Marifet Dergisi Mart 2013 Rebiülahir Sayısı
Kategori
Yayınevi
Barkod
Arifan Dergisi Mart 2013
Yazar
Kübra Ülkü
,
Mahmut Ustaosmanoğlu - Hazret-ü Mevlana Eş-Şeyh Mahmud Efendi En- Nakşibendi
,
Mehmet Talu
,
Hüsameddin Vanlıoğlu
,
Ali Kara
,
Seyyid Ahmed Şihabüddin Es- Senusi
,
Refik Kocaman
,
Muhammet Keskin
,
Şefik Kocaman
,
Rasül Bölükbaşı
,
Muhammed Sinan Çınar
,
Ali Haydar Çetintürk
,
Murat Soydan
,
Ersoy Eryan
,
E. Büyükçapar
,
Muhittin Küçük
,
Fatih Kalender
Vitrin Katagorisi
93,54 ₺
Marifet Dergisi Mart 2013 Rebiülahir Sayısı Çıktı...
Dergide Bu Ay:
-Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hz. K.S.'den Sohbetler.
Sohbet Başlıkları:
-Kadın ile Erkek Kendi Aralarında Meşru Şekilde Hareket Etmelidir.
-Besmele ve Hamdeleyle Başlanmadan İşin Hayırdan Kesik Olduğu...
-Ahirette En Evvel Muhasebe Olunacak Üç Kişi...
-Hakikati Gören Zalimlerin Ecellerinin Tehirini(gecikmesini) İstemeleri...
-Allah-u Teala'yı Çok Zikretmemiz Gerektiği...
-İman Edip Amel-i Salih İşleyenlerin İlk Konaklayacağı Yer...
-Şefik Kocaman Hocaefendi'nin "RUH TERBİYESİ" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm: www.kitaptakipcileri.com
Alemlerin Rabbi olan Allah-u Teâlâ’ya hamd, Rasûlüllah (Sallahu Aleyhi ve Sellem)’e ve O’nun âl-u ashâbına salât-u selâm olsun.
Allah-u Teâlâ hakkında "Alemlerin Rabbi” ifadesi, Kuran-ı Kerim’in birinci suresi olan Fatiha-i Şerife’nin ilk ayet-i kerimesi başta olmak üzere sayısız mahalde tekrarlanmaktadır. Müslümanlar olarak çocuklarımıza dinden ilk öğrettiğimiz şey de "Rabbin kim?” sorusunun cevabıdır. Dua ederken de Allah-u Teâlâ Hazretlerine daima "Ya Rabbi” diye nida ederiz. Netice olarak "Rab” kelimesiyle hayatımızın her safhasında karşılaşırız da ne manaya geldiğini çoğumuz bilmez.
Mevla Teâlâ’nın alemlerin rabbi oluşu Efendi Hazretlerinin eşsiz eseri olan Rûh’ul-Furkan Tefsirinde özetle şöyle izah edilmiştir;
-Mahmud Efendi Hazretlerini Şubat Ayı İçerisinde Ziyaretine Gelenlerle İlgili Fotoğraflar ve Haberler...
-Mahmud Efendi Hazretlerinden Kelam-ı Şerifler...
Yazıdan bir Bölüm: www.kitaptakipcileri.com
-Vallahi Allah’ın elindedir alçaltmak da, yükseltmek de. İsterse Amerika’yı indirir
yerin dibine, isterse Türkiye’yi çıkarır göklere.
-Üniversite okudun, oldun müdür, oldun fabrikatör. Ağzından bir şey çıktı, kadına
kızdın, dedin ki sinirlenerek "Seni sevmiyorum. Ananın evine defol git.” Bu sözden
ne lazım geldi? Birine kızdın, adamın imanına sövdün. Hadi bakalım sen müdürsün,
söylesene ne lazım geldi bundan? Bugün Türkiye’nin en çok muhtaç olduğu şey fıkıh
âlimidir.
-Her ne şeye baksak hepsini Allah-u Teâlâ yaratmıştır. Ama ne acıdır ki bunları Mev-lâ’dan bilen çok az. Yemek hırsı insanlara Mevlâ’yı unutturdu.
-Bir beyitte şöyle buyurulur: "Ne mal iledir, ne sâl (yaş) iledir. Beyim ululuk kemal
iledir.
-Mesnevihan Murat Soydan'dan "Kudsiyet Makamının Manevi Esintileri" Başlıklı Yazısı...
