
Ladikli Hacı Ahmed Ağa Hayatı Ve Divanı, Hacı Halis Kestane 400 Sayfa
“Hocamı yedi adım geriden takip ederim. Hocam yüzüme baktığı zaman, yüzümün rengi solar. Hocam bana derdi ki: “Hüdâî! Ben çok evliya ile arkadaşlık yaptım. Sendeki hâli görmedim.”
Ahmet Ağa bazen, “Bende bir şey yok, çobanın birisiyim.” der, bazen de âdeta coşarak: “Oğlum, benim hocam ilim deryasıdır. Ne soracaksanız sorun. Ben size bir peygamberin hayatını günlerce anlatırım. Fakat sizler dinlemeye tahammül edemezsiniz.” derdi.
Söyleyen var söyleten var
İlm-i Hikmet öğreten var
Ol kapında bekleyen var
Affımı isterim Allâhım.
Bir gün evinde abdest alırken hocası çıkagelir. Heyecanlanır. Hocası “Mevlâna, sana bir abdest almasını öğretemedik” der. Dedem de “Ne yapalım efendim. Bir çobanı peşinize taktınız. Çoban bu kadar becerebiliyor” deyince “Ahmet! Ahmet! KALB-İ SELİM arıyorlar… der.
HIZIR (A.S)
“Benim bir hocam var, hocama danışayım, ona dua ettireyim” derdi. Hiçbir zaman “Hızır” demezdi. Hızır (a.s.) ile kırk elli sene arkadaşlık yapmıştır. Onunla birlikte manevi vazifeler ifa etmiştir. Hocası Hızır (a.s.)’ın bir ara gelmesi çok gecikir, yanar tutuşur, hasretle geleceği günü bekler, çıkıp yollara yolunu gözetler. Bakın hocasına neler söyler:
Bilirim ki ölüp türap olmadın
Cihanı gezdirdin ücret almadın
Şimdiye kadar böyle geç kalmadın
Çıkıp yollarını bekler bu Ahmet
Her zaman seherde eyledim feryat
Bu zayıf hâlime gel de bir bak
Kocamış ağaçta sararmış yaprak
Çıkıp yollarını bekler bu Ahmet
Mevlâ’m izin verse bir zaman gelin
Bu kulun ahvalin gelmeden bilin
Buralardan geçer inşa’llâh yolun
Çıkıp yollarını bekler bu Ahmet
Haberini aldım şimdi Yemen’den
Türlü avaz gelir çayır çimenden
Merhaba ey dostum, bu hata benden
Çıkıp yolarını bekler bu Ahmet
Baskı Yılı : 2001