isteme ve benzeri konulardan bahsettim.Daha sonra bütün bunların temelinin, icab ve kabul diye ad­landırılan iki taraf arasındaki rıza ve kabul ile nikâh akdinin geçici değil ebedî olmak üzere akdedilmesi olduğunu anlattım.Bu mesele ister-istemez mut'a nikahını gündeme getirecekti. Biz de mut'a nikahını inceleyip onunla zina arasında bir fark bulun­madığını, önce olduğu gibi hâlâ da cahiliyet nikah şekillerinden biri ola­rak devam ettiğini, bu çeşit nikah karşısında Islamm takındığı tavrı, ne zaman bu nikahı mubah kıldığını ve nasıl ebediyyen yasakladığını, alimlerin bu konudaki görüşlerini ve bunlardan doğru olanlarını izah etmeğe çalıştım.Sonra mutanın helal olabileceği şüphesi ile neshedilmediği iddi­asını ele aldım. Bu iddiada bulunanların üstlendikleri günahı, anlama kabiliyetlerinin eksikliğini, kötü niyyetlerini, kelimelerin yerlerini değiştirip tahrif ettiklerini ve delil olarak ileri sürdükleri ayetlerde ken­dilerini destekleyecek bir delilin bulunmadığını; delil olarak ileri sürdükleri hadislerle sahabe ve tabiînin bu meseleyle ilgili tavırlarında da onları destekleyecek bir şeyin mevcut olmadığını izah ettim.Ardından mut'anın haramhğına dair icmanın nasıl meydana gel­diğini Şia'nın ve onlarla aynı paralelde hareket eden ibahiyyûnun sözkonusu ettikleri mutanın özelliklerinin onu zina mefhumunun dışına çıkarmadığım, onların bu konuda hevâ, taassub ya da temelsiz felsefî düşüncenin etkisinde olduklarını yahut da hakikati yitirip onu görememekten bu görüşe saptıklarını anlattım.Sonra da geçmişte ve günümüzde İslam dışı evlilik şekillerinden sözederek Islamın neden bunları reddettiğini anlattım ki evlilikte Sünnetin takip ettiği yolu diğerlerinden ayırt edelim ve bu yol dışındaki yolların, evliliğin hedef ve anlamıyla ilgili eksik taraflarını gözler önüne serebilelim.Islamdaki evliliğin diğerlerinden ayırt edilmesinin bütün yönleriyle incelenmiş olması için, birden fazla kadınla evlenmenin duru­munu ve bundan dolayı Islama ve peygamberine yapılan saldırılara ce­vap vermem gerekiyordu.Bu meseleye birden fazla kadınla evlenmenin Islamdan önceki du­rumunu, semavî dinlerle, felsefî düşünce ve cahiliyet döneminde bu meseleye nasıl bakıldığının tarihini anlatmakla başladım. Islamın bu görüşler karşısında takındığı tavrı, birden fazla kadınla evlenmeyi zo­runlu kılan tabiî ve içtimaî problemleri, birden fazla kadınla evlenmeyi konu edinen ayetin nuzül sebebini ve bu ayetin neyi anlattığını, ikinci kadınla evlenmenin ne zaman caiz olacağım ve bu hakkın kötü kul­lanımının doğurduğu sonuçlan anlattım.