-Rasül Bölükbaşı Hocaefendi'nin "İman Bir Bütündür Tecezzi Bölünme Kabul Etmez." Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm: www.kitaptakipcileri.com
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla,
İman: Allah-u Teâlâ’ya, onun rasûlüne ve rasûlünün Allah katından getirdiği emir, nehiy, ahkam, kıssa ve haberleri kabul edip kalben tasdik ve dil ile ikrar etmektir. Evet şu ic-mali tariften anlaşılıyor ki imanın rüknü ikidir.
1-Tasdik bi’l-cinân (kalben tasdik ve iz’an)
2-İkrar bi’l-lisan (dil ile ikrar) etmektir.
Bu iki rüknün birincisi olan tasdik, hiçbir özürle sakıt olmaz. Yani tasdik mükellefiyeti hiç-bir surette ortadan kalkmaz. İkinci rukün olan ikrar ise ikrah yani zorlama ile düşebilir. Mesela ölüm tehdidi veya dayanılmaz derecede işkence gibi tahammülü zor olan birtakım eziyetler sebe-biyle kalpte tasdik olduğu halde dil ile inkara her ne kadar ruhsat veriliyorsa da azimet olan yine de kararda sebat etmektir. Makamımdan, maaşım-dan olmayayım veya makama maaşa kavuşayım gibi arzular, hiçbir şekilde mazeret sayılmayıp ik-rar etme zorunluluğunu ortadan kaldırmaz...
-Abdulkerim ÇEvik Norşini Hocaefendi'nin "Birleştirilen Öğretim Tevhid-i Tedrisat" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Türkiye’de bazı odaklar kendi inanç ve düşüncelerine göre eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik,sözde modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarını birleştirmişler.İstedikleri şekilde ülkenin eğitim işlerini dizayn
etmişlerdir.
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla,
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören yasadır. Halifeliğin kaldırılmasına dair kanunu ve Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması hakkındaki kanunu aynı gün çıkarmak ile gerçek niyetlerini ortaya koymuşlardır. Bu niyetlerinin bir gereği olarak Tevhidi Tedrisat Kanunu ile tekke ve zaviyeleri kapattılar. Harf devrimi ile dinsel olduğunu düşündükleri Arap harflerini kaldırmak sureti ile bir toplumu bir gecede cahil bıraktılar.
Tüm bu kanunların aynı anda çıkarılmasından anlaşılıyor ki gerçek amaçları eğitim birliği olmayıp toplumda dini etkileri kaldırmaktır. Çünkü eğitim birliği ile harf devrimi arasında bağlantı kurmak mümkün değildir. Ancak kendilerinin de kabul ettiği gibi daha çok Arap harflerinin dinsel olmasından dolayı kaldırılmıştır.
-Ersoy Eryan'dan "Çanakkale Deniz Savaşı" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Bismillahirrahmanirrahim
Balkan savaşı kapıya dayanmıştı. Ahmet oğlu Yusuf, oğlu Hüseyin’in savaşa gitmemesi için 40 altın bedel vermek istemişti. Fakat Hüseyin’in annesi buna şiddetle karşı çıkarak; "Ben onun beşiğini sallarken, oğlum beni ya şehit ya gazi anası edecek diye ninniler söyledim. Nasıl olurda savaşa göndermem!” demişti. Sonra da Hüseyin’i kınalayıp donunun uçkuruna 3 altın koyup cepheye göndermişti. www.kitaptakipcileri.com
Hüseyin, Balkan Savaşında da çarpıştı, Çanakkale’de de. Soyadı Kanunu çıkınca "Kaçmaz” soyadını aldı. Hüseyin Kaçmaz cephede şehit olamadı ama 1994 yılında 110 yaşında en yaşlı Çanakkale gazisi olarak hayata gözlerini yumdu.
Anaların beşiklerini sallarken ya şehit ya da gazi olmasını diledikleri nice evlatlardan biriydi. Onların binlercesi belki de dünyanın en büyük şehitliği diyebileceğimiz Çanakkale sırtlarında yatmakta…
Türk Milleti İslam ile şereflendikten sonra tüm mücadelelerini İslam adına yaptı. Düşman edinirken İslam adına, düşmana vururken de İslam adına vurdu. Fakat ne olduysa; son zamanlarda Osmanlı subayları ve aydınları arasındaki batılılaşma modası koca İmparatorluğu korkunç bir uçuruma doğru sürüklüyordu. Çünkü aşağıda bahsedeceğimiz gibi bir ülkenin müttefiki dahi olsa henüz hazır olmadan adeta hatıra binaen, gözü kapalı savaşa girmesi açıklanabilir bir şey değildir.
