Şifalı Taşlar, Sağlığın Korunmasında Ve Tedaviye Yardımda, HASAN KOCABAŞ, Renkli Resimli 496 Sayfa
Kategori
Yayınevi
Barkod
şifalı taşlar kitabı, hasan kocabaş
Yazar
Vitrin Katagorisi
1.166,20 ₺
Şifalı Taşlar, Sağlığın Korunmasında Ve Tedaviye Yardımda, Hastakların Önlenmesinde, HASAN KOCABAŞ
496 Sayfa, Renkli Resimli
Rengârenk taşlar…
Bünyesindeki lityumla mor, titanyumla pembe, krom veya demirle kırmızı, bakır veya kromla yeşil, bakırla mavi veya lacivert, magnezyumla yeşil renge bürünen taşlar…
Şifalı taşlar, Antik çağlardan bugüne özellikle Türkler, Araplar, Kızılderililer, Mısırlılar, Çinliler, Yunanlılar tarafından hem sağlıklı kalmak hem de hastalıkları tedavi etmek için ilaç olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam edilmektedir.
İslam medeniyetinde de bu taşlar ve yararları hakkında yüzlerce eser yazılmış, ancak bunlar bugün ilaç sanayiinin baskısı ile bize unutturulmuştur.İnsan sağlığı yanında hayvan sağlığı ve tarımsal faaliyetlerde de kullanılan ve önemli bir şifa kaynağı olan bu taşların en önemli fonksiyonu, mineralleri dengelemesidir.
Bu kitapta,
Taşların ve minerallerin fiziksel ve kimyasal özellikleri,
Taşların bünyesinde bulunan mineraller,
Hangi hastalıklardan korunmada ve hangisinin tedavisine yardımda etkili olduğu ve kullanma usulleri,
Minerallerin insan vücudundaki işlevi, eksikliği veya fazlalığı halinde oluşabilen hastalıklar,
Renklerine göre taşların fonksiyonları,
Hastalıklardan korunmada burç ve taş ilişkisi,
Farklı bir bakış açısıyla çakraların ne anlama geldiği,
Evimizde ve üzerimizde bulundurulmaması gereken zararlı taşlar,hakkında uygulamalı bilgiler bulacaksınız.
Şifalı taşların behsedilen yararlarının büyük çoğunluğu, kitabın yazarı tarafından tecrübe edilmiş yararlardır.
Yazarın, "ustalık eserim” diye tarif ettiği bu kitapta, eskimez bilgiler yeniden gün yüzüne çıkmaktadır.
Şifalı taşlarla ilgili Türkiye’deki en kapsamlı referans kitap çıktı!
Taşlar, doğadan aldıkları enerjilerini doğal yoldan insana aktaran şifa kaynağıdır. Taş deyip de geçmeyin! Milyonlarca yıldır doğada var olan taşlar, insan ömrüyle kıyaslanamayacak ölçüde ve yoğunlukta enerji barındırıyor bünyelerinde. Bitip tükenmeyen bir enerji bu. Doğadan aldıkları bu sonsuz enerjiyi de insanoğluna en doğal yoldan aktarıyorlar.
Yaklaşık 100 taş, resimleri ve özellikleri... Hayatını taşlarla ilgili araştırmalara adamış Hasan Kocabaş, taşların insanı ‘iyileştiren’ özelliklerini anlatıyor. Yayınlanmış bilimsel veriler eşliğinde, son derece sistematik ve kolay anlaşılır üslupla sizi bu gizemli dünyaya davet ediyor.
Türkiye’nin bu alandaki en bilgili isimlerinden biri olan Kocabaş, taşları resimleriyle tek tek sıralayıp hangi hastalığa iyi geldiğini söylüyor. Taş kullanımında dikkat edilmesi gereken tüm noktaların altını çiziyor. Taşların, burçlar ve enerji merkezleriyle ilişkisine de dikkat çekiyor. Taşın bedende kullanılacağı yer, taşların korunması ve dinlendirilmesi, taş kombinasyonları gibi detay konulara da giriyor. Sonuçta ortaya, sağlığı koruma ve hastalık tedavisinde taşların doğru kullanımıyla ilgili ‘taş gibi’ bir kılavuz çıkıyor. Şifalı taşların bitip tükenmeyen enerjisinden faydalanmak istiyorsanız bu kitap tam size göre!