Peygamber'in (s.a.v.) evliliklerinden sözetmeden önce üç mesele üzerinde durmayı tercih ettim.Birincisi: Sebep ve hedefleri açısından ikinci evlilik ve evlenme şartlan. Kadının, hakkım koruması için ihtiyatlı davranmasının bir hakkı olduğu; Islamm, kadına bu hakkı verirken müsamahası, koşulan şartlara, Özellikle evlilikte koşulan şartlara vefalı olmanın gerekliliğine dair Islamm yönlendirmesi ve şartlann ne zaman geçersiz olacağı.ikincisi: Konuyla ilgili medenî kanunun bazı maddelerinin tartışılması. (Türk okuyucusunu Mısır Medenî Kanunu ilgilendirmediği için bu madde çıkanlmıştır.)Üçüncüsü: Evlilikte aslolan bir kadınla evlenmek olup zaruret sözkonusu olduğunda mı birden fazla kadınla evlenilebiliyor, yoksa zaruret olmasa da birden fazla kadınla evlenmek mubah mı? Bu konudaki görüşlerin tartışılması.Peygamber'in (s.a.v.) evlilikleri konusuna gelince bu husustaki in­celememiz üç noktada toplanır:Birincisi: Peygamber'in (s.a.v.) dörtten fazla kadınla evliliğini de­vam ettirmesinin mubah oluşu ve onun şehvetine düşkün biri olduğu id­diasının çürütülmesi.ikincisi: Peygamber'in (s.a.v.) evlendiği hanımlarından her biriyle evlenmesinin hikmeti.Üçüncüsü: Peygamber'in (s.a.v.) hanımlarına adil davranması nasıldı ve hangi hususlardaydı?Evlilik ve onun değeri, hedefleri, etkileri, şartlan ve rükünleriyle geçmişte ve günümüzdeki şekillerinden onu ayırdeden hususiyetleri, bâtıl ehlinin bu konuda Islama yaptıkları saldırıları ve cahillerin yo­rumlarını red hususunda yapılan izahlardan sonra evliliğin ne olduğu ve Islamda fert ile toplum hayatı üzerindeki etkileri belirginleşmiş ol­makta ve Islamdaki evlilik ile diğer sistemlerdeki evlilikler birbirlerin­den ayırt edilebilmektedir. Böylece evlilik konusunda ferdin sorumlu­luğu yanında toplumun da sorumluluk taşıdığı anlaşılmış olmaktadır.

işte bu durum, evlendirmeyle ilgili toplumun görevlerini araştırmayı, zengin kimselerin bekar ve salih kimselere yardım ederek onları evlendirme ve evlenme yollarını kolaylaştırma sorumluluklarım anlatmayı gündeme getirmektedir. Tabiatıyla toplumun bu görevi yap­maması durumunda ferdin takip edeceği yolun ne olması gerektiği de mevzubahis edilmesi gerekir.Bütün bu anlatılanlardan sonra sıra psikoloji bilginlerine göre ev­lilik ve ailenin hedeflerini anlatmaya gelmiştir. Böylece bu an­latılanların ışığında psikologların anlattıklarıyla Kuran ve Sünnette anlatılanlar arasında mukayese yapma imkanım elde etmiş olacağız. Bu sayede Kur'an ve Sünnette anlatılanların yüceliğini, icazım ve en­ginliğini de gözler önüne serme imkanım bulabiliriz. O zaman şüphecilerin şüpheleri zail olacak ve müminlerin imanı artacaktır.Böylece geri kalan dört bölüme bir giriş mahiyetinde olan birinci bölümün sonuna geldik. Diğer dört bölümde anlatmak istediklerimiz ise, -kural ve temelleriyle- birinci bölümde evliliğin hedef ve müsbet sonuçlarına dair anlatılanları etraflıca inceleyip isbat etmektir. Bölümler arasındaki uyum ve bütünlük de böylece sağlanmış oldu.ikinci bölümde, eş seçimi konusu işlenmektedir. Bu bölümde eş seçimiyle ilgili Kur'an'ın anlattıklarıyla söze başlanmıştır. Çünkü Kur'an-ı Kerim, bazı kadın sınıflarıyla evlenmeyi haram kılmış ve geri kalan sınıflarla evlenmeyi helal kılmıştır, iman ve ahlak gibi eş seçiminde gözetilmesi gereken genel