Savaş Başlıyor…
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Belgrad’a bombardıman düzenlemesi Cihan Harbini başlatmış oluyordu. Bu savaş dünyayı itilaf ve ittifak devletleri olarak iki kutba ayırdı. Bir tarafta başlangıçta kökeni üçlü ittifak sözleşmesine dayanan Almanya ve yanındaki sömürge güçleri, Avusturya-Macaristan ve İtalya’dan oluşan ittifak devletleri öte yanda İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan itilaf devletleri. Her ne kadar İtalya savaşın başlangıcında bir süre tarafsız kalsa da sonradan itilaf devletlerinin safında savaşa dahil olmuştur.
-Ali Haydar Çetintürk Hocaefendi'nin "Sevgililer Günü Aldatmacası" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla,
MUKADDİME
14 Şubat sevgililer günü ile alakalı rivayetle-rin kaynağı, tevatür şartlarından mahrum olup, aralarında ittifak bulunmayan Hıristiyan tarih kaynakları olduğu için, bu hususta birçok şeyler söylenmiş ve karalanmıştır.
İnsanların günümüzde de bu olayın tarihsel boyutuyla ilgilenmediğini, bilakis kapitalizmin üretim çılgınlığı karşısında bahaneler zinciri ile tüketim çılgınlığına zincirlenerek, ‘’Böyle gelmiş böyle gider’’ kervanına dâhil olduklarını ve bir kısım Müslüman tacirlerin de 14 Şubat sevgililer gününü meşrulaştırmak için delil arama deliliği-ne kapıldıklarını büyük bir esef (üzüntü) ile mü-şahede ediyoruz.
-Dr. Muhyiddin bin Muhammed Avvame Hocaefendi'den "Salat-ü Selam 2- Başlıklı Yazısı....
Yazıdan Bir Bölüm:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) getirilen Salât-ü Selâm’ın manası: www.kitaptakipcileri.com
Salât lugatta dua anlamına gelmektedir. Bu mana ise Allâh Tealâ (Celle Celâluhû) hakkında pek anlaşılır ve uygun değildir. Zira Allâh (Celle Celâ-luhû) Peygamberi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) için dua etmez. Çünkü bir başkası için dua etmek demek, o kişiye menfaat verecek şeyi üçüncü bir zattan istemek demektir. Bu ise Allâh (Celle Celâluhû) hak-kında düşünülemeyecek bir şeydir..
-Mahmud Düzlü el-Vani Hocaefendi'nin " Sultan'ül-Evliya Seyyid Abdulkadir Geylani Kuddise Sirruhu, Hayatı, Kerametleri, Silsilesi, Hakkında Bilinmeyenleri, Eserleri" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Seyyit Abdulkadir Geylani Hazretleri, Hazar Denizinin güneybatısındaki Gîlân eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu. ”Gîlânî” kelimesi Arapça’da "Cîlânî”, Cîlânî Türkçe’de ise "Geylânî” şeklinde telaffuz edilir. Babası Ebû Salih Musa, Gîlâ’nın büyük meşayıhından olup, dindar, salih, tasavvufa bağlı ve keramet sahibi bir zatti. Hazreti Ali’ye ulaşan soy şeceresi sağlam kaynaklarda şöyle verilmektedir: Abdülkâdir-el Geylânî b. Mûsâ b. Abdullah b. Yahya ez-Zahid b. Muhammed b. Davud b. Musa b. Abdillah b. Mûsâ el-Cevn b. Abdillah el-Kâmil b. Hasan el-Müsennâ b. Hasan es-Sıbt b. Ali (Radıyallahü Anhüm)
Annesi, Fâtıma binti Ebi Abdillah seyyidedir.Annesinin soyu da İmam-ı Hüseyin Efendimiz’e dayanıyor. Annesinin Lakabı; ”Ümmü’l-Hayr" dır.
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, doğmadan önce, âlim ve evliyâ zâtlar, onun doğacağını müjdelemişlerdir. Babası, Abdülkâdir-i Geylânî doğmadan önce, rü’yâsında Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ i Eshâb-ı Kirâmı ve evliyâyı izâmı gördü. Peygamber Efendimiz ona; "Yâ Ebâ Sâlih! Allah-u Teâlâ bu gece sana çok kâmil bir erkek evlâdı ihsân etti. O benim soyumdandır. Onun derecesi ve şânı başkalarından çok üstün ve yüksek olacak” buyurarak müjdeledi.