Bu kitapta, bu sorulara cevap var:
•Hangi taşta, hangi element mevcut?
•Elementlerin eksikliği ve fazlalığı insan sağlığını nasıl etkiler?
•Taşlar niçin şifa kaynağı?
•Hangi hastalıkta, hangi taş, hangi yöntemle kullanılmalı?
•Taşlar nasıl temizlenmeli?
•Hangi taşlar zararlı, hangileri radyoaktif?
•Taş kullanımında dikkat edilecek hususlar neler?
•Hangi burçlar ne tür taşları kullanmalı?
•Çakraları çalıştıran taşlar hangileri?
•Taşla metali birlikte kullanmak sakıncalı mı?
Taşların insana nasıl bir faydası var?
Taşlar, insana yararı bakımından çok geniş bir yelpazeye sahip. Koruyucu hekimlikten tedavi edici hekimliğe kadar. Yine psikolojik rahatsızlıklardan fiziksel hastalıklara kadar.
En önemli yararı koruyucu hekimlik. Zira denge sağlayıcı. Ruhsal - fiziksel denge, sıvı – baz dengesi, minerallerin kendi arasındaki orantısal denge gibi. Ayrıca solunum, sindirim, boşaltım, ısı, bağışıklık, doku, hücre, iskelet gibi sistemlerin sağlıklı ve düzenli çalışmasına yardım ediyor. Salgı bezlerinin işlevlerini yerine getirmesinde de önemli.
Ayrıca bedensel veya ruhsal sağlığın bozulması halinde, tedaviye yardım edici fonksiyona sahipler. Bunu da vücut sistemlerini yeniden düzenleyerek, dengeleri yeniden kurarak yerine getiriyorlar.
Taşların yararı bilgisi, yeni bir bilgi mi?
Taşların şifa kaynağı olduğu bilgisi yeni bir bilgi değil. Belki de kadim (çok eski) bir bilgi. Yok olan medeniyetlerle birlikte bu bilgi de önemli ölçüde yitirildi. Ancak mukaddes kitaplarda, destanlarda, masallarda ve eski medeniyet kalıntılarında izleri kaldı.
Bu bilginin yeniden yeşermesinin önündeki en önemli engellerden birinin de ilaç firmaları olduğuna inanıyorum. Diğer alternatif koruyucu ve tedavi edici doğal unsurların unutturulmasında olduğu gibi. Bitkiler, renkler, müzik bunlardan birkaçı.
Her taş, her hastalığa şifa mı?
Her taş, her hastalığa şifa değil. Bazen iki - üç, bazen de beş - altı taş aynı hastalığın önlenmesinde veya tedavisinde kullanılabilir. Bazı hallerde bunların birlikte kullanılması daha iyi sonuçlar veriyor. Ancak vücut kimyasıyla taşın kimyasının birbiriyle örtüşmesi daha iyi sonuç veriyor. Bu da kişinin burcuyla, taşın bu burçla ilişkisindeki uyumla doğru orantılı.
Taşlar neden şifa kaynağı? Bu enerjiyi nerden alıyor?
Taşlar, çeşitli minerallerin bileşimi durumunda. Üstelik oluşumları için en kısa süre bir milyon yıl. Yani taşı oluşturan mineraller milyonlarca, hatta milyarlarca yıl içinde enerji yoğunlaşmasına uğramış durumda. Bu nedenle insan ömrüyle kıyaslanamayacak ölçüde ve yoğunlukta bu minerallerin enerjisini barındırıyorlar bünyelerinde. Bitip tükenmeyen bir enerji. (Ancak bazı ağır hastalıklarda 7 – 8 ay sonra taşların yenilenmesinde yarar var.)