kurallar koymuştur.Söz buradan açılmışken müşrik kadınlar ve ehl-i kitap kadınlarıyla evlenmenin hükmü, ehli kitap kadınlarıyla evlenmeye dair ileri sürülen görüşler ve bu görüşlerden eleştirilmesi gereken yönlerin eleştirilmesinden de sözedilmeliydi.Yine müslüman kadının ehli kitaptan bir erkekle evlenmesi, iffetli mümin kadınların seçimi, süt akrabalığı, nesebçe biri birine yakın iki kızkardeşle bunlar mesabesinde olan kişinin, bir kadınla kızım, bir kadınla halasını bir arada nikahlamasının ve evli kadınla evlenmenin haram oluşunun hikmetlerinden bahsetmeyi de gerekli kılıyordu. Bura­dan hareketle Islamda ailenin kutsallığından, aileyle ilgili prensipler­den, aileyi koruyan âdâb ve kurallardan; başkasının eşine göz dikmek­ten, evlenme kasdıyla olsa evli bir kadına kur yapmaktan, kadının, kocasına başka kadınları tavsif etmesinden, başka biriyle evlenebilmesi için kendisini boşamasını istemesinden ya da kendisi onunla evlensin diye bir erkekten karısını boşamasını telkin etmesinden ve benzeri ai­leyi tehlikelerden koruyan diğer meselelerden bahsettim.Bütün bu konulan işlerken Kur'an'ın yanısıra onu açıklayan sünnete de yer verdim.Sonra eş seçimiyle ilgili konuyu sadece sünnete ayırdım. Orada, sahih hadislerin, eş seçimiyle ilgili anlattıklarım serdettim. Eş seçiminde psikolojik etkenleri dile getiren bir hadisle söze başladım. Bu konuda, insanlann nasıl değişik eğilimleri tercih ettiklerini ve her biri­nin eğilimine uygun sonuçlarla karşılaşacağını, en iyi sonucun ise, zen­ginlik ve güzelliği ilave etmiş olsun olmasın din ve ahlakı esas alan seçime ait olacağını izah ettim. Bu alanda Kur'an'ın anlattıklarına da yer verdim. Kur'an'da anlatılanların sünnet tarafından nasıl değişik üs­luplarla ve tafsilatlı bir şekilde işlendiğini arzettim.Sonra eş seçimiyle ilgili olarak bekar kızın nikahlanmasının müstahab oluşu, miras, çevre ve sosyal ortam gibi sosyal yönlerin gözetilmesi, uzak ve yabancılardan evlenme gibi sadece sünnette an­latılan hususları ele aldım. Evliliğin arzu edilen meyvesi olması itiba­riyle az önce sözkonunu ettiğimiz psikolojik etkenlerden sonra çocuklarla ilgili olarak' anlatacaklarımızı sonuç kısmına erteledim.Bu meseleleri incelemeyi, Kur'an ve Sünnetteki prensip ve daya­naklarını izah etmeyi bitirdikten sonra bu meseleleri psikolojinin ışığında tekrar ele aldım. Psikoloji ile dine göre eş seçimini karşılaştırmalı bir şekilde inceledim.Böylece ikinci bölüm son buldu ve sıra kitabın üçüncü bölümüne geldi. Bu bölümün konusu: Kız isteme, inceleme, Kur'an-ı Kerim ve Sünnete göre kız isteme, kız istemenin caiz ve caiz olmayan kısımları, sadece sünnet tarafından gündeme getirilen ahlakî engel, kadının görüşüne saygı, evleneceklerin birbirlerini görmeleri, denklik gibi konu­lan içeriyor.Bu bölüm, hristiyanlıkta ve günümüz toplumlarında-kız isteme ile ruhî ve içtimaî açıdan kız istemeyle ilgili bazı büyük araştırmacıların tartışmasını da içermektedir. Tartışma ve eleştirilerimizi Kur'an ve Sünnetin ışığında yaptık.Dördüncü bölümde ise evlilik hayatının en önemli meselelerinden biri olan "Düğün Gecesi (Zifaf) Adâbı"ndan sözedilmiştir. www.kitaptakipcileri.com

