İsmailağa Dergisi MAYIS 2018 | İNFAK | | Ramazan | Nasuh Tövbesi
Kategori
Yayınevi
Barkod
ismailağa cemaati dergisi 24. sayı
Yazar
Vitrin Katagorisi
120,96 ₺
İSMAİLAĞA DERGİSİ MAYIS 2018 24. SAYI, İNFAK
Dergide Bu Ay:
-Hikmet Damlaları - Mahmud Ustaosmanoğlu
-Abdulhamid Han ve Misyonerlerin Şüküt Ayini - Mahmud Şevket Ustaosmanoğlu
-İNFAK - Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu
-Ve Bir Gece Yüce Yar'dan Bir Muştu Gelir - Orhangazi Yüksel
-Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerde Ramazan -Dursun Ali Yılmaz
-Hasbi Abdulkerim Hocaefendi'nn Nasuh Tövbesi Sohbeti
-Şehid Hızır Hocaefendi'nin Şehadetinin 20. Senesi
-Müslümanın zihni Dünyasında İnfak - Ömer Faruk Korkmaz
-İnfak Etmek ve Faideleri - Mehmed Ekmekçi
-Allah Dostlarının İnfak Örnekleri - Yakup Kazan
-İsmailağa Kürsüsünden
-Fezaili Amal - Beraat Gecesi - Fatih Maruf
-Ramazan Ayının Fazileti - Lokman Köse
-Ehli Sünnet Müdafaası Teberrük 2 - Seyyid Ali Hoşafçı
-Şemail-i Şerif - Peygamber Efendimizin İçtikleri Su ve Meşrubat Çeşitleri - Murat Yiğit
-Hikmet Penceresi Mahmud Musaoğlu
-Altun Silsile - Mevlana Arif Rivegeri - Enes İnce
-Kelamı Kibar Mahmud Musaoğlu
-Hizmet Kervanı İddef Afrikada İlme Köprü Oluyor
-Hatırat - Gidince Görür - Osman Aslan
-İz Bırakanlar - Nuri Erkan Hocaefendi - Mustafa Ülker
-Kitabiyyat - Şerhul Fıkhıl Ekber - Halit Yıldız
-Tarihte Bu Ay
أَعُوذُبِاللّٰهِمِنَالشَّيْطَانِالرَّجِيمِ بِسْمِاللّٰهِالرَّحْمٰنِالرَّح۪يمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينْ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلَهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينْ
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا 1
مَا أَحَدٌ يَدْخُلُ الجَنَّةَ يُحِبُّ أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا، وَلَهُ مَا عَلَى الأَرْضِ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا الشَّهِيدُ، يَتَمَنَّى أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا، فَيُقْتَلَ عَشْرَ مَرَّاتٍ لِمَا يَرَى مِنَ الكَرَامَةِ 2
Cemât-i Müslimîn! İhvân-ı Dîn! Allah Teâlâ bu dünyayı hak ve batılın mücadele yeri olarak yaratmıştır. Binaenaleyh insanoğlunun evvelinden, benî Âdem’in başından kıyamete kadar bu hak ve batıl var olacak ve bu mücadele devam edecektir.
Bugün de dünyadaki mücadelelerin görüntüleri şu, bu olsa bile gerçekte:
لَّذِينَ آمَنُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ
Müminler Allah yolunda savaşmaktadırlar. Kâfirler ise tâğut, tuğyan etmiş, şeytan yolunda çalışıyorlar.3
فِئَةٌ تُقَاتِلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَأُخْرَى كَافِرَةٌ
Bir topluluk Allah yolunda savaşıyor, diğeri ise kâfirdir ve küfür yolunda savaşıyor.4
Bugüne kadar olan bütün mücadelelerin, bugün de olanların, yarın da olacakların özeti budur ey Müslümanlar! Şimdi burada mühim olan mesele; insan hangi çizgi üzerindedir? Neyin mücadelesini veriyor? Bu hususu şahsımızda, nefsimizde, özümüzde muhasebe etmemiz gerekiyor. Ey Müslümanlar bu mücadeleyi vermek gerekiyor; hak davanın, hak ve hakikatin, Allah Teâlâ’nın dininin, Allah Teâlâ’nın dediğinin olmasının mücadelesini vermek lazım. Bu mücadele içerisinde yer almak lazım ey Müslümanlar!
Bu hususta üstümüze düşeni vakti geldiğinde seve seve, sevine sevine yapmak lazım ey Müslümanlar! Bunun için bu şartlara kendimizi hazırlamamız lazım. Kuran-ı Kerim’de cihad ayetleri, kâfirlerle cihada dair ayet-i kerimeler var. O ayet-i kerimelerin tefsiri, şerhi mahiyetinde hadis-i şerifler var. Bu ayet ve hadis-i şeriflerden istinbat edilmiş olan fıkıhtaki bölümler var. Ey Müslümanlar! Savaş bölümü, yani "fıkhul-cihad” cihad fıkhı ve bugüne kadar bu cihadı yapan ve tarihe geçen tarihi şahsiyetlerin cihad yolundaki menkıbeleri, onların kahramanlıkları, onların fedakârlıkları, canlarını feda edip Allah’ın davası için şehid olma hikâyelerini çok iyi okumak lazım, dinlemek lazım, bunları bilmek lazım! Gerektiğinde de gereğini yerine getirmek lazım.