Aynı mineralleri insan vücudunda da görüyoruz. Kimisi, bedensel ağırlığımızın belirli bir oranını oluştururken, diğerleri eser miktarda, yani mini-minnacık durumda. Ancak fonksiyonları çok büyük ve yaşamsal değerde.
Örneğin bedenimizde 4 gram kadar demir, 90 miligram kadar bakır, 2,5 gram çinko, beden ağırlığının yüzde ikisi kadar kalsiyum, binde beşi kadar magnezyum, yüzde biri kadar fosfor, 25 miligram iyot, 1 gram selenyum, 125 gram potasyum, ayrıca manganez, krom, silisyum, sodyum, klor, kükürt, kobalt, molibden, flüor, bor, lityum, nikel, alüminyum, brom, bizmut gibi mineraller bulunmaktadır. Yani toprakta hangi mineraller bulunuyorsa, topraktan yaratılan bedenimizde de aynı mineraller var.
Beden ve ruh sağlığımız için ilk olarak bu minerallerin bedenimizde bulunması, ikinci olarak da olması gereken oranda bulunması gerekmektedir. Zira, vücudumuzda belirli fonksiyonların gerçekleşmesini sağlayan minerallerin azlığı veya fazlalığı bu fonksiyonların yerine getirilememesine, bu da çeşitli fiziksel ve ruhsal hastalıkların oluşmasına sebep olmaktadır.
Örnek olarak magnezyum mineralini ele alalım: İnsan vücudunun yaklaşık binde beşi magnezyumdan oluşur. Bu miktarın yüzde altmış beşi dişler dâhil kemiklerde, yüzde otuz beşi de kan dolaşım sisteminde ve dokulardadır. Daha yoğun bulunduğu organlar kalp ve beyin.
Magnezyum, anti-stres minerali olarak bilinir, ilk olarak kasların gevşemesini, sakinleşmeyi, rahatlamayı sağlar. Üç yüzden fazla enzimin işlevinde rol alarak, çeşitli türde enerjinin üretilmesini, saklanmasını, kullanılmasını ve aktarılmasını sağlar. Kandaki şekerin enerjiye dönüştürülmesi, dişler dahil kemiklerin gelişmesi ve sağlıklı kalması, sindirim sisteminin düzeli çalışması, kalp damarlarının esnekliğini muhafaza ederek kalp krizlerinin önlenmesi, beden sıvılarındaki asit baz dengesinin sağlanması da magnezyumla doğrudan ilişkili.
Magnezyum eksikliği, beyin, kalp, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulmalara, enerji azalmasına, dolayısıyla halsizlik, yorgunluk, göz kararması, baş ağrıları, yüksek tansiyon, böbreklerin taş üretmesi, kemik erimesi, kaslarda ve kalpte çarpıntılar gibi fiziksel, algılama eksikliği, şaşkınlık, uyku bozukluğu, hafıza kaybı, sinirlilik gibi psikolojik rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Bebeklerin havale geçirmesi de büyük oranda magnezyum eksikliğine bağlıdır.
Bedendeki magnezyum eksikliğine, dengesiz beslenme sebep olduğu gibi, aşırı terleme, stres, hamilelik, bebek emzirme, sportif faaliyetlerde aşırı zorlanma, kandaki şeker oranının yükselmesi, kafein, alkol, idrar söktürücü ilaç kullanımı, sera ürünü yiyecekler de neden olmaktadır.
Genellikle kalsiyum eksikliğiyle ortaya çıkan magnezyum fazlalığı da, kasların yeterince kasılmamasına, dolayısıyla bitkinliğe, hareketsizliğe, depresyona, bellek bulanıklığına, nefes darlığına, kalp atışlarında düzensizliğe sebep olabilmektedir.
Ayrıca magnezyum, C vitamini ile sodyum, potasyum ve kalsiyumun etkili biçimde kullanımına da yardım etmektedir.
