Rudani Büyük Hadis Külliyatı, Cemul Fevaid, Sadece Türkçe, 10133 Hadis, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa

Rudani Büyük Hadis Külliyatı, Cemul Fevaid, Sadece Türkçe, 10133 Hadis, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa

Kategori
Yayınevi
Barkod
14 hadis külliyatı rudani, karton kapak, iz
Vitrin Katagorisi
1.982,40 ₺
Aynı gün kargo
Rudani Büyük Hadis Külliyatı Cemul Fevaid, İmam Muhammed Bin Süleyman Er Rudani, Muteber 14 Hadis Kaynağından 10133 Hadisi Şerif, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa, Karton Kapak
Bu külliyat İslam dünyasında meşhur, muteber ve mütedâvil olan on dört hadis kitabını içermektedir. Tekrarlardan azami ölçüde kaçınılarak tertip edilmiş olan eserin dayandığı hadis kitapları şunlardır:
Buhari, Sahih
Müslim, Sahih
Malik, Muvatta
Ahmed b. Hanbel, Müsned
Ebu Davud, Sünen
Tirmizi, Sünen
Nesai, Sünen
İbn Mace, Sünen
Ebu Ya'la el-Mavsili, Müsned
Bezzar, Müsned
Taberani, el-Mu'cemu's-sağir
Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat
Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir
Rezin, et-Tecrid li'sıhah ve's-süne
          TAKDİM
Bismilahirrahmanirrahim
Allah'a hamd  ve sena,  Resulüne salat ve selam olsun.
 Yirminci yüzyılın başlarındaki sanayi ve teknoloji devrimi ile birlikte tarihi açıdan insanın yeryüzündeki yaşama standardında oldukça önemli bir devrim gerçekleşti. Buna karşılık felsefik ve düşünsel dünyasında, metafizik yönden tam aksine hiçbir gelişme olmadı. İnsanın evrendeki bu metafizik konumu, teknolojik ilerlemenin alanı dışında yer aldığı için düşünsel çıkmazları alabildiğine büyüme­ye devam etmektedir. Bunun en canlı belirtisi dünyevi ve maddi refahın en ileri­de olduğu batı toplumlarında son zamanlarda dine doğru görülen yöneliştir.
 
Tarih boyunca Cenab-ı Hak Celle ve Ala hazretleri, insanın düşünsel açmaz­ları aşabilmesine yardımcı olmak, başka bir deyişle yol göstermek için kendi iç­lerinden peygamber denilen rehberler göndermiştir. Çünkü bu açmazları insan, tek başına aşabilecek donanımlara sahip değildir. Bir rehbere ihtiyaç duyar.
 Evrenin maddi boyutu olduğu gibi, metafizik bir boyutu da vardır. Kişinin ya­ratılış gayesi, bu iki âlemdeki konumu ve yaratıcı ile olan ilgisi, bu ikinci boyut­ta cereyan eder. Bu iki boyut arasında münasebet kurmanın kuralları ve zaruri bil­gileri, ancak ilahi öğretiler vasıtasıyla elde edilebilir.
 
Müslümanlar olarak bizce insanın metafizik boyuttaki açmazlarını aşacak ve çıkmazlarından onu çıkaracak yegane bilgi manzumesi, başka bir deyişle ilahi öğretilerin iki güvenilir kaynağı vardır:
            Kur'an ve Sünnet
 Kur'an'ın bu sahadaki icmali yani genel kural ve bilgiler içermesine karşılık Sünnet, açıklayıcı ve ayrıntılı bilgi kaynağı olma hüviyetine sahiptir. Kur'an'da muhatap insan olmakla birlikte, muhatıp bizzat Yaratıcı'dır. İnsanın yaradanım idrak boyutu ne kadar küçük bir şey olduğu göz önüne alınırsa, O'nun kelamını anlayıp idrak etmenin de o denli zor olacağı açık bir durumdur. Sünnet'te ise mu­hatap yine insan olmasına karşılık, muhatıp ilahi bir boyutu da olan bir insandır.
 
Elinizdeki bu kitap, oldukça kapsamlı sahih bir sünnet, başka bir ifade ile doğru bilgi kaynağı olma hüviyetine sahiptir. Şimdiye kadar Arapça üç baskısı gerçekleşmesine rağmen Türkçe'ye çevirisi ilk defa yapılmıştır.
 
