Kuş Dili Mantıkut Tayr Hikayeler Feridüddin Attar
Kategori
Yayınevi
Barkod
Mantıkut tayr kitabı - RAVZA
Yazar
Vitrin Katagorisi
403,20 ₺
Mantıku't Tayr - Kuş Dili - Hikayeler - Feridüddin Attar
"Feridüddin Attar Mantıku't-Tayr (Kuş Dili) eserinde çok zengin bir sembolik dil kullanmış ve Hakikatı arayanları, yani Hakikat Yolunun Yolcularını kuşlarla simgelemiştir. Amaçları, padişahsız hiç bir ülke olmadığı düşüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padişah seçmektir. Ancak yol, uzun ve zahmetli, menzil uzaktır...
Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunların arasında, nefsani arzular, servet istekleri, ayrıldığı yeri özlemesi, geride bıraktığı sevgilisinin hasretine dayanamamak, ölüm korkusu, ümitsizlik, şeriat korkusu, pislik endişesi, himmet, vefa, küskünlük, kibir, ferahlık arzusu, kararsızlık, hediye götürmek dileği gibi hususlarla; bir kuşun sorduğu "daha ne kadar gidileceği" sorusu vardır.
Hüthüt hepsine, hepsine, bıkıp usanmadan tatminkar cevaplar verir ve daha önlerinde aşmaları gereken "yedi vadi" bulunduğunu söyler. Ancak, bu "yedi vadi"yi aştıktan sonra Simurg'a ulaşabileceklerdir...
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Feridüddin Attar
Farsça'dan Tercüme Eden: Enver Yaşarbaş
Katagori: Hikayeler - Doğu Klasikleri
Sayfa Sayısı: 400
Boyut: 14 x 21 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2014
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Feridüddin Attar, Nisabur’da 1120’da dogmus ve muhtemelen 1194’da
vefat etmis ünlü bir sair ve mutasavviftir. Hekim ve eczaci olmasindan dolayi Attar olarak anilmaktadir. Tac’ül Ârifin Necmettin Kübrevi’ye bagli olmakla birlikte; benimsedigi tasavvuf anlayisi bir sistemden ziyade İsrâki’dir. Hz.Mevlâna, Seyh Galip ve diger mutasavviflar tarafindan yüceltilen Attar, çogu günümüze kadar ulasan pek çok eser birakmistir.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bunlarin arasinda en ünlüsü 1187’de yazmis oldugu Tuyûrnâme (Mantiku't-tayr veya Mantik Al-Tayr) adli 4931 beyitten olusan eseridir.
Attar, Kusdili veya Kuslar Meclisi olarak da bilinen bu mesnevî tarzi eserinde, tasavvufun Vahdet-i Vücûd anlayisini anlatir.Eserde çok zengin bir sembolik dil kullanilmis ve Hakikât’i arayanlar, yani Hakikât Yolunun Yolculari kuslarla simgelenmistir.Hüthüt adli kus onlarin önderleri, kilavuzlari, yani mürsitleridir. Aradiklari Simurg adli efsanevî kus, Allah’in zuhûr ve taayyünüdür. Tabii, zuhûr ve taayyün aslinda bizzat kendilerinden ibarettir.
Ancak,Vahdet-i Vücut’a, yani Varlik Birligi’ne ulasanlar, "halkin Hakk’in zuhuru; Hakk’in halkin bütünü oldugunu” idrak edebilirler. Kusdili asagida özetlenmeye çalisilacaktir.
"… Günlerden bir gün, dünyadaki bütün kuslar bir araya gelirler. Toplanan kuslarin arasinda hüthüt, kumru, dudu, keklik, bülbül, sülün, üveyk, sahin ve digerleri vardir. Amaçlari, padisahsiz hiç bir ülke olmadigi düsüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padisah seçmektir.
Hüthüt söze baslar ve Hz.Süleyman’in postacisi oldugunu belirttikten sonra; kuslarin Simurg adinda bir padisahlari oldugunu söyler. Ama, hiç bir kusun haberlerinin olmadigini, herkesin padisahinin daima Simurg oldugunu belirtir. Ancak, binlerce nur ve zulmet perdelerinin arkasinda gizli oldugu için bilinmedigini ve onun "bize bizden yakin, bizimse uzak” oldugumuzu anlatir. Simurg’u arayip bulmalari için kendilerine kilavuzluk edecegini ilave edince; kuslarin hepsi de hüthütün pesine takilip onu aramak için yollara düserler. Kuslarin hepsi de Simurg’un sözü üzerine yola
revan olurlar…
Ama, yol çok uzun ve menzil uzak oldugundan; kuslar yorulup hastalanirlar. Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine ragmen, hüthütün yanina varinca "kendilerince geçerli çesitli mazeretler söylemeye” baslarlar. Çünkü, kuslarin gönüllerinde yatan asil
hedefleri çok daha basit ve dünyevî’dir (!) Örnek olarak, bülbülün istegi gül; dudu kusunun arzuladigi abihayat; tavuskusunun amaci cennet; kazin mazereti su; kekligin aradigi mücevher; hümânin nefsi kibir ve gurur; doganin sevdasi mevki ve
iktidar; üveykin ihtirasi deniz; puhu kusunun aradigi viranelerdeki define; kuyruksalanin mazereti zaafiyeti dolayisiyla aradigi kuyudaki Yûsuf; bütün digerlerinin de baska baska özür ve bahanelerdir.
Bu mazeretleri dinleyen hüthüt, hepsine ayri ayri, dogru, inandirici ve ikna edici cevaplar verir. Simurg’un olaganüstü özelliklerini ve güzelliklerini anlatir.