ilk dört bölümün son bulmasıyla beşinci bölüm için gerekli hazırlık ve mukaddimeler son bulmuş ve sıra bu bölüme gelmiş oldu ki, konusu; pratik hayatta evlilik ve Yüce Allah'ın şu sözleriyle işaret ettiği insanî ilişkileridir: 'Ya iyilikle evliliği devam ettirmek, ya da güzel ve adaletli bir şekilde salıvermek.[9] "Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde iyi dav­ranışa dayalı birtakım hakları vardır. Ancak erkekler için kadınlar üzerinde bir üstünlük payı vardır. [10]Peygamber (s.a.v.) de bu konuda şöyle buyurmaktadır:"Sizin hayırlınız, aile efradına iyi davrananınızdır. Aile ef­radına en iyi davrananız da benim. [11]Bu bölüme şunun için yer verdik: Kişi ile eşi arasında sevgi ve ülfetin, anlaşma ve uyumun, huzur ve mutluluğun meydana gelmesinde etkili olan psikolojik ilişkilerin neler olduğunu, eşler arasındaki bu iyi ilişkileri devam ettirip geliştirmenin yollarını ve ayrılıkla bozgunluğa sebep olan etkenleri tanımak.Bu bölümde söze buradan başladım; sözkonusu ilişkilerin ortaya çıkıp gelişmeleri için gerekli temeller konusunda psikolojik izahlarla ko­nuya giriş yaptım. Özellikle evliliğin ilk döneminde, eşlerin arzu ettikle­ri anlaşma ve uyumluluğu elde edebilmeleri için birbirlerine karşı daha çok anlayışlı, sabırlı, düşünceli ve birbirlerinin hatalannı görmezlikten gelmeleri gerektiğine, birbirlerinin karakterlerini tanıyıp ona göre mu­amelede bulunmaları lazım geldiğine dikkat çektim.Sonra evlilik hayatının başlangıcında eşlerin durumundan bahset­tim. Aralarında ne derecede uyum ve ne derecede uyumsuzluk olabi­leceği, aralarında çıkabilecek anlaşmazlıkların sebepleri, anlaşmazlığın çeşidi ve tedavi edilebilip edilemeyeceği gibi konuları irdelemeğe çalıştım.

Söz buradan açılmışken anlaşmazlığın ortaya çıkış karakteri ve nasıl şekillendiği, hatanın işlenmesi ve ona karşı alınacak tedbir, hata işleyen kimsenin ıslahı ve İslamın ona bakışı konulanın da incelemek gerekiyordu. Bu anlatılanlar ışığında muhtemel hataların birçoğuna karşı tedbir almak mümkün oldu. Bu konularda Kur'an ve Sünnetin önerilerine yer verdim. Peygamber'in (s.a.v.), hanımları arasında ya da kendisi ile onlar arasında çıkan anlaşmazlıklarda nasıl bir yol izlediğini izah ettim.Bu açıklamalara, konuyla ilgili Peygamber'in (s.a.v.) dav­ranışlarını da ilave ettim. Çünkü bizler için O'nda güzel örnek vardır.Daha sonra evlilikten önceki psikolojik ukdeler, ana-baba tarafıyla ilişkilerin çok sıkı derecede devam ettirilmesi, ortada hiçbir şey yokken kıskanma ve eşlerden her birinin, diğerinin haklarını görmezlikten gel­mesi gibi psikolojik etkenlerin üzerindeki perdeyi araladım.Hak ve sorumluluklardan söz açılmışken birtakım misaller zikre­dilmeliydi, işte bu bağlamda kadının erkek üzerindeki mehir, nafaka, eğitim, öğretim ve iyi muamele haklarından masiyetin sözkonusu ol­madığı hususlarda erkeğin kadın üzerindeki itaat, kocası ve çocuklarına karşı sorumluluğunu yerine getirmesi ve görevler arasında uyum ve dengeyi sağlama gibi haklarından bahsettim. Kan-koca arasındaki bağları kuvvetlendiren, mesela gücü yettiği yerde kadının kocasına yardımcı olması, önemli işlerde onun yanında yer alıp onu teşvik etme­si, karşılaştığı problem ve yorgunluğunu paylaşması, ailede olumlu bir havanın estirilmesi gibi görevlerini anlattım.Söz, psikolojik etkenlerden açılmışken, eşler arasında Hâkim ol­ması gereken psikolojik kuralları anlatmakla konuya son vermek gere­kiyordu.