Magnezyum minerali, Akik (Agat), Ametist, Elmas, Granat (Garnet, La’l), Hematit, Jasper, Gül Kuvars, Mercan, Mıknatıs, Obsidyen, Opal, Sitrin, Yakut ve Yeşim taşlarında bulunmaktadır. Bu taşlar, yaydıkları enerjiyle bir şekilde vücuttaki magnezyum oranını dengelemekte, azlığı veya fazlalığı nedeniyle oluşan fiziksel veya ruhsal rahatsızlıkları ortadan kaldırmaktadır.
Taşlar, şifa veren enerjilerini insanoğlunun hizmetine yaratılan doğadan almakta ve doğal yoldan bize aktarmaktadır.
Taşlar, tedavi için yeterli mi?
Taşların şifası bazı hastalıklar için koruyucu ve tedavi edici hekimlikte yeterli olmakla birlikte, her hastalık için yeterli değil. Bir problem varsa, öncelikle bu problemin kaynağına inip bu kaynağı ortadan kaldırmak gerekir.
Örneğin işiniz, eşiniz, yaşantınız, beslenmeniz, sizde psikolojik veya bedensel rahatsızlıklar oluşturuyorsa, öncelikle bu problemi çözmek gerekmektedir. Problem devam ettiği sürece, taşların yararının sürekli olmasını beklemek doğal olarak yanlış.
Yine örneğin bazı taşlar ağrıları giderir. Ancak siz sinüzitseniz, iltihaplanma kronik hale gelmişse, Aventurin taşının etkisi bu ağrıyı hafifletecek, ancak ortadan kaldıramayacaktır. Öyleyse öncelikle sinüslerin temizlenmesi gerekmektedir.
Bunları söylerken modern tıbbı ve doktorlarımızı da dikkate almak gerekiyor. Kendisini insanların hastalıklarını tedavi etmeye adamış iyiniyetli doktorlarımız halen mevcut.
Taşların şifası nasıl belirleniyor?
İki bini aşkın mineral (taş) var. Bunlardan Elmas, Yakut, Zümrüt ve Safir, değerli taş statüsünde. Yarı değerli taş statüsündeki taşlar daha çok sayıda.
Ayrıca Kehribar (Amber), İnci, Sedef, Mercan gibi taşlaşmış organik materyaller de taş sınıfında değerlendiriliyor.
"Hangi taşın hangi hastalığa şifası var?” sorusunu iki şekilde cevaplandırmak gerekiyor: Öncelikle deneyimler önemli. Örneğin bazı taşlar tansiyonu düzenliyor, yani kan basıncını dengeliyor. Bazıları ağrıları hafifletiyor, yahut ortadan kaldırıyor.
İkinci olarak minerallerin insan vücudundaki fonksiyonlarını bilmek gerekiyor. Bir hastalık, bir mineralin eksikliğinden veya fazlalığından kaynaklanıyorsa, bu minerali yoğun olarak bünyesinde barındıran taş, o hastalığın şifası durumunda.
Bir taş yalnızca bir hastalığın şifası da değil, birçok farklı hastalığın da devası. Bu nedenle, bu konuda kaleme aldığım kitabın okunması gerek.
Taş kullanımında nelere dikkat edilmeli?
Taşların yararının görülebilmesi için ön şart, doğal taş olmalarıdır. Doğal taştan maksat, bir taşın, örneğin turkuvaz taşının, doğadan çıkarıldığı haliyle kullanılması değildir. Gerçekten turkuvaz taşı olmasıdır.
Zira vitrinlerde gerçek taşlarla sahteleri çoğunlukla yan yana satışa sunulmaktadır. Bu nedenle bir taşı satın alırken ya o taşı çok iyi tanımanız gerekmektedir yahut taşları iyi tanıyan, dürüstlüğüne güvendiğiniz birinden almanız. Aksi halde baş ağrısı için taş aldım ama hiçbir faydasını göremedim demek zorunda kalabilirsiniz.