Hüthüt söz alir ve sunlari söyler. Söyledikleri, ayna ve gönül açisindan ilginçtir:
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Simurg, apaçik meydanda olmasaydi hiç gölgesi olur muydu? Simurg gizli olsaydi hiç âleme gölgesi vurur muydu?Burada gölgesi görünen her sey, önce orada meydana çikar görünür.Simurg’u görecek gözün yoksa, gönlün ayna gibi aydin degil demektir.Kimsede o güzelligi görecek göz yok; güzelliginden sabrimiz, takatimiz
kalmadi.Onun güzelligiyle ask oyununa girismek mümkün degil.O, yüce lûtfuyla bir ayna icad etti.O ayna gönüldür; gönüle bak da, onun yüzünü gönülde gör!
Hüthütün bu söylediklerine ikna olan kuslar, yine onun rehberliginde Simurg’u aramak için yola koyulurlar.Ama, yol, yine uzun ve zahmetli, menzil uzaktir…Yolda hastalanan veya bitkin düsen kuslar çesitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunlarin arasinda, nefsanî arzular, servet istekleri,ayrildigi köskünü özlemesi, geride
biraktigi sevgilisinin hasretine dayanamamak, ölüm korkusu, ümitsizlik, seriat korkusu, pislik endisesi,himmet,vefa, küskünlük, kibir, ferahlik arzusu, kararsizlik, hediyegötürmek dilegi gibi hususlarla; bir kusun sordugu "daha ne kadar yol gidilecegi” sorusu vardir.
Hüthüt hepsine, bikip usanmadan tatminkâr cevaplar verir ve daha önlerinde asmalari gereken "yedi vadi” bulundugunu söyler. Ancak, bu "yedi vadi”yi astiktan sonra Simurg’a ulasabileceklerdir. Hüthütün söyledigi, "yedi vadi” sunlardir.
VADİLER
MERHALELER
1.Vadi İstek
2.Vadi Ask
3.Vadi Marifet
4.Vadi İstigna
5.Vadi Vahdet
6.Vadi Hayret
7.Vadi Yokluk (Fenâ)
BEKÂ
Kuslar gayrete gelip tekrar yola düserler…
Ama, pek çogu, ya yem istegi ile bir yerlere dalip kaybolur, ya aç susuz can verir, ya yollarda kaybolur, ya denizlerde bogulur, ya yüce daglarin tepesinde can verir, ya günesten kavrulur, ya vahsi hayvanlara yem olur, yaagir hastaliklarla geride kalir, ya kendisini bir eglenceye kaptirip kafileden ayrilir.
Bu sayilan engellerin hepsi de Hakikât yolundaki zulmet ve nur hicaplaridir. Bu hicaplardan sadece otuz kus geçer.Bütün vadileri asarak menzil-i maksudlarina yorgun ve bitkin bir halde uzanan bu kuslar, rastladiklari kisiye kendilerine padisah yapmak için aradiklari Simurg’u sorarlar.
Simurg tarafindan bir görevli gelir…Görevli, otuz kusun ayri ayri hepsine birer yazi verip okumalarini ister.Yazilarda, otuz kusun yolculuk sirasinda birer birer baslarina gelenler Ve bütün yaptiklari yazilidir.
Bu sirada, Simurg tecelli eder…
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Fakat, otuz kus, tecelli edenin (!) bizzat kendileri oldugunu; yani, Simurg’un mânâ bakimindan otuz kustan ibaret olduklarini görüp sasirirlar.Çünkü, kendilerini Simurg olarak görmüslerdir.Kuslar Simurg, Simurg da kuslardir.Bu sirada Simurg’dan ses gelir:
"Siz buraya otuz kus geldiniz, otuz kus göründünüz. Daha fazla veya daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz. Çünkü, burasi bir aynadir!” Hasili, otuz kus, Simurg’un kendileri oldugunu anlayinca; artik, ortada, neyolcu kalir, ne yol, ne de kilavuz...
Çünkü, hepsi BİR’dir.
Ayni, asikla, masukun askta; habible, mahbubun muhabbette; sacidle, mescudun secdede; bir olmasi gibi...Aradan zaman geçer, "fenâda kaybolan kuslar yeniden bekâya dönüp”,yokluktan varliga ererler…”
Kusdili sembolizmasi yukarida özetlenmistir.
Attar, "ölümden sonraki ölümsüzlügün sirrina” lâyik olacaklarin bilinciyle;ancak, bunlari yazabilir Kusdili olarak; sembolik lisanla! Tabiî ki, okuyup da anlayanlara (!)...
Kusdili, mesnevî anlam ve kapsam olarak zengin bir sembolizmadir.Kuslar, "Hakikât Yolunun Yolculari” ; Simurg, "Hakikât” olarak tanimlanir.İnsan ömrünün engebelerine
esdeger merdiven basamaklarini çikabilmek vesonunda ancak çok az kisinin hedefine ulasabilmesi seklinde düsünülebilir.Bunlar, tekamül merdiveninin, İstek’ten Fenâ’ya dogru çikan basamaklaridir.Açiklandigi gibi, kuslarin bazilari, Fenâ’dan daha ileri giderek Fenânin da Fenâsini, yani Bekâ'yi idrak eder.Sembolik evrende terk etme , yegâne kemalât yoludur.Bu sembolizmada, kuslar sâlikleri, kilavuz Hüdhüd kusu mürsidi temsil eder.Sîmurg (otuz kus), yani Anka ise, Allah'in zuhûr ve taayyünüdür. Tûyurname, bir vadiden öteki vadiye sirayla geçilerek olgunlasmak seklinde kuslarla temsil edilen ilginç bir örnegidir.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güzel
E... Z... | 22/11/2024
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Tavsiye Ürünler