Eşler arasında mutluluk, uyum, sevgi ve ülfetin etkenleri bunlar olmakla birlikte taraflardan birinin, karakterce diğeriyle uyuşmaması ya da başka sebeplerden kaynaklanabilecek geçimsizlik sebebiyle çizdiğimiz bu yoldan yüzçevirebilir ya da o yoldan gitmek kendisi için güçleşebilir. Bu takdirde başka yollara sarılmak kaçınılmaz olur.Bu nedenle eşler arasındaki geçimsizliğe dair bir başlık açtım. Geçimsizlik kocada ise ne yapılır? Kadın geçimsiz ise ne yapmak gere­kir? Ne zaman hakem olayı sözkonusu olur? Eşleri barıştırma ve evlilik ilişkilerinin sağlamlaştınlmasına dair şeriatın ne derece istekli olduğunu inceledim. Böylece kitabın beşinci bölümü de tamamlanmış oldu.Sıra kitabın sonucunu yazmaya gelmişti. Sonuçta şu hususlara yer verdim:1. Kitabın ve bölümlerinin özeti ve çıkarılan neticeler.2.Yukarda anlatılan hedeflerden başka evlilikten beklenen, ki o da çocuklardır; çocukların yetiştirilmeleri, eğitilmeleri ve toplumda olumlu görevlerini yerine getirmeleri için hazırlıklı kılınmalarıdır.3. Boşama ya da ölüm sebebiyle evliliğin son bulması ve buna te-rettüb eden dünyevî ve dinî hususlar. [12]

Kitapta Takip Edllen Metod1. Kitapta, cüziyyattan külliyata doğru bir metod takip ettim. Önce ayrıntılar üzerinde durdum ve bu ayrıntılardan hareketle genel kurallara varmaya çalıştım.Rivayetlerin kaynağına başvurarak, hadislerin sıhhat derecelerine Önem vererek ve hadislerin ravilerinin adalet durumları üzerinde dura­rak, Peygamberle (s.a.v.) sahabesinden gelen sahih rivayetleri araştırdım. Ravilerin adalet durumlarını değerlendirirken ilel kitap­larıyla hadis ricalini konu alan eserlere müracaat ettim ki vereceğimiz karar delile dayalı olsun.2. Kitapta serdettiğimiz gerçekleri psikolojik, sosyolojik ve tıbbî araştırmalarla pekiştirdik ya da bu araştırmalarla mukayeseler yaptık.3. Her meselede Peygamber'den (s.a.v.) ve merfu hükmünde olan sahabeden nakledilen rivayetleri tek tek inceleyerek evlilikle ilgili sünnetin yolunu ortaya koyduk. Sünnetle Kur'an'ın ele aldığı meselele­rin yanında sadece sünnette yer alan meselelere de yer verdik.4. Sünnetin yolu denilince her ne kadar bununla Peygamber'den (s.a.v.) ve merfu hükmünde olup söz, takrir ya da fiil cinsinden saha­beden nakledilenler daha çok kastedilirse de sünnetin bu özel anlamı, Islamın evlilikle ilgili yolunu anlatmayı hedef edinen bu kitabın hede­fiyle çelişkili değildir. Çünkü özel anlamıyla sünnet Kur'an'ın açık­layıcısı ve Kur'an'da mücmel olarak anlatılanın mufassal bir şekilde izah edilmesidir. Açıklayıcı durumda olanın açıkladığı şeyden bağımsız olarak ele alınması meselenin bütün yönleriyle ortaya konmasına engel­dir.

Bağımsız olarak ele alınması, meselenin boyut ye ayrıntıları açıklamak için hazırlık ve giriş mahiyetindeki kısımlarda sözkonusu olabilir. Hakikate bütün yönleriyle ulaşabilmek ve her meselede Islamın ruhunu yakalayabilmek, böylece hedefe ulaşmak ancak sünnetle birlikte Kur'an'da anlatılanlara da yer vermekle mümkün olur.Doğruları eksiksiz yakalayabilmek için her meselede ulaşabildiğim yazma ve basılmış sünnet kaynaklarına başvurdum. Bunu şunun için yaptım:1. Hadislerin kaynaklarına muttali olmak. Ancak bu sayede ko­nuyu daha kolay işleyebilir ve rivayetten emin olabilirdik.2. Bir hadisle ilgili rivayetlerin ne derece uyum içerisinde ve ne derece farklılık arzettiğine vakıf olmak. Ancak bu sayede meselenin değişik yönlerine ışık tutacak ipuçlarını yakalayabilirdik.3. Aynı meselede başka hadisleri de tesbit etmek. Ancak bu sayede meselenin tüm unsurlarını tesbit edebilir ve bütün yönleriyle onu değerlendirebilirdik.Ayrıca her meseleyle ilgili bütün yönlerini içeren rivayetleri tek kaynakta bulamayabilirdik.4. Mezhep taassubundan uzak kalabilmek ve meseleyi hakkıyla kavrayıp sağlıklı sonuca varabilmek için meselenin bütün yönlerini içeren bilgilere ancak bu sayede ulaşabilirdik.Bununla birlikte takip ettiğimiz metodun başka hususiyetleri de vardır. Bunları şöylece maddeleyebiliriz:1. Modern metodla birlikte Kur'an ayetlerinin tefsirinde rivayet metodunu takip ettik.2. Kitapta ihtiyaç duyulan her konuda hadis ilimlerinin metod ve kurallarına riayet ettik.