Bir taşın sahtesi çeşitli anlamlara gelebilir. İlk olarak, renk bakımından benzeşen ve ekonomik değeri daha az olan veya hiç olmayan taşlar falanca taş diye satılabilmektedir.
İkinci olarak ekonomik değeri daha az olan renksiz taşlara renk emdirilerek veya dışı boyanarak Zümrüt, Turkuvaz, Akik gibi adlarla piyasaya sürülebilmektedir.
Üçüncü olarak lastik, kauçuk, cam, tahta, çam reçinesi gibi maddeler kimyasal işlemlerden geçirilerek bir taşa benzetilmekte ve satılmaktadır.
Benzetim o kadar mükemmel olabilmektedir ki bazen taşın sahte olup olmadığı ancak ölçümlerle anlaşılabilmektedir. Ölçümlere esas olacak bazı özellikler, "Şifalı Taşlarla Sağlıklı Yaşam” adlı kitapta, her taşın başlangıç bölümünde "Kimlik Kartı” başlığı altında verilmiştir.
Taşların yararlı olabilmesi için ikinci şart sanatkârane işlenmiş olmasıdır. Siz ona değer verirseniz, o da size değer verir.
Üçüncü şart tek başına kullanılmaması, yani gümüş veya altınla birlikte takı haline dönüştürülmesi gerekir. Bu yüzük de olabilir, gerdanlık veya kolye de.
Ancak taşın mutlaka bedenle temas etmesi veya enerji akışına engel bir yapılanmanın olmaması şarttır. Taşın her iki yüzünün de açık olması gerekir. Taşın bir yüzünün takı madeniyle kapatılması, enerji akışını engelleyen yalıtım durumu oluşturacak ve taşın yararını ortadan kaldıracaktır.
Taş bir yüzükteyse, yararı, sağ elin yüzük parmağına (en küçük parmağın yanındaki parmak) takmakla sağlanabilir.
Ancak ilgili taşın elbisemizin cebinde taşınması, odamızın bir köşesinde bulunması bile belirli oranda yarar sağlayacaktır.
Taşlar, vücudumuzun enerji iletişiminde aynı zamanda süzgeç görevi gördüğünden, süzgeçlerdeki tortuların temizlenmesine benzer şekilde temizlenmesi gerekir. Aksi halde, olumsuz enerji tortularının süzgeci kapatması nedeniyle bu görevlerini yapamaz hale gelebilirler.
Öncelikle taşları sürekli takmamak, arada bir dinlendirmek, hiç olmazsa gece yatarken çıkarıp temiz bir yere bırakmak gerekir. Zira sürekli yiyip içmek veya hiç durmadan ilaç kullanmak gibi bir etki gösterebilirler. Yahut yorgun düşebilirler. Zira biz onları cansız bir varlık olarak görsek de Muhyiddin Arabi’nin dediği gibi durağan nitelikte de olsa ruh sahibidirler. En azından sürekli kinetik enerji halinde olmaktan kurtarılmaları gerekir.
Yine taş nedeniyle vücudumuzda meydana gelen düzenleme, dengeleme ve iyileştirme etkilerinin vücudumuzca bağışıklık sistemine katılması için de taşın arada bir çıkarılmasında yarar vardır. Aksi halde vücudumuz taşa karşı bağışıklık sistemi oluşturup taşın yararını ortadan kaldırabilir.
Taşların temizlenmesinin en tehlikesiz ve doğal yolu hiç olmazsa haftada bir gün kuru toprağın içine gömerek bekletmektir. Gözenekli olanlar dışındaki taşlar için diğer bir temizleme yöntemi yine haftada bir gün temiz suyun içinde bekletmektir. İslam Dininde abdestin suyla alınması, suyun bulunmadığı yerlerde toprakla teyemmüm yapılması gibi.
Her ikisi de temizleyicidir, hem maddi pisliklerden, hem enerji pisliklerinden. Aynı zamanda her ikisi de ruhsal temizleyicidir. Bu işlem taş ilk defa satın alındığında mutlaka yapılmalıdır. Zira çok fazla insanın taşla teması olumsuz enerji birikimine sebep olmuş olabilir.
