Yemezler! Bilimsel Verilerle Gıda Hastalık İlişkisi, Prof. Dr. Yavuz Dizdar
Kategori
Yayınevi
Barkod
Yemezler - Sağlık Tıp Kitabı
Yazar
Vitrin Katagorisi
322,56 ₺
Yemezler! - Bilimsel Verilerle Gıda-Hastalık İlişkisi - Prof. Dr. Yavuz Dizdar
"Doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, "bozulmayı bile beceremeyen” endüstriyel gıda ürünlerini mercek altına alan Radyasyon Onkologu Dr. Yavuz Dizdar kitabında; "Batı biliminin kâğıttan kuleleri için Yemezler!" diyor."
"Bu kitap tüketiciyi marketler aracılığıyla uzun raf ömürlü gıdaya mahkum eden endüstriyel üretim anlayışının insanları nasıl hasta ettiğini anlatmak amacıyla zorunlu olarak yazılmıştır. Yemezler!, ekşimeyen yoğurt, uzun ömürlü UHT kutu süt, 45 günde yetiştirilip 20 dakikada pişebilen piliçlerden yola çıkarak beslenme-hastalık ilişkisini irdelemekte ve bu vesileyle Batı akademisine, yine onun verilerini kullanarak doğrudan eleştiri sunmaktadır.
Kitabın gönderme yaptığı kaynakların bütünü bilimsel dergilerde yayımlanmış makalelerdir ve değerlendirme süreci 1800'lerin sonlarından başlamaktadır. İçerik beslenmeyle kısıtlı tutulmamış, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmaları da farklı birbakış açısıyla yeniden gözden geçirilmiştir.
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Yazar: Prof.Dr. Yavuz Dizdar
Editör: Şiirsel Taş
Kapak Tasarım: Mükremin Seçim
Katagori: Sağlık - Tıp
Sayfa Sayısı: 304
Boyut: 16 x 23 cm
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2013
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
"Bu kitap tüketiciyi marketler aracılığıyla uzun raf ömürlü gıdaya mahkum eden endüstriyel üretim anlayışının insanları nasıl hasta ettiğini anlatmak amacıyla zorunlu olarak yazılmıştır. Yemezler!, ekşimeyen yoğurt, uzun ömürlü UHT kutu süt, 45 günde yetiştirilip 20 dakikada pişebilen piliçlerden yola çıkarak beslenme-hastalık ilişkisini irdelemekte ve bu vesileyle Batı akademisine, yine onun verilerini kullanarak doğrudan eleştiri sunmaktadır.
Kitabın gönderme yaptığı kaynakların bütünü bilimsel dergilerde yayımlanmış makalelerdir ve değerlendirme süreci 1800'lerin sonlarından başlamaktadır. İçerik beslenmeyle kısıtlı tutulmamış, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmaları da farklı birbakış açısıyla yeniden gözden geçirilmiştir.
Radyasyon onkolojisi uzmanı Prof. Dr. Yavuz Dizdar, genetiği değiştirilmiş ve aşırı ilaçlanmış gıdalar hakkında uyarılarda bulundu.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Genetiği değiştirilmiş ve aşırı ilaçlanmış gıdalar hakkında uyarılarda bulunan Dr. Yavuz Dizdar, "Bir kek aldık açık olmasına rağmen üç yıldır bozulmadı. Bir portakalı yiyen üç doktor hastanelik oldu. Rant uğruna gıdalarla bu kadar oynanırken hâlâ ayaktaysanız şanslısınız demektir” diye konuştu."ÇOCUĞUNUZA EVİNİZDE HAZIRLADIĞINIZ YİYECEKLERİ YEDİRİN”
‘Sağlıklı Beslenme ve Raf Ömrü Uzatılmış Gıdalar’ toplantısında konuşan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Dizdar, "Sağlıklı beslenme konusunda toplumu bilinçlendirmeye çocuklardan başlamalıyız. Bir okulda çocuklara ‘Hamburgeri seviyor musunuz’ diye sorduğumuzda ‘Evet’ diyorlar. ‘Yiyor musunuz’ diye sorduğumuzda ise ‘Yemiyoruz’ diye yanıt veriyorlar. Okul kantinlerinde tüketilen raf ömrü uzatılmış yiyeceklerden çocuklarınızı uzak tutun, evinizde hazırlayacağınız yiyeceklerle çocuğunuzu okula gönderin” diye konuştu.