3. Taklit, donukluk ve mezhebi taassuptan uzak kalmaya gayret ettik.4. Saldırı ve zorlanmaya sapmaksızın muhaliflerin görüşlerini in­saf çerçevesinde tartışmaya çalıştık.5. Hadislerin tahririnde taklit metoduyla yetinmedik.6. Bazı hadis alimleriyle sarihlerinin nakilleriyle yetinmeyip ha­disleri kaynağından araştırdık. Bir hadise atıfta bulunulmuşsa, kay­nağına bakarak gerçekten hadisin kaynağında mevcut olup olmadığım, farklı bir nakil yapılıp yapılmadığını tesbit ettik.7. Her meselede Kur'an ve Sünnete başvurarak delilleri tesbit etme hususunda vargücümüzü harcadık. Hadislerin kaynağım verdik. Hadisin sıhhat derecesini tesbit etmeye çalıştık. Ravilerin adil olup ol­madıklarına dikkat ettik. Böylece fukahanın görüş beyan etmeleri için zemin hazırladık.8. ilk kaynaklara müracaat ettik ve bunlarla yetindik. Bu mümkün olmadığı yahut ikinci derecedeki kaynakta hadisin sıhhat derecesini belirtme gibi faydalı bir hususa rastladıysak kaynağını belirterek bu kaynaklardan da istifade ettik.9. Modern metoda riayet ederek konuyu derinlemesine inceledik ve mukayeseli bir şekilde çalışmamızı sunmaya gayret ettik.Yüce Allah'tan bu çalışmamızı sırf kendi rızası için yapılmış kılmasını, ilmin yayılmasına, Sünnetin tebliğine vesile kılmasını, ailele­rin mutluluğuna, Ümmetin iyiliğine ve kurtuluşuna, toplumun hayrına yardımcı olmasını diliyoruz.Duaları işiten ve onlara icabet eden O'dur.

Kahire, 28 Şaban 1390 H.29 Ekim 1970 M.Dr. Muhammed Raid Hamdi Ebu'n-Nur[13]
Kuran ve sünnette evlilik kitabı,www.kitapakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Güzel
E... Z... | 22/11/2024
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Kuran ve Sünnette Evlilik, Dr. Muhammed Ebu'n Nur Kuran ve Sünnette Evlilik, Dr. Muhammed Ebu'n Nur, Kur'an ve Sünnette Evlilik Kitabı-Ciltli,Yazar: Dr. Muhammed Ebu'n Nur-Tercüme: Prof. Dr. M. Said Şimşek-Sayfa Sayısı : 432-Boyut : 14 x 20 cm-Büyük-Küçük Boy-Evlilik; dinî bir sünnet, nefsî bir ihtiyaç, bir de insan soyunun de­vamlılığının, insanın yaratılıştan gelen temel bir ihtiyacının, insan duy­gularının istikrar bulmasının ve hayatın süreklilik kazanmasının ken­disine bağlı bulunduğu içtimaî bir zorunluluktur.rnrnBuna ilaveten yeni nesillerin dünyaya gelmeleri, onların eğitilerek sağlıklı bir hayata kavuşturulmaları ve bu hayatta yapıcı rollerini ye­rine getirmeleri için gerekli ortamın hazırlanması için meşru olan yol­dur.Her ne kadar dinin çizdiği çerçevenin Uysal Kitabevi Konya-Uysal Yayınevi-kervan-elif kitabevi konya-Evlilik mahremiyetler,karabulut,şems, Uysal Kitabevi Konya, Evlilik Aile Pedagoji 9789758011063
Kuran ve Sünnette Evlilik, Dr. Muhammed Ebu'n Nur

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.