Taşla birlikte takı oluşturan altın, gümüş gibi madenler, kararmaya karşı temizlenirken, temizleyici kimyasalların taşla temas etmemesine de dikkat edilmelidir.
Taşların insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde önemli etkileri var.
Elmas: Eski çağlardan günümüze taşların en değerlisi sayılan elmasın, kadınla erkek arasındaki aşkı güçlendirdiğine inanıldığından nişan yüzüklerinde tercih edilir. Saflık, sevgi ve neşe getirdiği söylenen elmas, cesareti ve aşkı sembolize eder. Elmas, sizi ruhsal ve ahlaksal inançlara göre yaşamınız için yüreklendirerek, kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmaya davet eder. Safir: Gök yakut diye bilinen safir, Latince mavi anlamına gelen sapphirus kelimesinden gelir. Mavi, pembe, turuncu, sarı, yeşil, mor ve siyah renklerde ya da şeffaf olabilir. Tarih boyunca kralların ve hükümdarların kötülük, ihanet ve büyülerden korunmak için taktıkları kutsal bir taştır. Aynı zamanda çeşitli hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir. Şeffaf safir size güveni, sevgiyi ve ışığı yoğun olarak hissettirir. Mavi safir, duygusal travmaların yarattığı duygu yüklerinden kurtararak özgürlük hissi verir.
Yakut: Mutsuzluk, kıymetsizlik, kavga, düşman, saldırı, vakitsiz ölümler ve akıl hastalıklarına karşı koruyucu özelliği olduğuna inanılır. Yakut, Hindistan'da taşların efendisi olarak anılır. Saflaşmaya ve değişime götüren yaşamsal ve sıcak yaratıcı enerji
verir.
Zümrüt: Yeşil renginden dolayı bereket, doğurganlık ve yağmur simgesi olarak bilinir. Düş gücünü geliştirdiğine, belleği güçlendirdiğine inanılır. Kadında ve erkekte üretkenliği artırır.
Göz ağrıları, iltihap ve kırıklığı giderir.
Ametist: Strese, migrene, iştahsızlık, göz ağrısı, akciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kuvars kristalinin arındırılmasında kullanılır. Pozitif enerji yüklü bir kristaldir. Taşıyan kişiye de bu yükü aktarır. Beyin gücünü yükseltir. Kan temizleyicidir. Negatif enerjilerimizi boşaltarak huzurlu ve zinde olmamızı sağlar. Pembe kuvarsla birlikte kullanıldığında aklı güçlendirir. Alkoliklere iyi gelir ve kalbi korur.
Akik: Uğur ve bereket taşıdır. Kan dolaşımını kolaylaştırır. Erkeklerde, erkeklik bezini, kadınlarda yumurtalıkları korur. Cinsel organları aktivite eder. Sağlık ve uzun ömür simgesidir Turuncu akik kendinizi sıkıntılı ve ümitsiz hissettiğiniz zamanlarda olayların
iyi yönlerini görmenize yardım eder. Sebepsiz sıkıntıyı alır. Sarı akikle yaşamdan zevk alırsınız. Ateş akiği yaşadığınız ana yoğunlaşma isteğinizi güçlendirir. Ciddiyet, dayanıklılık ve sükunet sağlar. Olumsuz duyguları çözüp iç benliği korur. Kendinize güven duymanızı sağlar.
Akuamarin: Beden ve zihin ilişkisini kuvvetlendirir. Duyarlılık sezgisini artırır. Aile saadetini güçlendiren taş denir. Denizcilerin uğur ve nazar taşıdır. Güven, denge ve ahenk
sembolüdür. Solunum problemleriyle savaşır. Hafızayı güçlendirir. Strese karşı koruyucudur.
Agat: Konuşma yeteneğini güçlendirir. Dikkatsizlikten, sosyal olamamaktan korur. Uzun ömür ve mutluluk simgesidir. Günlük stresleri atar. Vücutta tansiyon dengeleyicidir. Üriner sistemin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Aklı ve vücudu güçlendirir, kişiyi cesaretlendirir.