Bu meyanda İmam-ı Rabbani (kaddesallahu sirrahu) Mekubatında Allah yolunda savaşan orduyu iki kısma ayırıyor. Birisi gaza ordusudur ki, eli silah tutan, beceren, gücü yeten bu ordunun içerisinde yer almalıdır. İkincisi de dua ordusu ey Müslümanlar! Gaza ordusunun içerisinde yer alamayan, alacak durumda olmayanlar, onlar da bu cihada ilgisiz, uzak ve alakasız kalmamalıdır, onlar da dua etmelidirler.
Bugün bir tarafta, zahirde şöyle böyle gözükse bile gerçekte hak ve batılın mücadelesini yapanlar bu savaşın içinde bizzat silahları kullanmak suretiyle bu savaşın içerisinde yer alan gaza ordusu ordumuz vardır. Bir tarafta da bunların arkasında bunlara dua eden bir dua ordusu vardır. Biz de bunun içerisinde olmak durumundayız. Davamıza göz kulak olmak durumundayız. Alakadar olmak durumundayız. Kâh sevilen, kâh üzülen olmak durumundayız. Bu yaşananlar her birimizi birebir ilgilendirmelidir.
Çünkü burada bir toprak, bir coğrafya, bir hâkimiyet, bir üstünlük meselesi yoktur, doğrudan doğruya hak ve batılın mücadelesi, hesaplaşması vardır. Bu noktada okuduğumuz ayet-i kerimede Cenab-ı Hak; (وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا) Top yekün, hep beraber, bütün bir ümmet olarak, millet olarak Allah Teâlâ’nın ipine sarılın, o ipte herkes üzerine düşeni yapsın. Allahın ipinde birleşin ve hepiniz üzerinize düşeni öğrenin ve gereğini yapın. (وَلَا تَفَرَّقُوا) Allah’ın ipinden ayrılmayın. İslam ümmetinden, İslam toplumundan, İslam cemaatinden ayrı kalmayın, uzak durmayın buyruluyor.5
Bugün birliğe, onun yanında gönüllerin ve gövdelerin birliğine şiddetle ihtiyaç olan bir gündür. Çünkü bir tarafta İslam ordusunun zaferini özleyen, bekleyen, bunun için gözyaşı döken dünyanın mazlum Müslümanları, hatta Müslüman olmasa bile ezilen zavallı mazlum mustazaf insanlar var. Bir tarafta da kâfirin, zalimlerin üstün gelmesini isteyen, Müslümanların yenilmesini isteyen, kâfirlerin zaferine el-avuç ovuşturan, o günü bekleyen ehli küfür vardır, üçüncüsü yoktur.
Ya İslam’ın safındadır bir insan ya ehli küfrün safındadır. Safsız, çizgisiz, renksiz, ortada matlık yoktur ey Müslümanlar! Netlik vardır. Ya hak çizgidesin, ya batıl çizgidesin! Hak çizgide bir araya gelmeye, birlik olmaya, kenetlenmeye, güçlerimizi, imkânlarımızı, gönüllerimizi birleştirmeye bugün mecburuz ey Müslümanlar! Beklenen gün gelmiştir. Bu Amerika’ya İslam âlemini kana ve gözyaşına boğan, İslam âlemini perişan eden bu Amerika’ya dersinin verilmesi günüdür. Bu ders veriliyor, verilecektir. Hepimiz de bu işin içerisinde üzerimize düşeni yapalım. Bu kadarla iktifa ediyorum bu hususta.
Okuduğum hadis-i şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki;
مَا أَحَدٌ يَدْخُلُ الجَنَّةَ يُحِبُّ أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا، وَلَهُ مَا عَلَى الأَرْضِ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا الشَّهِيدُ، يَتَمَنَّى أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا، فَيُقْتَلَ عَشْرَ مَرَّاتٍ لِمَا يَرَى مِنَ الكَرَامَةِ
Hiçbir insan, cennete giren hiç bir insan bir daha dünyaya dönmek istemez. Dünya onun olsa cennetten dönmek istemez. Allah’a asi olup cehenneme atılanlar dönmek isterler o başka! Ancak Allah için savaşıp şehid olan tekrar cennetten dünyaya gelmek ister. En az on kez tekrar şehid olmak ister. Neden? Ahirette cennette gördüğü o ikram, o tazim, cennette gördüğü o değer, cennette gördüğü o nimetlerden dolayı şehid tekrar dünyaya gelmek ve en az on kez şehid olup on kat o ikramlara mazhar olmak ister.6
Dipnotlar
1) Âli İmran Sûresi: 103
2) Buhari, Cihad: 21, No: 2662, 3/1037. Müslim, İmare: 109, No: 1877, 3/1498.
3) Nisâ Sûresi: 76
4) Âli İmran Sûresi: 13
5) Âli İmran Sûresi: 103
6) Buhari, Cihad: 21, No: 2662, 3/1037. Müslim, İmare: 109, No: 1877, 3/1498.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Tavsiye Ürünler