Küçük yaşlarda babasını kaybeden Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, şefkatli annesı ve dedesinin himayesinde, önce doğduğu yerde ilim öğrenmeye başladı. Daha sonra o dönemde ilim ve irfan merkezi olan Bağdad’a gidip, zamanın meşhûr âlimlerinden ilim tahsiline devam etti.
-Prof. Dr. Fehmi Ahmed Abdurrahman El- Kazzaz Hocaefendi'nin "İslam Ahkamında Sünnet-i Seniyyenin Yeri" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Hamd Allâh’a, salât-ü selâm Allah’ın elçisi Efendimiz Muhammed’e olsun. Sahâbe, tâbiîn ve ona uyanlardan da Allâh’ın râzı olmasını diliyorum.
İmdi: Sünnet-i seniyye ve hadis-i şeriflerin teş-rîdeki yerini bilmeyenler, sünnetin rolünün sade-ce Kur’ân-ı Kerîm’i beyan ve açıklama olduğunu, aksi durumun Kur’ân-ı Kerîm’de eksiklik bulun-duğu iddiasına götüreceğini ileri sürerek, sünne-tin tek başına ve müstakil olarak hüküm koyabile-ceğini inkar ederler. İşte bu savlarına getirdikleri delillerden bir kaçı şunlardır:
•Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Hüküm ancak Allâh’a aittir.” (el-En’âm: 57)Savlarına göre, âyet-i kerimedeki tahsis edatı em-retme, yasaklama ve her türlü hüküm koyma yet-kisinin yalnız Allâh’a (Celle Celâluhû)ait olduğunu bildirmektedir. www.kitaptakipcileri.com
-Furkan Kandermi'den "Hukukuz Zevceyn- Eşler Arası Hakları" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
İslam’da korunması elzem olan değerlerin başında gelmesi hasebiyle Allah-u Teâlâ Hazretleri, karı-koca haklarından birçok ayet-i kerimesinde bahsetmektedir. Bundan dolayıdır ki, Habibi Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizde bu hususta birçok defa sahabesini ciddi manada uyarmak suretiyle biz ümmetine bu hukuku öğretmiştir. Hak, ciddi bir meseledir, hele bir de karı-koca hakkı olunca... Niye böyle dediğimiz yazımızda daha iyi anlaşılacak İnşâallah. Şimdi bunu Avrupa hukukuna göre değil, İslam hukukunun esaslarına göre ele almaya, bu vesile ile cümleten dünya ahiret saadetine nail olmaya çalışacağız. Allah-u Zü’l-Celâl Hazretleri ihlasla amele muvaffak kılsın. Âmin…
Allah-u Teâlâ evliliği, çiftler hakkında bir sükûnet ve huzur vesilesi kıldığını beyan buyurmak üzere Rum Sûresinin 21. Ayetinde şöyle buyuruyor; www.kitaptakipcileri.com
21-Kendilerine meyl(edip ülfet) edesiniz diye sizin için kendi nefisleriniz(in cinsin)den birtakım eşler yaratması ve aranızda tam bir sevgi (neticesinde hâsıl olan birleşme) ile büyük bir acıma (vesîlesi olan çocuk) meydana getirmesi de O (Allah-u Sübhânehû)nun âyet (ve delil)lerindendir.
-Mehmet Talu Hocaefendi'nin " Mü'min Her Günü Sevgililer Günüdür." Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm:
Dinimiz İslâm, sevgi temeli üzerine kurulmuş-tur.
Allah-u Teâlâ, kullarını çok sever.
Allah-u Teâlâ’nın isimlerinden olan Vedûd,
O’nun kullarını çok sevdiğini ifade eder. Ayrıca:
"Allah onları sever, onlar da Allah-u Teâlâ’yı severler...”ayet-i kerimesi Allah (Celle Celâluhu) ile kul-lar arasındaki karşılıklı sevgiyi vurgulamaktadır.
-Kübra Ülkü Hocaefendi'den "Sevde Binti Zem'a Radıyallahü Anh"Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm: www.kitaptakipcileri.com
Hazreti Sevde binti Zem’a (Radıyallahu Anha)’ın babası Amiroğulları’ndan Zem’a b. Kays, Annesi Medineli Şumusbinti Kays’tır. Kardeşleri: Ubeyd, Malik, Abdullah, Hind.
Genç kızlık çağında amcasınınoğlu Sekran bin Amr ile evlendi. Sevde (Radıyallahu Anha)Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)İslam’a davete başladığında orta yaşlardaydı.Eşiyle birlikte Müslüman oldu.