Aytaşı: Günlük yaşantınızdaki dengeyi oluşturmanızı sağlar ve duygusal dengenizde uyum sağlayıcı etki yaratır. Fiziksel olarak tıkanmış lenf bezlerini temizler. Kadınlarda hormon seviyesini dengeler.
Amber (Kehribar): Guatr, astım, bronşit ve allerjiye karşı iyidir. Tılsım olarak, hem kör talihe karşı korunma hem de talihi kendine çekme için kullanılmıştır. Sindirim sistemi, iç salgı bezlerini dengeler ve karaciğeri temizleyerek güçlendirir. Yaydığı sıcaklık,
enfeksiyonu önlediği ve soğuk algınlığı tedavisinde rol oynadığı için genelde boyun çevresine takılır. Boğaz ve tiroid enfeksiyonlarını diğer tüm taşlardan daha iyi tedavi ettiği
düşünülmektedir.
Aventurin: Zihinsel karmaşayı ve stresi azaltır. Neşe taşı da denir. Sakinlik ve yaşama sevinci sunar.
Amazonit: Beden dışı deneyimlere duyulan korkuyu yatıştırır. Enerjisi ölümcül derecede hasta olanlara iyi gelir.
Firuze (Turkuaz): Panzehir özelliği vardır, talih taşı olarak bilinir. Hissettirdiği iç bağlantılar sayesinde şifa etkisi gösterir. Nazara karşı iyi gelir. Bilinci genişletir ve kaygıyı teskin eder. Tansiyonu düzenler, kalp hastalarına iyi gelir. Kadınlık özelliklerini artırır. Konuşma ve yazma yoluyla yaratıcı ifadeyi artırır.
Hematit (Demir): Kan dolaşımı düzeninin sağlıklı olmasına yardımcıdır. Bu özelliğinden dolayı romatizmaya iyi gelir. Enerji kaynağıdır, solunum yolları üzerinde olumlu etkileri vardır.
İnci: İnci size güç, huzur ve çalışma azmi verir. Duygusal korunma amacıyla da kullanılır.
Jasper: Sindirim sistemine iyi gelir. Endokrin sistemine denge getirir. Karaciğer ve safra kesesini, dalak ve mesaneyi kuvvetlendirir. Fiziksel direnci artırır.
Kaplan Gözü: Sahiplenme arzusunu güçlendirir, insanların kendisini işine vermesini sağlar. İç ve dış görüşü artırır. Zihni keskinleştirir. Sinirsel spazmları ve baş ağrılarını hafifletir. Sindirim bozukluklarına, algılama eksikliğine ve korkuya karşı koruyudur. Negatif enerjiden korur.
Kuvars kristali: Vücuttaki fazla elektriği alır, eksikliği tamamlar. Tansiyonu düzenler, meditasyonda kullanılır. Cep telefonu taşıyan kimselerin yanında mutlaka kristal bulundurması gerekir. Çünkü kristal radyasyonu toplar. Kristaller almış olduğu radyasyonu 15 günde bir yıkamak suretiyle atarlar.
Rutılat kuvarsı: Depresyonu azaltır, enerji kaynağıdır. Sıkıntılı geçen bir günün getirdiği olumsuz duygu ve düşünceleri çözerek uzaklaştırır.
Kalsedon (Mavi Akik): Düşünce yeteneğini kuvvetlendirir, iyi konuşmayı sağlar.
Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Fiziksel, zihinsel, heyecan durumlarında sakinlik verir. Seksüel ve depresif durumları rahatlatıcı özelliği vardır.
Lal: Tehlikeyi haber veren taş olarak geçer. Bilinmeyene gözlerinizi açar ve gayipten bilgi almayı destekler. Fiziksel olarak da cinsel organların iyileşmesine yardımcı olur, kan dolaşımını canlandırır.