Kitabın sunuş tarzında değişik bir yol izlenmiştir: Son Arapça baskısının ori­jinali ortada; Türkçe çevirisi onu çevreler vaziyette altında;  söz konusu hadislerin Arapça asıllarındaki yerleri ise bizzat araştırılmak suretiyle, ravi zincirleriyle bir­likte her cildin sonunda ek notlar halinde verilmiştir.
 Şimdi yazarı ve kitabı hakkında daha detaylı bilgi edinelim:
 1-YAZARI HAKKINDA
Müellif Muhammed bin Süleyman er-Rudani, hicretin 1030. senesinde Kuzey Afrika'nın Sus şehrine yakın Tarivdenk kasabasında dünyaya geldi. Gençliğinde ilmi, kendi beldesinin âlimlerinden aldıktan soma bilgi ve marifetini geliştirmek için Marakkeş, Cezayir ve Mısır'ı dolaşarak buralardaki ilmî şahsiyetlerden ya­rarlandı. Bir müddet ikâmet ettiği Medine'yi, kendisini çekemeyen hasetçiler se­bebiyle terkederek Mekke'ye gitti. Orada yıllarca kaldı, evlenip kendisine bir ev yaptırdı. Hicri 1080 yılında Vezir-i azam Mustafa Bey ile tanıştı ve bir yıl sonra onunla beraber İstanbul'a gitti. Orada saygı ve takdir gördü; hatta Osmanlı Sul­tam ile görüştüğü söylendi. Vezir Köprülü Ahmed Paşa'nın himayesi altında bu­sene süreyle kaldığı İstanbul'dan Mekke'ye döndü. Peşinden Harameyn işleri so­rumluluğuna atandığına dair bir emirname geldi. Daha sonra bu vazifede bir ara Mekke şerifliğine kadar yükseldi. Tekke, zaviye ve kervansarayları ıslah etti. Mina ve Hacun'a giden yolları düzletti; garip ve fakirlere özel kabiller düzenledi.
 Osmanlı vezirinin vefatını fırsat bilen bazı hasetçi güçler, Şerif Berekat'ı et­kileyerek Osmanlı Sultanından onu Mekke'den sürmesi için bir emirname çıkart­tılar. 1093 senesinde Kudüs'e gitmek zorunda kaldı. Üzerine pek çok iftiralar atıl­dı, zemmeden çirkin şiirler okundu. Hatta zamanın tarihçileri bile onun hakkında haksız söylemlerde bulundular. Döndüğü Mekke'den bir sene sonra hasta olarak gittiği Şam'da 1094 senesinde vefat etti.
 