Bilinçsiz tüketici nedeniyle sektördeki hemen tüm ürünlerde insan sağlığına zarar verecek şekilde oynamalar yapıldığına değinen Prof. Dizdar, "Toros yaylalarındaki çiftçi, şehirdeki süpermarketten yoğurt ve beyaz ekmek alır hale geldiyse, sağlıklı beslenme konusunda ne kadar geride kaldığımız bir gerçektir. Tüm bu gerçekleri, genetiği ile oynanan ürünleri, nasıl oynandığını, vücuda etkilerini önümüzdeki iki ay içinde yayınlayacağım ‘Yemezler’ adlı kitapta anlatacağım” dedi.
"AYRAN VE SÜT İÇTİĞİNİZDE GAZ ÇIKMIYORSA ZARARLIDIR”
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bazı düzenlemeleri uzman olmalarına rağmen kendilerinin de geç fark ettiklerine dikkat çeken Prof. Dizdar, "2001 yılında değiştirilen, uzman olmamıza rağmen ancak 8-9 yıl sonra bizim de fark edebildiğimiz süt tebliğlerine göre, yoğurda konulan katkı maddesi ile yoğurdun taze kalma süresini uzattılar. Yoğurdun ekşimediğini üç yıl önce fark ettim. Yoğurt rafa gelene kadar ağır işlemlerden geçiyor.
Kaymağını tuttuğunuzda tabaka halinde kalkıyor, gerçek yoğurtta kaymak tabaka halinde kalkmaz mümkünse yoğurdunuzu kendiniz mayalayın. O yoğurttan yapılan ayran veya sütü içtiğinizde mideniz guruldamıyorsa, gaz çıkmıyorsa bilin ki yararı yoktur, zararı ise çoktur” dedi.
"TAVUĞU GÜNDE ÜÇ KEZ YUMURTLATMAYA BAŞLADILAR”
Gıda sektörü ve endüstrinin tavuğun genetiğiyle çok fazla oynadığını ve bir tavuğun günde üç kez yumurtladığını öne süren Prof. Dizdar, şunları söyledi: "Dolayısıyla o tavuktan çıkan süt beyaz yumurta ki normalde yumurta kar beyaz mermer gibi olmaz, gri olur. O yumurta yenmez. Yetiştirilen tavuğa bakın, köyde tavuğu yakalayamazsınız yakalamak için ağ atarlar. Ama fabrikalarda yetişen piliç yürümekte bile zorlanıyor. Canlıyken bütün kemikleri kırılıyor, tavuk 20 dakikada pişiyorsa o tavuğu yemeyin, ‘Göz görmeyince gönül katlanıyor’ diye piliç yemeyin, et olarak koyun keçi ve tabii ki deniz balığını tercih edin .”
"TÜYSÜZ TAVUK YETiŞTiRDiLER TÜRKiYE’YE SATMAYA ÇALIŞIYORLAR”
SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Tavuk sektörü temsilcilerinin bu tür açıklamalar nedeniyle kendisine karşı ‘halkı piliçten soğuttuğu’ gerekçesiyle iki kez dava açtıklarını, ancak kaybettiklerini belirten Prof. Dr. Dizdar, "İsrail birkaç yıl önce tavuğun genetiği ile öyle oynadı ki tüysüz tavuk yetiştirdi.