Lapis Lazuli (Lacivert Taşı): Ruh ve beden arasındaki dengeyi sağlar. Ayrıca zihinsel berraklığı ve derin düşünmeye yardımcı olur. Hazmı kolaylaştırır.
Malahit (Bakır Taşı): Fiziksel ağrıları azaltıcı ve radyasyondan koruyucudur. Uyumayı kolaylaştırır. Zihni ve vücudu canlandırır. Her kademede dengeleyici rol oynar. Sol elde oynanırsa vücuttaki statik elektriğin fazlasını alır.
Mercan: Solunum açıcı etkisi vardır. Kişide cazibeyi artırır. Zor işlerin akışını kolaylaştırır. Çoğaltıcı etkisi vardır, bereket simgesidir.
Obsidiyen: Negatif enerji emicidir. Stresi azaltır, terapi yönü çoktur. Bilinçaltındaki blokajları temizler.
Opal: Eklem iltihabına iyi gelir. İnsancıl duyguları güçlendirir. Ruh temizliğini korur, umudu güçlendirir. Yüksek başarı taşıdır.
Prit: İrade gücünü artırır. Diğer insanlarla armoni halinde çalışmayı gerçekleştirir. Enerji oluşturur.
Rodonit: Vücudun sağlıklı gelişmesine yardım eder. Kan dolaşımın dengeler. Psikolojik olumsuzluklardan kurtarıcı ve cesaret artırıcıdır.
Topaz: Duygusal yükleri ve kötümser düşünceleri ortadan kaldırır. Endişe ve depresyonun üstesinden gelmede yardımcı olur. Tüm bedeni güçlendirir, destekler, zihinsel ve fiziksel sindirime yardım eder.
Yeşim (Jade): Böbrek rahatsızlarından kaynaklanan ateşi düşürür. Akıl sağlığına, göz bozukluğuna ve doğum sancılarına karşı koruma sağlar.
Kırmızı Yeşim Taşı: Kanı güçlendirir, canlılık, güç ve sabır verir. Bedeni temizler.
Zebercet (Peridot): Aygıtların kaydedemediği kalp çarpıntılarına ve sebebi bilinmeyen korkulara iyi gelir. Renginden dolayı bereket, doğurur içinizde sevinç duygusu uyandırır.
Yazar: Hasan Kocabaş
Kapak : Kenan Özcan
Katagori: Şifalı Taşlar, Taşlar Hakkında Kaynaklarıyla Bilgi, Hangi Hastalıklara Hangi Taş İyi Gelir
Sayfa Sayısı: 496
Boyut: 16 x 23 cm
Basım Yeri: İstanbul
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü: Renkli 1. Hamur Kağıt
Dili: Türkçe
Dağıtım: Kitap Takipçileri
Temin Süresi: Aynı gün kargo
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Ürün hakkında henüz soru sorulmamış.
Güvenilir, ürünleri değerli ve kaliteli. 4-5 yıldır alışveriş yaptığım ve memnun kaldığım alışveriş sitesi. Güvenle herkese tavsiye ederim.
B... G... | 18/10/2024
Çok hızlı ve sağlam bir şekilde elime ulaştı.Çok teşekkürler
S... B... | 27/09/2024
Kitapları çok beğendim, kargo da çok özenli idi . Arkadaşım da sipariş verecek. Çok teşekkür ederim.
Canan Çatal | 26/09/2024
Çok İyi, sorun yok
fatih arı | 25/09/2024
sagolun
bilal kızılırmak | 08/08/2024
Aliveris icin tek adres kolayliklari sorunda sorunuz karsinda ulasabiliyorsunuz sorunsuz siparis verebiliyorsunuz
k... ö... | 01/08/2024
Kitap takipçileri harika...
H... Ö... | 27/07/2024
Güvenilir ve hızlı
Mustafa Varol | 12/07/2024
Güvenle alışveriş yapabilirsiniz
SEZGIN MEHMET | 14/01/2024
Böyle bir siteye gerçekten ihtiyaç var
Hayati Sevinir | 12/01/2024
Tavsiye Ürünler