Rudani, zamanının büyük âlimlerinden birisi idi. Meşhur eseri Sılatu'l-halef içinde isimlerini verdiği pek çok kitabı okudu. Hadis ve usule dair önemli eserler verdi. Çağdaşlarından birisi onun hakında: "İdrak ettiğimiz insanlar arasında ha­dis ve temel İslamî bilgilere ondan daha iyi vakıf olan birini görmedik" demiştir. el-Aletu l-camia adı verilen bir hesap ve geometri âleti icad edecek kadar derin astronomi ve matematik bilgisine sahipti.
 En meşhur iki eserinden birisi olan Sılatu' l-halef bi-mavsuli's-selef, müellifin rivayet hakkını aldığı kitaplar ile bunların umumi ve hususi isnadlarını topladığı bir fihristtir. Bu eserinde hadis kitaplarının müellifleri ile kendi arasındaki ravi zincirlerini zikretmiştir. 1988 yılında Beyrut'ta basılmıştır. Müellifin ikinci meş­hur eseri Cemul fevaid'dir.
2-ESER HAKKINDA
 Tam adı Cem'ul-fevaid min Cami'il-usul ve Mecma'iz-zevaid olan elimizdeki bu eser, büyük bir hadis kolleksiyonudur. Kütüphanelerde çeşitli yazmaları olma­sına karşılık şimdiye kadar üç baskısı gerçekleştirilmiştir. İlk baskısı el-Matba-atu'l-Hayriyye tarafından 1346/1929 yılında Hindistan'da yapılmıştır. Bu baskı, daha sonra ofsetle 1406 yılında Medine'de tekrarlanmıştır. İkinci baskısı, Abdul­lah Haşim el-Yemani'nin A'zebu' l-mevarid fi tahrici Cem'il-fevaid adını verdiği dipnotları ile birlikte 1387 yılında Medine'de gerçekleşmiştir. Keza bu baskı da 1408 yılında Beyrut'ta tekrarlanmıştır. Son baskısı, bizim tercümeye esas aldığı­mız Cidde, Dâru'I-Kıble, 1988 baskısıdır. Bu baskıda hadisler numaralandırılmış olup, dipnot ve şerh ihtiva etmemektedir.
 Elimizdeki bu kolleksiyon, yine aynı maksatla kaleme alınmış Cami'ul-usul ve Mecma'uz-zevaid adlı hadis kitaplarının biraraya getirilmesi ile hazırlanmıştı".
 Cami'ul-usul, Mecdüddin bin Ebi's-Seâdat el-Mübarek bin Esir el-Cezeri'nin (vefatı H.606); Mecma'uz-zevaid ise, Nûreddin Ebu'l-Hasan Ali bin Ebi Bekr el-Heysemî'nin (vefatı H.807) kitaplarıdır.
 İbnü'l-Esir, Cami'ul-usul’unu 535 senesinde vefat etmiş olan Rezin'in et-Tecrid li's-sihah ve's-sünenini esas alıp üzerine ilaveler yapmak suretiyle hazırla­mıştır. Kitabında Buharı ile Müslim'in Sahih'leri, Muvatta, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin Sünen'lerini biraraya getirmiştir.
 el-Heysemi, Mecma'uz-zevâid'in yine kendi kaleme aldığı altı kitabı birara­ya getirmek suretiyle derlemiştir. Ebü Ya'la, Bezzar ve İmam Ahmed'in Müsned'leri ile Taberani'nin Mu'cem'lerinde geçip, Kütüb-i sitte'de olmayan hadis­lerden düzenlenmiştir.
 Müellif Rudani ise, bu iki kolleksiyonu biraraya getirmekle kalmamış, bu adı geçen kaynaklara İbn Mace'nin Sünen'i ile Dârimî'nin Müsned'i de ilave et­miştir. Müellifin mukaddimesinde de geçeceği gibi Cami'ul-usul, sahih hadisleri bol olmakla birlikte Mecma'uz-zevâid, aralarında uydurma hadislerin de bulun­duğu pek çok zayıf hadisi muhtevi olma hüviyetine sahiptir. Fakat Rudani, bu noktada marifetini ortaya koyarak sözünü ettiğimiz Mecma'uz-zevâid''deki uy­durma ve ağır zayıfları ayıklamıştır. Buna ilaveten Sayın Prof. Dr. İbrahim Canan'ın "Hadis Ansiklopedisi (Kütüb-i Sitte)" adıyla neşrettiği terceme ve şerhe esas teşkil eden Camiu'ul-usûlün 'alfabetik' konu tertibinin aksine daha kolay takib edilip, aranılanın bulunmasını sağlayacak istikrarlı bir konu tertibi yapılmış­tır. Kitapta konu başlıkları azaltılmış ve tekrarlardan azami ölçüde kaçınılmıştır. Bu husus aranılan konu ya da hadislere daha kolay ulaşma imkânı sağlamıştır. Konuların birbirleri arasında sıralanışları yaygın klasik düzene uygundur.
 Hadisler, birden fazla kaynakta yer alıyorsa ve o hadisin metni bu kaynaklar­da birbirlerinden 'farklılıklar' arzediyorsa, metinlerden yalnız birisi verilmekte, akabinde ise sözkonusu farklılıklara işaret edilmektedir.
 3-TAHRİCDE İZLENEN METOD HAKKINDA
Özellikle araştırmacıların, müellifin 'gönderme' yaptığı hadis kitaplarındaki 'orijinal' yerlerine ulaşabilmelerini sağlamak için iki yol takip ettik:
 Öncelikle Corcondance adıyla da maruf olan el-Mu'cemul-müfehres li-elfaz hadisi' n-Nebeiî'nin esas aldığı Kütüb-ü tis'a nüshalarını kullandık. İkinci olarak, hadisin ravileri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için, orijinal kaynaklara gitmesine gerek kalmadan, o rivayetin ravi zincirini tam olarak verdik. Ebu Yala, Bezzar ve Taberani'nin Mucem'lerinde isnadları zikretmedik. Bunlarda sadece ravi zincirleri hakkında Mecma'uz-zevaid müellifinin hükümlerini nakletmekle yetindik. Şayet hadis, birden fazla 'kaynak'ta geçiyorsa, ravi zincirinin sadece 'ortak' olan bölümünü (asl-ı sened) verdik. Raviler arasında zayıf olanları varsa, bunlara mümkün olduğunca işaret etmeye çalıştık. Hadis senedleri hakkında ve­rilmiş 'hükümler' varsa bunları da zikrettik. Fakat bizzat kendimiz, sahih, hasen, zayıf gibi hükümler vermek hususunda tasarrufta bulunmadık.
 Tahric içinde 'orijinallere' gönderme yaparken şu noktalara riayet ettik: Buhari ve Müslim'in Sahih'leri, Muvatta ve Nesai'nin Sünen'i  için ' 'bölüm adı ve bâb numarası + cilt ve sayfa numarası; Müsned-i Ahmed için cilt ve sayfa numarası; diğerleri için ise sadece hadis numarası verdik. Tirmizî, Ebu Dâvud ve İbn Mâce için 'bölüm ve bâb numarası' yerine hadis numarası vermekle yetinmemizin ne­deni, araştırmacıyı orijinaline daha çabuk ulaştırma isteğidir.
 