İslam yayıldıkça Müslümanlara müşrikler tarafından eziyetler artıyordu. Bu duruma maruz kalan Müslümanlardan bir grup Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in işaretiyle Ha-beşistan’a hicret ettiler. Ardından bir başka grup da yine Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in izniyle Habeşistan’a hicret ettiler. İşte bu ikinci grub ile Hazreti Sevde (Radıyallahu Anha)Validemiz de eşi ile birlikte katıldı. Bir süre sonra eşinin hastalığı sebebiyle Habeşistan’dan Mekke’ye döndüler. Bir süre Mekke’de müşriklerin eziyeti içerisinde ya-şadıktan sonra Hazreti Sevde (Radıyallahu Anha)’nın eşi vefat etti. Annemiz elli yaşında beş küçük ço-cuğuyla birlikte dul kaldı
-Adem Şener Hocaefendi'nin "Hediyeleşmek" Başlıklı Yazısı... www.kitaptakipcileri.com
Yazıdan Bir Bölüm:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla
Hediyeleşme, ince rûhlumü’minlerin ulvî duygularla ikramda bulunarak gönülleri mesrûr ettikleri feyizli ve bereketli bir amel-i sâlihtir.Gönülden yapılan bu ik-ramlar, insanlar arasındaki muhabbet ve kardeşlik duygularını kuvvetlendir-diği gibi Allâh’ın rızâsını kazanmaya da vesiledir.
İnsanların birbirleriyle ilgilerini kesmemesi ve irtibatlarının kopmaması için hediyeleşmenin önemi bü-yüktür. Mutlu olmak ve kar-şısındakini mutlu etmek için büyük şeyler yapmak, büyük iyiliklerde bulunmak gerek-mez. Bazen çok küçük şeyler mutlu olmaya, insanları mutluetmeye yeter. İşte mutlu olma-nın ve mutlu etmenin yolla-rından birisi de hediyeleşmek.
Hediyeyi sevmek, hediye edene karşılık vermek, insanın fıtri bir özelliğidir. Onun için bizim dinimizde, Peygamberimizin sünnetinde, kültürümüzde ve geleneklerimizde hediyenin ve hediyeleşmenin büyük önemi vardır.
-Ahmed Şihabüddin Es-Senusi Hocaefendi'nin "Allah'a Giden Yol - Allah Sevgisi" Başlıklı Yazısı...
Yazıdan Bir Bölüm: www.kitaptakipcileri.com
Âlemlerin Rabbi olan Allah-u Teâlâ’ya hamd olsun. Rasullerin ve nebilerin medar-ı iftiharı Pey-gamber Efendimiz’e, O’nun tertemiz Ehli Beyt’i-ne, çok hayırlı Ashab’ına ve onlara tabi olanlara salat-ü selam olsun. Ya Rabbelalemin! Sonsuz rahmetinle kabul eyle.
Kıymetli kardeşlerim! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
"Allah’a Giden Yol”isimli yazı dizimizi takip eden değerli okuyucularımız! Bu sayıda yine si-zinle beraberiz. Bu yazımızda Allah’ın, kullarının kalplerine atmış olduğu "Sevgi”den bahsedece-ğiz. Kutbu’d-Daveti ve’l-İrşad İmam Abdullah bin Alevî el-Haddâd (Rahimehullah)-Allah-u Teâlâ onun ilminden bizleri faydalandırsın- "Âdâb-ı Sülü-ki’l-Mürid”isimli kitabında demiştir ki:
Bilinsin ki; Allah’a giden yolun başı, kulun kal-bine atılan sevgidir. O sevgi, kişiye endişe verip onu tedirgin ederek, Allah’a ve ahirete yönelme-ye teşvik eder. Dünyadan ve insanların çoğunu meşgul eden; dünyayı gereğinden fazla mamur
etmeye çalışma arzusundan meneder. Mal top-lamak ve dünya lezzetlerine dalıp onun süsüyle aldanmaktan alıkoyar.
-Muhammed Keskin Hocaefendi'nin Mukaddime Başlıklı Yazısı...
-Ve Daha Fazlası Marifet Dergisi Mart 2013 - Rebiulahir Sayısında...
-Marifet Dergisi ve Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hz. Ks. nun Tefsir, Sohbet, Kitap ve Diğer Eserlerine kitaptakipcileri.com' Sitemizden %35 indirim ve MNG kargo güvencesinde hızlı bir şekilde sahip olabilirsiniz... www.kitaptakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güzel
E... Z... | 22/11/2024
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Tavsiye Ürünler