Şimdi bu tavuğu Türkiye dahil birçok ülkeye satmaya çalışıyor. Bu hatalar silsilesinin bir ucunda köylünün tarımdan kopması, bir ucunda ise gıda mezarlığı haline gelen ucuz şirketler bulunmaktadır. Çocuklar büyüme aşamasında olduklarından özellikle risk altındadır, bu nedenle anne-babalar, üzerlerine düşen sorumluluklar konusunda açık bir şekilde bilgilendirilmelidir. Bir ülkenin sağlığı ile çekinmeden oynayabiliyorlar” dedi.
"PORTAKALDAN 20 ÇEŞİT TARIM İLACI ÇIKTI”
"Çalıştığım üniversitede bir gün üç doktor birden yediklerinden hastanelik oldu” diyen Prof. Dr. Dizdar, "Üç doktor da ortak tek bir portakal yemişler. Portakalı laboratuvara gönderdik, tam 20 çeşit tarım ilacı çıktı. Doktorlar ölmediklerine dua etti. Bu portakalı satan şirket de reklamlarında ‘Suyunu bile denetliyoruz’ diyen bir şirket çıktı” dedi
Çok değil, olsa olsa otuz yıl kadar önce hayatımızda "bozulabilen” gıdalar vardı. Çürük yumurtanın berbat koktuğunu, günlük sütün fazla bekletilince kesildiğini, tavuğun tencerede bir-bir buçuk saatten önce haşlanmadığını bilirdik. O zamanlar yoğurt dayanıklı beyaz eşya gibi değildi, ekşirdi. Oysa şimdi... Market rafları ve buzdolapları isteseniz de bozulmayan yumurtalar, ekşimeyen yoğurt, bozulmayan UHT süt, yirmi dakikada pişiveren piliçlerle dolu.
Endüstri, insanın mikrop fobisini sonuna kadar kullanarak steril gıdalar üretmeyi başardı ve bunu yaparken Batı bilimini de arkasına aldı, dolayısıyla hiç kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Sonuçta bilim destek verince, bilimsel çalışma verileri ortaya konunca akan sular durur. Buna karşılık, gıdaların değişen (ve fakirleşen) içeriğiyle değişen (ve artan) hastalık profili arasında sıkı bir bağlantı olabileceği üzerinde duran; gıda niyetine tükettiğimiz, doğal içeriğini tamamen yitirmiş, raf ömrü yıllarca bozulmayacak denli uzun olan ürünlerin yarattığı riski irdeleyen olmadı.
Bizler de dayatılanı olduğu gibi kabullenmekle yetindik. Gel zaman git zaman geleneksel beslenme alışkanlıklarımızı, neyin yenebilir neyin yenemez olduğunu unuttuk. Batı biliminin verilerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirmenin, belletilen dogmatik beslenme öğretisini sorgulamanın, yıllar içinde bize unutturulanları hatırlayıp hayata geçirmenin ve bu bilgiyi sonraki kuşaklara aktarmanın zamanı geldi. Neyse ki, artık beslenmeyle ilgili daha çok konuşmaya, tartışmaya, sormaya, yanıt aramaya, bakış açımızı değiştirmeye başladık. Bilgi halka açık olduğu sürece değişimin başlayabileceğini gördük.
Dr. Yavuz Dizdar beslenme konusundaki okumaları, gözlemleri, paylaşımları, özellikle kanser hastalarıyla ilgili klinik deneyimi ışığında beslenme "ilmi”ni gözden geçiriyor. Batı biliminin 1800’lerin sonlarından başlayan verilerini mercek altına alan Dizdar, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmalarını farklı bir bakış açısıyla gözden geçiriyor. Doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, "bozulmayı bile beceremeyen”, dolayısıyla aslında insanın hak ettiği sağlıklı gıda kapsamına girmeyen endüstriyel ürünler ve Batı biliminin kâğıttan kuleleri için Yemezler! diyor.SİTE: www.kitaptakipcileri.com
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güzel
E... Z... | 22/11/2024
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Tavsiye Ürünler