Tahric bölümünde, gerek herhangi bir Arapça ibarenin, gerekse tercüme bölü­mündeki herhangi bir ibarenin birkaç yer dışında izahı yapılmamıştır. Açıklama­nın gerekli olduğu durumlarda bu izahları tercüme metninin içinde parantezler arasında vermeye çalıştık. Bazen müellifin gönderme yaptığı kaynaklarda tüm aramalarımıza rağmen kimi hadisleri bulamadığımız olmuştur. Bazen de daha fazla orijinal kaynak içinde yer almasına rağmen müellif, daha az kaynağa gön­derme yapmıştır.
 Tüm hatalarımızla İzzet ve İkram sahibi olan Allah'a yönelir, O'nun mağfire­tine sığınırız. Kitabın ümmete yararlı olması temennisiyle, Ve's-Selamu aleyküm.
 Yusuf ÖZBEK
                       MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
 Yâ Rab! Vechinin celâli ve saltanatının azameti hakkı için ge­reken hama sana mahsustur! Allahım! Salavâtını, rahmetini, bereketlerini, peygamberlerin ulusu, takvaya erenlerin lideri, peygamberlerin sonuncusu hayrın imamı, hayrın kumandam ve rahmetin elçisi olan kulun ve Resulün Muhammed sallal-lahu aleyhi ve sellem'e lutf et! Allahım! O'nu, evvelkilerin ve sonuncuların gıpta edeceği makâm-ı mahmûd'a ulaştır! Alla­hım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline; ibrahim'e ve İb­rahim'in âline bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan et! Zi­ra çok övülen ve pek yüceltilen tek varlık sensin!...
 CEM'UL-FEVÂİD MİN CÂMİ'İL-USÛL VE MECMA'İZ - ZEVÂİD
 İki kitaptan ibaret olan bu kitabın birinci (Cami'ul-usul); İmam Mecdüddîn Ebu's-Saâdât el-Mübârek bin Muhammed bin el-Esîr el-Cezerî el-Mevsılî'ye ait­tir. Yani Câmi'ul-usûl adlı eser.
(Bu büyük bilgin) bu kitabına, Rezîn bin Muâviye'nin Sünen-i İbn Mâce ye­rine Muvatta'ı koymak suretiyle hazırladığı Usûl-i Sitle'nin (Altı ana kitabının) Tecrîd'mâe bulunan hadisleri toplamıştır. Rezîn'in eksik bıraktığı hadisleri ise yerlerine yerleştirmiş ve her hadisi kaynağına izafe etmiştir. Ancak Rezîn'in faz­ladan olarak ilave edip de İbnü'l-Esîr'in Altı ana kitapta bulamadığı hadisler ha­riç.. Onların yerini boş bırakmış, zamanla buldukça o boş bıraktığı yerlere koy­muştur.
Akıllara hayret verecek tarzda onu tertip etmiştir. Çok ince ve dikkat gerekti­ren bir şekilde olduğu için, onları ancak çok zeki ve uyanık kimseler anlayabil­miştir. Onların dışında hiç kimse kolay kolay bu eserden yararlanamaz!
İkincisi (Mecma 'uz-ıevâid) ise; el-Hâfız Nûreddîn Ebu'l-Hasan Ali bin Ebî Bekr bin Süleyman el-Heysemî'ye aittir. O, bu eserinde, İmam Ahmed'in Müs-ned'mde, Ebû 'Ya'lâ el-Mevsılî'nin Müsned'inde, Ebû Bekr el-Bezzâr'm Müs-ned'inde, Taberânî'nin üç Mü'cem'inde mevcut olmakla birlikte, Kütüb-i sitte'de bulunmayan hadisleri bir araya getirmiştir.
Ancak el-Heysemî bu çalışmasında, Muvatta'nın yerine İbn Mâce'nin Sü­nen' ini söz konusu etmiştir. Her hadisin sonunda da (râviler hakkında) ta'dîl ve tecrîh cihetinden hadis ilminde özel olan bilgileri vermiştir. Âdeta Câmi'ul-usûl'le. boy ölçüşürcesine, altı cilt halinde hazırlanmıştır. Bu büyük çalışmaya Sü-nen-i İbn Mâce'yi ilave etmek hususunda özel bir gayret göstermem gerekti. Câ-mi'ul-usûl'ün İbn Mâce'yi Altı ana kitabın dışında tutarak içindekilerini almama­sı ve Mecma'uz-zevâid'in. de Kütüb-i sitte'ye göre fazlalıklarını bünyesine katı-vermemiş bulunması sebebiyle İbn Mâce'nin Kütüb-i sitte'ye olan zevâidirıi tek ve ayrı olarak hazırlayıp daha sonra çalışmanın içine ilave ettim.
 Hadis bilginleri Altı ana hadis kitabının (Kütüb-i sitte'nin) altıncısının hangi­si olduğunda anlaşmazlığa düştüler: Kimisi altıncısı, İbn Mâce'dir, kimisi Muvatta'dır, kimisi de ed-Dârimî'nin Sünen idir, dediler. Bu husus ihtilaflı olduğu için, bunu gözönünde tutarak, kitabıma Dârimî'nin Kütüb-i sitte'ye göre olan fazlalık­larını da ilave ettim. Bununla birlikte İbn Mâce ile ittifak ettikleri hadisleri bir arada zikrettim.
 Her ikisinin de ricali (râvileri) hakkında, Zehebî'nin Kâşif inde, el-Hâfız İbn Hacer'in Tehzîbut-îehzîb ve Takrîb'inde ve diğerlerindeki bilgilerden yararlana­rak sözler sarfettim ve tecrîh ve ta'dîl konusunda gerekli bilgileri verdim.
 İnsan tabiatına hoş geldiği için onu (Cem'ul-fevâid'i), Câmi'ul-usûl'üa terti­biyle değil de, asıllarının (yani Kütüb-i sitte'nin) tertibine göre düzenledim. On­ların kitaplarında babların neresinde bir mükerrer hadise rastladımsa, onu o bab-larm en lâyık olan yerinde belirterek, diğer bölümlere almadım. Ancak herhangi bir fayda bahis konusu olduğunda mükerrer olarak zikrettim, ya da farkına var­madan zikretmiş oldum. Tıpkı Müslim'in Sahîh'inde yaptığı gibi.
 Bir hüküm veya mânâda iki yahut daha fazla hadis ya da rivayet vârid oldu­ğunu gördüysem, o hadis veya rivayetlerden hangisi daha faydalı ise onu (o bö­lümde) zikrettim, diğerlerini ise bıraktım. Ancak böyle bir durumda bir rivayet di­ğerlerine göre (metninde) herhangi bir ziyade (ilave)yi içeriyorsa, o zaman ondan sadece o ilaveyi çıkarıp alarak zikrettim, ya da duruma göre (bazen) metninin ta­mamını birden verdim.
 Eğer bir hadisi birkaç müellif birden tahrîc etmiş ise, kimi zaman lafzı kendi­sine ait .olan müellifin adını vererek, kimi zaman da lafzm kime ait olduğunu söy­lemeden zikrettim.
 Eğer bir hadis hakkında "Hadiste zaaf vardır", demişsem bundan kastım: "O hadisin senedindeki râvileri arasında zayıf kimse vardır" demektir. Yoksa hadisin her yönüyle zayıf olduğunu demek istememişimdir. Zira râvisi zayıf olabilir, an­cak tarîklerinin fazla oluşu ile mütâbeaî ve şâhidtenn. çokluğu sebebiyle hadis za­yıf olma derecesinden yukarıya yükselebilir. 
Şayet "Hadis leyyindir" demiş isem, bununla isnadında geçen bir râvinin makbul veya merdûd olup olmadığı hakkında ihtilaf olduğuna işaret etmek iste­mişimdir.
         MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ
 "İsnadında filan vardır" dediğimde, sözünü ettiğim râvilerin durumu hakkın­da araştırmacının ilgili rical kitaplarına başvurarak adalet, cerh veya cehl hakkın­daki durumunu öğrenmesi gerektiğini anlatmak istemişimdir.
 {Cerh ve ta'dîl yönünden) durumu bilinmeyip de ismi Mecma'uz-zevâid'de zikredilmeyenler ve hakkında yine aynı eserde "İsnadında hâlini bilmediğim bir râvi var" şeklinde belirtilen rivayetler hakkında "hafi bir senedle" tabirim kul­landım. 
Şayet Câmi'ul-usûl dışında herhangi bir kitaptan hadisi naklettikten sonra eğer (isnadı hakkında hüküm yönünde) bir şey zikretmemiş isem, anlaşılmalıdır ki o hadis, makbul ve hasendiı veya sahih (yani Buhârî ve Müslim'in) râvilerine uygunluğu sebebiyle sahihtir.
 Eğer "Ashâb-ı Sünen' e aittir" demiş isem bundan, İbn Mâce'nin dışında, Ebû Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'yi kasdetmişimdir.
 "Taberâniye aittir" dediğimde hadisin onun, Mu'cem el-Kebîr, Mu'cem el-Evsat ve Mu'cem es-Sağîr'âea oluşan üç Mu'cem'inin her birinde bulunduğuna işaret etmişimdir.
 Mecma'uz-zevâid, Dârimî veya İbn Mâce'de yer alan herhangi bir hadisin râ-vileri arasında eğer bir yalancı, ya da hadis uydurmakla itham edilmiş, ya da met­ruk veya münker biri varsa o hadisi yok hükmünde saydığım için tahrîc etmeye­rek kitabıma hiç almamışımdır.
 Eğer ilk ravî (sahâbî)nin ifâde ve edâ sığasında "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den duydum (semi'tu)" ya da "şöyle buyurdu (kale)" ya da "O'ndan (an)" gibi tabirler kullandığı durumlarda ben, şayet râvi sahabî ise "refa'ahu" de­dim; değilse ,lerselehû" dedim.
 Her râvinin peşi sıra harflerini kısaltmadan "radiyallahu anh" yazdım ki oku­yan onu okusun, yazan da yazmasın terk etmesin. 
Kısaltmalar yapmaya özen gösterdiğim için, bunun dışında kalanları anlatma­dım. Kitab elinize geçip, okuduğunuzda inşaallah o bilgileri de edinirsiniz.
Allah'tan, içindekileri, ona îmân edenleri ve onu bize getirenleri ile birlikte Meliki Muktedir'in nezdinde Sıdk kürsüsünde beraber olmamızı niyaz ederim.
 
Yazar: Muhammed bin Süleyman er  Rudani
Türkçe Tercüme: Naim Erdoğan
Tahric: Yusuf Özbek
İlmi Redaksiyon: Ahmet Yücel
 
 
 
Kategori: Hadis-i Şerifler
Sayfa Sayısı: 1828
Boyut: 15 x 21 cm 
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Kitap Kağıdı
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Tavsiye Ürünler
Rudani Büyük Hadis Külliyatı, Cemul Fevaid, Sadece Türkçe, 10133 Hadis, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa Rudani Büyük Hadis Külliyatı, Cemul Fevaid, Sadece Türkçe, 10133 Hadis, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa, rudani büyük hadis külliyatı cemul fevaid imam muhammed türkçe naim erdoğan yusuf özbek iz yayıncılık 14 sahih hadis kitapları satış sipariş, İZ Yayıncılık, Hadis Sünnet 14 hadis külliyatı rudani, karton kapak, iz
Rudani Büyük Hadis Külliyatı, Cemul Fevaid, Sadece Türkçe, 10133 Hadis, 3 Kitap Toplam 1828 Sayfa

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.